Alınak hakkındaki gözaltı kararının 'örgüt üyeliği' suçlamasıyla alındığı belirtilirken, Alınak'ın Kars'taki evi de arandı.
Gözaltı kararını ise Kars Sulh Ceza Hakimliği verdi.
Bugüne kadar dokuz kez cezaevine konulan Alınak'ın 'Mehmet Tunç ve Bekes' isimli kitabı hem yasaklandı hem de toplatıldı.
Kitabının yasaklanması ile ilgili Alınak, "Bu kitap bir ibret vesikasıdır. Asla bu kitabın insanlara ulaşmasını durduramayacaklar" ifadelerini kullanmıştı.
Kitap 2017'de yayımlanmıştı. Konusu ise, 2015'teki sokağa çıkma yasakları sırasında öldürülen Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç ve kardeşi Orhan Tunç’un yaşam öyküsü. Aynı zamanda sokağa çıkma yasakları sırasında yaşananlar da yine kitabın konusuydu.
Kitabın, Kars T Tipi Cezaevi’nde bir tutukluya gönderilmesi de engellenmiş, ardından da yasak kararı gelmişti
İstanbul 2’nci Sulh Ceza Hakimliği yasağı, kitabın 114, 115 ve 128’inci sayfalarında yer alan cümlelere dayandırdı.
2019 yılı ocak ayında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Alınak'la ilgili davada Türkiye'yi haksız bulmuştu.
Alınak, AİHM'e yaptığı başvuruda Türkiye'yi tazminata mahkum ettirdi.
Mahmut Alınak'a, 14 Şubat 2008 tarihinde İmralı Cezaevi sistemini eleştirdiği ve Kars Belediyesi'nden Musa Anter, Deniz Gezmiş, Vedat Aydın, Kemal Akbulut ve Oruç Korkmaz'ın adlarının caddelere verilmesini talep ettiği için Kars Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 50 günlük hapis cezası verilmişti.
21 Ağustos 2008 tarihinde tutuklanan ve 50 gün Susuz ilçe cezaevinde kalan Alınak, ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurmuştu. Başvuru ile ilgili kararını veren AİHM, Alınak'ın ifadelerinin "düşünce ve ifade hürriyeti" kapsamında olduğuna karar vererek Türkiye'yi 3 bin 200 Euro tazminata mahkum etti.
MA'nın haberine göre, AİHM kararı ile ilgili konuşan Alınak, şöyle dedi:
"Deniz Gezmiş, Kars’ın devrimci önderlerinden Kemal Akbulut, Halkın Emek Partisi (HEP) Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın, Musa Anter ve Kars Emniyet Müdürlüğü’nde işkence edilerek genç yaşta öldürülen Oruç Korkmaz'ın isimleri Kars’ta bazı park ve caddelere ışık saçmalı ve yaşamalıydı. Çünkü onlar bunu fazlasıyla hak etmişlerdi. Elbette ki Kars halkı da bundan mutluluk duyacaktı. Ama Haydar Aliyev ve Mesut Yılmaz isimleri Kars’taki parklara verilmişti. Neden bu anlamlı isimler de gelecek kuşaklara armağan edilmeyecekti. Ben işte bu nedenle 2008’de Kars Belediye Başkanlığı’na başvurarak, 'Bazı park ve caddelere bu isimler verilsin' dedim. Savcılar hemen harekete geçip hakkımda soruşturma açtılar. İddia ettiler ki, ben bu istekte bulunmakla suç işlemiştim. Suçum da 'suçluları' övmekti. Mahkeme de bir yargılama komedyası sahneleyerek bana hapis cezası verdi. Sonra da beni götürüp Susuz Cezaevi’ne kapattılar. Bu arada avukatım düşünceyi suç sayan bu karara karşı AİHM’e başvurdu."