Dört gün hücrede tutulduktan sonra serbest bırakılan Prof. Dr. Sedat Laçiner, kendisini gözaltına alan polislerin daha önce terör dersleri verdiği öğrencileri çıktığını belirtti. Gözaltındaki 27 kişinin buz gibi spor salonunda tel kafesler içinde 4 gün bekletildiğini kaydeden Laçiner, "Bir annenin 3 gün boyunca bebeğini emzirmesine izin vermediler." dedi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nin eski Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, 4 günlük gözaltı sürecini Özgür Düşünce'den Cihan Acar'a anlattı. Yaşadığı zorlukların işkenceye varan boyutlara ulaştığına dikkat çeken Laçiner, hükümlü ve tutuklu olmamasına rağmen hapishane şartlarında ağır uygulamalara maruz kaldığını ifade etti. Kariyeri boyunca kendini terörle mücadeleye adadığına dikkat çeken Laçiner, başından geçen bir olayı şu sözlerle anlattı: "Ben ömrünü terörle mücadele konusuna adamış bir insanım. Şu anda Çanakkale'deki derslerimden birisi 'Terör ve Şiddet' konusu. Beni orada gözetim altında tutan polisler terörle mücadele konusunda kurs verdiğim öğrencilerim çıktı. Bu çok üzücü bir tabloydu benim için. Birçok polis benim yazılarımı okuyarak, PKK ve Güneydoğu ile ilgili olarak terör meselesini takip ederek öğrendiklerini söylediler. Bunu yapan bir insanı terör gerekçesiyle almak sadece gülünç."
'4 GÜN BİR HÜCREDE TUTULDUM'
Gözaltının tutukluluk ya da hükümlülük olmadığını belirten Laçiner, "Ama bizim gözaltımız hapishane şartlarından daha ağırdı. Beni koydukları yeri bir nezarethaneydi. 4 gün özgürlüğüm bağlandı ve hakkımda hiçbir işlem yapılmıyor. Oysa bize gelin deseler, biz olan biteni anlatırız. Ama bir cümle bile ifade almadan, şüphem geldi diyerek sizi 4 gün bir hücrede tutuyorlar." şeklinde konuştu.
'2 YIL BOYUNCA PARALEL İLAN ETMEK İÇİN UĞRAŞTILAR'
İki yıl boyunca kendisini paralel ilan etmek için özel internet siteleri kurulduğunu kaydeden Laçiner, "Örgütlü bir şekilde aleyhimde kötü bir izlenim için çalıştılar. Aktroller denen gruplar bir yıldır sürekli beni cemaatin parçası gibi göstermeye uğraştı. Böylece kamuoyunda beni itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Hoşlanmadıkları fikir adamlarını önce paralel ilan ediyorlar. Eğer hedef alınan kişi korkmadıysa hapse atıyorlar. Yine susmazsa demek ki vuracaklar." dedi.
'BALYOZ PLANI'NDAKİ MANZARAYI GÖRDÜM'
Kendisiyle birlikte gözaltına alınanların soğukta bir spor salonunda tutulduğunu ifade den Laçiner, şöyle konuştu: "Oraya gittiğimde 25 kişi yerlerde yatıyordu. İçerinin sıcaklığı buz gibi 4 derecenin altındaydı. Tel kafesler içerisinde 2 saat bekledik, dondum. Ellerim titremeye başladı. Oradaki insanlar orada uyumak zorunda bırakıldı. Balyoz darbe planındaki manzaranın aynısını gördük. O spor salonunun ortasına polisler tel kafeslerden bölmeler yapmış. Herkesi ikişerli üçerli şekilde yerleştirmişler. Bunların içinde avukatlar, doktorlar ve iş adamları var. Bunları tek tek kafeslere yerleştirmişler, altlarında ince bir battaniye vardı. Buz gibi ortam. Hiçbir şekilde yemek yemek için ortam yok. Tek tuvalet var oda pislik içinde. Yani toplama kampı gibi bir ortamdı."
'3 GÜN BOYUNCA ÇOCUĞUNU EMZiRMESiNE iZiN VERMEDiLER'
Gözaltına alınanlara kan donduran muamelelerde bulunulduğunu kaydeden Laçiner, "Bir kadın 1,5 yaşındaki çocuğunu emzirmek istedi. Polisler o kadına 3 gün boyunca süt izni vermedi. Kalp hastası Hulusi Amcamız var ki birçok rahatsızlığı bulunuyor. Onu o spor salonunda yatmaya zorladılar. O, raporu olmasına rağmen ayrılmak istemedi. Sırf diğer insanlara moral olması açısından kullandığı ilaçları falan sakladı." dedi.
'12 SAAT BANKIN ÜZERİNDE BEKLETİLDİM'
"Doktor, bize herhangi darp falan var mı? diye sordu. Ama polisler zaten olan bitenin farkında değildi. Yukarıda bu kararı alanlar zaten fiili işkence yapmış oldu. Ben sorguya 2 saat uykuyla çıktım. Gece 02'00'de ifadeni alacağız diyerek kaldırdılar daha sonra bir imza için 3 saat beklettiler. Sorgulama yapmak için koridorda 12 saat boyunca bir bankın üzerinde bekletildim. Ve bu kadar perişan haldeyken bizden savunma yapmamız istendi."
'BENİ SUÇ MAKiNESi SANDILAR'
Bugüne kadar sokak kavgasına dahi karışmadığını belirten Laçiner, kendisine yönelik suçlamalarla ilgili gözaltındayken şahit olduğu ilginç bir durumu anlattı: "Devleti yıkmak ve hükümeti devirmek gibi o kadar çok suç maddesi yazmışlar ki polisler şaşırdı. Hücredeyken yan tarafta polislerin konuşmalarını duyuyordum. Nöbeti devralmaya gelen yeni bir polis, isme bakmadı önce aynen şöyle dedi: 'Bu adam resmen suç makinesiymiş. Tüm terör suçlarını işlemiş.' Bir yumruk kullanmamış bir kişiye anayasadaki bütün suçları yüklüyorsunuz. Bu çok garip bir durum."
Kendisi hakkındaki suçlamayla ilgili bilgi veren Laçiner, "Bugün yaşadığımız sürecin gerekçesi ise bundan 4 yıl önce yaşanan olaylar. Örneğin bir dernek bizim üniversitenin öğrencilerinden birine 150 lira burs vermiş. Vakıf aracılığıyla vermiş. Bu para nereye gitmiş. Dedim bundan bana ne. İlgisiz insanları işin içine sokabilmek için bin dereden su getirmişler. Bursun bahane olduğunu benim neden bu sürecin içine dahil olduğumu hakimin köşe yazılarımı göstermesiyle anladım. Köşe yazılarımı hakim 'Siz mi yazdınız?' diye sorunca anladım sorgulandığım konu yazılarım." ifadelerini kullandı.
'KORKARAK GEÇMİŞ OLSUN DİYENLER OLDU'
"Üniversitemden ve tanıdığım akademisyen çevremden yüzlerce mesaj ve destek geldi. Ama şunu da görüyorsunuz korkarak size geçmiş olsun diyenlerde var. Tabi bugün benim yaşadıklarımın bir maksadı var. O da korkutmak. Bu süreçle akademisyen çevrelerine, 'Eğer konuşursanız sonunuz Sedat Laçiner gibi olur, aklınızı başınıza devşirin' şeklinde mesaj verilmek isteniyor. Bu durumun ters teptiği durumlar oluyor ama elbette korkanlar da oluyor."
CİHAN