Gazeteci yazar Levent Gültekin, katıldığı bir konferansta, Türkiye'de Kürt, Alevi ve başörtüsü sorunun olmadığını, tek sorunun 'demokrasi' olduğunu söyledi. Gültekin, sorunlar varmış gibi gösterilerek insanların kandırıldığını ifade etti.
Levent Gültekin, Düşünce Gelişim Platform'un (DUGEP) düzenlediği 'Türkiye'nin Siyasal Fotoğrafı' başlıklı konferansa katıldı. Konuşmasında Türkiye'nin sorunlarına değinen Gültekin, ülkede demokrasi sorunu yaşandığını dile getirdi. Gültekin, "Türkiye'de Kürt, Alevi, başörtüsü sorunu yok. Sizi kandırıyorlar. Türkiye'de tek bir sorun var, demokrasi sorunu. Kürtlere diyorsun ki; 'ne olmak istiyorsun?' Diyorlar ki; 'Kanada gibi olmak istiyorum' Doğru mu? Bütün Kürtlerin verdiği örnek; İsveç, Kanada gibi olalım bütün sorunlar çözülsün. Tamam, bence de. Dindarlara soruyorsun aynı, Alevilere soruyorsun, aynı. O zaman Türkiye'nin bir sorunu varsa gerçek, yüksek bir demokrasi sorunu. Demokrasi sorunuyla bütün sorunlar çözülür. Anadil, eğitim, kimlik sorunu çözülür. Hepsi çözülür. Türkiye, gerçek bir demokrasi olmadığı için ne Kürt'ünün, ne dindarının, ne Alevi'sinin hakkını verebiliyor." şeklinde konuştu.
'ÜLKEDE SORUNLAR İSTİSMAR EDİLİYOR'
Gültekin, sorunların bazı kesimler tarafından istismar edildiğini vurguladı. "Bir sorunlar var, bir de sorunları istismar edenler var." diyen Gültekin, "Mesela 'Kürt sorunu' diye adamlar bir şey ortaya atıyor, onun üzerine kendine bir iktidar alanı açıyor. 'Başörtüsü sorunu var' diyenler bugün başörtüsü sorunu üzerinden Türkiye'yi yönetiyorlar ve yakıyorlar Türkiye'yi. 'Kürt sorunu var' diyenlerin dertleri Kürtler olsaydı, bugün şehirleri yerle bir olmazdı. Kürt sorunu vardır diyenlerin derdi Kürtler olsaydı, ölenlerin yüzde 90'nı Kürt olmazdı. Böyle bir şey yok. Ölen askerler de Kürt dikkat ediyorsanız önemli bir kısmı. Hendekte ölende Kürt. Şehirleri birer birer indiriyorlar, Kürt olsan acımaz mısın kendine." ifadelerini kullandı.
'YÜZ YILLIK KÜRT SORUNUNU 15 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARIN SIRTINA YÜKLEDİLER'
Hendek meselesini Kürt siyasetinin iflası olarak nitelendiren Gültekin, "Bunu Diyarbakır'da da söyledim, burada da söylüyorum. Koskoca yüz yıllık Kürt sorununu getirdiler, 17 - 15 yaşındaki çocukların sırtına yüklediler. 'Hendek' yazım var benim, 3 ay önce yazdığım. Ağıza gelmeyecek hakaret ettiler o yazıyı yazıyorum diye. Ama bugün ben haklı çıkmışım. Dedim onlara, o yazıda dedim; bu devletin vicdanı yok, bu devlet yakar yıkar, öldürür. Eğer bunun karşısına silahla çıkarsan yıkar. Senin yapacağın bir şey var; akılla çıkacaksın. Öyle bir şey yapacaksın ki, hakkını almayı bileceksin. Sen tam da devletin en güçlü olduğu noktadan çıkıyorsun karşısına ve 15 yaşındaki çocuklarla. Koskoca 50 yaşındaki adam utanmadan televizyona çıkıyor, 17 yaşındaki çocuğun yaptığını onaylıyor." şeklinde konuştu.
'ÜLKE DEĞİL; TOPLAMA KAMPI GİBİYİZ'
Ülke olarak ortak değer, birlik, duygu, hedef ve amaçtan uzak bir şekilde yaşanıldığını belirten Levent Gültekin, konuşmasına şöyle devam etti: "İşte Kürt sorunu korkusu devletin, Kürtleri de aynen dindarlar gibi başka bir insan haline soktu. Normal bir insan olmalarına, normal bir insanmış gibi diyalog kurabilen, konuşabilen, derdini paylaşabilen insanlar olmasının önüne geçti. Ama aynı devlet döndü, Türklere de 'aman hiç boş bırakma, bunlar senin ülkeni bölecek' diye, ülkeyi böldürmeme uğraşından dolayı o da normal insan olamadı. O da bütün enerjisini 'aman ben bu ülkeyi böldürmem' diye bütün buna harcadı ve sonunda birbirine selam vermekten, konuşmaktan, gülümsemekten imtina eden bir toplama kampına döndük. Burası ülke değil; toplama kampı gibi. Ülke dediğin; değeri, birliği, ortak duygusu, hedefi, amacı olur. Ülkeler böyledir. Bizde böyle bir şey yok. Şimdi bunun bedelini çok ağır ödüyoruz. Bütün kesimler birbiriyle kavga etmekten normal insan olamadılar, normal birey ve sonunda şimdi işin içinden çıkamıyoruz."
'TÜRK TOPLUMU EVRİM OLARAK MAYMUNA EN YAKIN SEVİYEDEDİR'
Sistemsizlikten dolayı toplum olarak evrim geçirilmediğini iddia eden Gültekin, "Toplumlar insanlar gibi evrim geçirirler. Türk toplumu evrimin ilk aşamasında, maymuna en yakın seviyede. Yani hani maymundan gelme esprisini, 'ben inanıyorum' anlamında söylemedim onu. Öyle bir görüş varsa bizim toplumumuz şu anda maymuna en yakın seviyedeyiz. Peki insan nasıl evrim geçirir? Eğitim, terbiye, sistem, disiplin eden bir sistem. Disiplin eden bir sistem olmazsa o insan insan olmuyor. Başka bir şey oluyor. Sinema, sanat, bir insanı al. Eğitimden 'matematik' anlıyorlar Türkiye'de. Hayır. Eğitim dediğim, bir ham canlıyı alıyorsun insan yapıyorsun. Neye üzülecek, neye 'hayır' diyecek, 'evet' diyecek, hangi değerleri benimseyecek, hangi değerlere uzak olacak, hangi değerlere yakın olacak bütün bunlar ve uzun bir süre gerektiyor." şeklinde konuştu.
'DEVLET, İNSANLARI HAYVAN DERECESİNE GETİRECEK'
Devletin, vicdan belirtisi olan insanları kabul edemediğini dile getiren Gültekin, "Türkiye'de devlet, bütün topluma bir şey söylüyor. Eğer sen insan olursan, insan gibi kalırsan seni öldürürüm diyor ve öldürüyor. Ne diyorlar, bugün dikkat edin. 'Çocuklar ölmesin' diyenleri linç ediyorlar. Aslında orada insan gibi kalmanın bir şeyidir o. Arkadaş, 'çocuklar ölmesin' diyorsun linç ediyorlar. Çünkü diyor ki, hayır aramızda diyor. Böyle vicdan görüntüsü, vicdan belirtisi olanlar var bunu kabul edemeyiz. Hepiniz diyor hayvan derecesine geleceksiniz, hepimiz. Sistem böyle işliyor, hepimizi kendiyle beraber hırsız yapıyor." ifadelerini kullandı.
SİSTEM BİZE 'PARALARI SIFIRLADIN MI OĞLUM?' CÜMLESİ NORMAL GÖSTERİYOR
Eğitimsizlikten dolayı yanlışların toplum olarak doğru görüldüğünü söyleyen Gültekin, "Kırmızı ışıkta geçmek, başka birinin hakkını yemek anlamına geldiğini biz bilmiyoruz. Çünkü öğretilmedi bize bu sistemle. Banka kuyruğunda başka birinin önüne geçmenin bir hak yemek olduğunu, insana yakışmayan bir davranış olduğunu öğretilmediği için bize banka kuyruğunda birinin önüne geçmek normalse, hepimize normal geliyor demi. Ya da trafik sıkıştı, şöyle aradan geçtin öne, bu normal geliyor ya o yüzden. 'Paraları sıfırladın mı oğlum?' cümlesi de bize normal geliyor toplum olarak. Dünyanın başka bir yerinde olsa ayağa kalkar dünya. Kalktı mı, kalktı. Almanya'da yedi yüz Euro değerinde bir hediye aldığı ortaya çıktı cumhurbaşkanının. Almanya toplum olduğu için ayağa kalktı ve o cumhurbaşkanını istifa ettirdiler." değerlendirmesinde bulundu.
'TÜRKİYE'DE MUHALİFKEN DEMOKRAT OLANLAR, İKTİDARA GELDİĞİNDE FAŞİST OLUYOR'
Demokratik kültür ve terbiye olmamasından dolayı, iktidarlara geçenlerin zamanla değiştiğine değinen Gültekin, "Bugünkü iktidar bu dediğim birey olma evrim sürecini geçirmemiş insanlardan, sadece onlar değil Türkiye'de geçen yok zaten. O yüzden Türkiye'de muhalifken demokrat olanlar, iktidara geldiğinde faşist oluyorlar. Çünkü evrim sürecini tamamlamamış, o demokratik kültür, terbiye oluşmamış, yerine gelmediği için geliyor iktidara. O bir anlamda deprem. O deprem gerçekleştiğinde kendini ya diktatör olarak buluyor, ya hırsız olarak buluyor, ya başka bir şey olarak buluyor. Ve biz bunun sonunda her dönem yeni bir felaketle karşı karşıya kalıyoruz." şeklinde konuştu.
TÜRKİYE İDEOLOJİLERDEN DOLAYI ÇÜRÜMÜŞ İNSAN MEZARLIĞI
Gültekin, şöyle devam etti: "Şu anda Türkiye'de çürümüş insanlar mezarlığı o yüzden. İdeolojik kavga sürdürmekten birey olamadılar. Birey olamadıkları için de ne yazık ki çürümüş insanların birbirini öldürmesini izliyoruz. Ve ortada sahici bir kavga yok. O kadar üzülüyorum ki." CİHAN