Laçiner: Suriye'deki vekaleten çatışmalar, yüz yüze çatışmalara dönüşüyor


Uluslararası ilişkiler ve güvenlik uzmanı Prof. Dr. Sedat Laçiner, Suriye'de şimdiye kadar vekaleten giden çatışmaların, yüz yüze çatışmalara dönüştüğünü söyledi. Bir yıl önce PYD'ye koridor açan Türkiye'nin, bugün top atışlarıyla vurmasını, tutarsız dış politikaya bağladı.

Laçiner, Suriye'de sınırın hemen öte tarafında olup bitenleri, Cihan Haber Ajansı (CİHAN)'na değerlendirdi. Vekaletler savaşının parçası olan ülkelerin, doğrudan savaşır haline geldiğini belirterek, "Türkiye, Suriye'de bir vekaletler savaşının parçasıydı bugüne kadar. Diğer ülkeler de Suudi Arabistan, Türkiye, İran gibi vekaleten yürütülen bir savaşın içinde taraftı. Adım adım bu taraf olan ülkeler, Suriye'de sıcak bir çatışmanın doğrudan parçası haline dönüşüyorlar. Rusya perdenin gerisinden, perdenin önüne geçti. Türkiye ile Suudi Arabistan bir ittifak ilan etmiş oldular. Onlar da kara savaşı da dahil Suriye'de savaşın tarafı olacaklarını ilan etmiş oldular. Bundan sonraki süreçte, vekaleten giden çatışmalar doğrudan, yüz yüze çatışmalara dönüşüyor. Maalesef böyle bir risk var. Türkiye de bunun ilk adımını atmış oldu, sınırından topları göndererek." şeklinde konuştu.

'OLASI SAVAŞ TÜRKİYE'NİN ZARARINA OLUR'

Bölgede çıkabilecek bir savaşın Türkiye'nin zararına olacağını belirten Prof. Dr. Laçiner, "Savaş, iyi bir şey değil. Savaş bölgenizde oluyorsa kâr etmeniz zordur veya her zaman için faydası, zararından çok daha az olur. Ülkenizde yaşanan bir savaşta, komşunuzda, bölgenizde yaşanan bir savaşta kârlı çıkmanız, kazanmanız çok kolay değildir. Bir ABD, bir Rusya'nın bölgedeki savaşı gibi değil, Türkiye'nin savaşı, evin içerisinde çatışma çıkarması gibidir. Suriye'nin kuzeyi, artık Türkiye'nin evinin içi gibi oldu. Dolayısıyla Türkiye'nin, evinin içerisinde yangın çıkarmasına benziyor bu." dedi.

'TÜRKİYE TUTARSIZ BİR DIŞ POLİTİKA İZLEDİ'

Sedat Laçiner, bir yıl önce Türkiye'nin bölgede PYD'ye koridor açtığını söyleyerek, bugün aynı PYD'ye top atmasını tutarsız dış politikaya bağladı. Çözüm süreciyle birlikte hem PKK'nın hem de PYD'nin manevralarına göz yumulduğunu, PYD'nin bölgede iyice güç kazandığını belirterek, şunları kaydetti: "Çok ciddi tutarsızlıklar var. Suriye'nin kuzeyinde PKK etkisi, Arap Baharı'ndan önce yoktu, yani bu düzeyde bir etkiye sahip değildi, hattâ PKK'ya soğuktu oradaki gruplar. Arap Baharı'ndan sonra, 2011'den sonra PKK, bir kampanya dahilinde bu bölgede ılımlı güçleri bastırdı. Barzani'ye yakın olan güçlerin liderlerini hattâ öldürdü, sindirdi. PYD diye bir gerçek ortaya çıkardı, yani PYD Suriye'nin öz gücü olmaktan ziyade, dışarıdan Suriye Kürtlerine empoze edilmiş, silah zoruyla empoze edilmiş bir hareket ama zamanla oranın hakimi haline geldi ve Türkiye de bu durumu seyretti. Suriye'nin kuzeyinde Kuzey Suriye Kürdistanı kurulabileceği 2011 yıllarında söylendiğinde, ben hatırlıyorum, bugünkü Başbakan Davutoğlu demişti ki, 'Bunu söyleyenler, haritayı bilmiyorlar. Böyle bir şey mümkün değil, çünkü bu bölgenin tamamında Kürtler yok.' gibi şeyler söylemişti. Türkiye'nin burada bir gaflet içerisinde kaldığını, fark etmediğini ve tutarlı politika izleyemediğini söyleyebiliriz. Çözüm süreci de buna engel oldu. Çözüm süreci nedeniyle Türkiye, hem PKK'nın Türkiye'deki faaliyetlerine göz yumdu hem de Suriye'deki faaliyetlerine göz yumdu, itiraz etmedi. Bir yıl önce Başbakan Davutoğlu, 'Selam olsun Kobani'deki kardeşlerime.' diyordu. PYD'ye silahlı koridor da açıldı. Türkiye'nin dört bir tarafından para, malzeme, yiyecek, içecek toplandı belediyeler tarafından. Bunlar PYD'ye ulaştırıldı ve burada da Türk askeri, polisi ve yetkililer müsaade etti, izin verdi. Birbirine çelişir politikalarında tutarsızlık var." CİHAN
<< Önceki Haber Laçiner: Suriye'deki vekaleten çatışmalar, yüz yüze... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER