Hukuksuz şekilde tutuklanıp geçtiğimiz günlerde tahliye edilen Mehmet Ateş'in dışarı çıktıktan sonraki gün ameliyata koştuğunu yazan İzmirli gazeteci Öztürk, 'karınca misali safımız belli olsun' diyor:
İşte o yazı...
***
Karınca misali
Bugün Cumartesi…
Kıssadan hisseli hikaye günü.
Hikayemiz çok ama,
Bugün değişiklik yapalım,
Yaşananları yazalım.
Mehmet Ateş Hoca’yı duydunuz.
Şifa Üniversitesi Rektörü
Perşembe akşamı serbest kaldı.
Yarı özgür artık diyelim.
Gelin biraz detaya gidelim.
Mehmet Ateş Hoca’nın,
Serbest kalır kalmaz,
Ne yaptığına bakalım…
Hoca cezaevinden çıkar çıkmaz,
Doğruca hastaneye gitmiş.
50 gün boyunca göremediği,
Hastalarını kontrol etmiş…
Bir hastasının durumunu,
Normal görmediğinden olsa,
Uzunca süre kontrol etmiş,
Sonunda kararını vermiş.
Cuma sabahı ameliyat…
Yani Mehmet Hoca,
Cezaevinden çıktığının ertesi,
Yine ameliyat masasında…
Bu kadarla bitti sanmayın.
Asıl haberi sona sakladım.
Ateş hoca ameliyattan çıkınca,
Dinlenmeye gitmedi…
Dün öğleden sonra,
İzmir’de özel bir hastanede,
Çok uzun zamandır planladığı,
Organ naklinin yapılması için,
Bu kez hasta yatağına yattı…
Kendi böbreğinin birini,
Sevgili eşine verdi…
Bir sorun bakalım kendinize,
Bunu yapabilecek kadar,
Cesur ve vicdanlı mısınız?
Son sözler ise kendime…
Çok sayıda mesaj aldım.
İçleri sevgi doluydu.
İnsanlık ölmemiş dedirten…
Benim kıssadan hissem;
Hz. İbrahim ateşe atılınca,
Ateşi söndürebilmek için,
Tüm hayvanlar su taşıyormuş.
Garip bir karınca da
Damlanın onda biri kadar,
Su ile koşturuyormuş…
Görenler dalga geçerek,
“Boşuna uğraşıyorsun,
Dağlar kadar yangını,
Avucundaki suyla mı,
Söndüreceksin?” demişler…
Hiç aldırmamış karınca.
Kendisinden emin,
“Hiç faydam dokunmasa da,
Hiçbir şey yapamasam da,
Maksat safımız belli olsun” demiş.
Gazete Dokuz Eylül'den alınmıştır