Dünya'nın dört bir yanına dağılan öğretmenlerin kurduğu 'Mağdur Eğitimciler Platformu' 24 Kasım öğretmenler günü sebebiyle bir açıklama yayınladı
İşte Mağdur Eğitimciler Platformu'nun yaptğı 24 Kasım Öğretmenler günü açıklaması:
Bizler, OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) bir daha kamu görevinde çalışamayacak şekilde görevlerinden ihraç edilen ve özel okullarda çalışma hakları ellerinden alınarak sivil ölüme terk edilmiş olan öğretmenleriz. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserinin, ‘On binlerce kişinin isminin Resmi Gazete’de yayınlanarak görevlerine son verilmesinin korkunç olduğunu’ söylediği mağdur öğretmenleriz.
T.C. Anayasası’nın 15. maddesine göre OHAL durumunda dahi masumiyet karinesinden yararlanma hakkı askıya alınamaz; yasal düzenleme veya KHK’lar ile kişiler ya da gruplar suçlu ilan edilemeyeceği gibi mahkûm da edilemez. Oysa biz öğretmenler Anayasaya aykırı olarak suçlu ilan edildik ve öğretmenlik haklarımız ellerimizden alındı. Ayrıca Türk Hükümeti tarafından Avrupa Konseyi’ne sunulan KHK eklerinde, öğretmenler uluslararası bir kuruma ‘terör örgütü üyesi’ olarak bildirilerek; masumiyet karinesi gibi haklarımız da ihlal edilmiş, şeref ve itibarımız
ayaklar altına alınmıştır.
Türkiye’de, 21 Temmuz 2016 tarihinde ülke genelinde ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde, Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanan ve doğrudan öğretmenleri ilgilendiren 11 ayrı KHK ile 34.063 öğretmen kamu görevinden ihraç edilmiş, 25.000 civarında öğretmenin de okulları fiilen kapatılarak öğretmenlik lisansları iptal edilmiştir.
Darbe girişimi ile hiçbir ilgisi olmayan yaklaşık 60.000’den fazla öğretmen ve 6000 Akademisyenin,‘savunma hakkı’ gibi asgari hakları dahi kullanmalarına imkân verilmeden kamu görevinden çıkarılmasının ve bir daha öğretmenlik yapma imkânı verilmemesinin, OHAL’e gerekçe yapılan olaylarla bir ilgisi yoktur.
Öğretmenlerin ihraç edilmelerine ve mesleklerini özel okullarda dahi yapmalarına engel olunmasına, tamamen geçmişte yaptıkları legal faaliyetler gerekçe gösterilmiştir. Bu gerekçeler ve özel hayatlarına açık müdahale oluşturan kararlar, evrensel ve uluslararası hukuk ilkelerine açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
21.7.2016 tarihinde ilan edilen OHAL sonrasında, daha önceden yapıldığı anlaşılan fişlemelere dayalı olarak on binlerce öğretmen kamu görevinden çıkarılmıştır. Anayasa ile yasaklanmış olmasına rağmen öğretmenler “sosyal çevre bilgisi” adı verilen fişlemelere dayalı olarak kamu görevinden çıkarılmışlardır ve mesleklerini ömür boyu yapmaları yasaklanmıştır.
Öğretmenleri, hiçbir savunma hakkı tanımadan, masumiyet karinesini ihlal eder şekilde suçlayıp kamu görevinden çıkarma, mesleki ve profesyonel hayatlarına yasa dışı bir müdahaledir. Aldığı tüm diploma ve sertifikaların geçersiz olmasına yol açacak şekilde öğretmenlerin mesleki ve profesyonel hayatlarının bitirilmesi özel hayata saygı hakkına da açık bir müdahaledir.
OHAL’in ilanının üzerinden 5 yıldan, OHAL’in kaldırılmasının üzerinden ise 3 yıldan fazla süre geçmiş olmasına rağmen OHAL döneminde kamu görevinden çıkarılan ve lisansları iptal edilen öğretmenlerin özel okullarda öğretmenlik yapmalarının engellenmesine bugün de devam edilmektedir.
Masumiyet karinesinden yararlanma hakkı gibi en temel haklarımızın ihlaline öğretmenlik haklarımızı elimizden alan KHK’lar neden olmuştur. Öğretmenler olarak yaşadığımız tüm ihlallerin giderilebilmesi için öncelikle OHAL KHK’larının tüm sonuçlarıyla birlikte hukuki varlığına son verilmesi gerekir.
Bu çerçevede,
Sosyal arındırma ve sivil ölüme neden oluşturacak seviyede, evrensel hukuk ilkeleri yok sayılarak ihraçlara ve özel sektörde dahi çalışmaya engel olan OHAL dönemi KHK’larının tüm sonuçlarıyla birlikte hukuki varlığına son verilmesini,
Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 24 Mart 2021 tarihinde kabul edilen karar doğrultusunda, terör eylemleri ile hiçbir bağlantısı bulunmayan kamuda ve özel eğitim kurumlarında öğretmenlik yapan kişilerin derhal işlerine iade edilmelerini ve yine yukarıda ifade edilen ILO kararı kapsamında, OHAL sürecinde cebri olarak kapatılan Aktif Eğitim Sen ve Pak Eğitim İş Sendikaları’nın yürütmenin kararıyla kapatılmalarının hukuki olmadığı cihetiyle, bu tüzel kişiliklerinin tekrar eski faaliyetlerine devam edebilmelerini talep ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur
Mağdur Eğitimciler Platformu