CHP’nin tüzük değişikliklerinin ele alındığı 20'nci Olağanüstü Kurultayı'na katılan Mansur Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu ile önceki dönem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki davalara ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yavaş, şöyle konuştu:
"UTANÇ VERİCİ"
Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu hakkında açılan davaların "hukuk sopası" niteliğinde olduğunu vurgulayan Yavaş, kurultay sonrası ülkenin gerçek gündemine odaklanılması gerektiğini söyledi.
Yeni bir programla halkın karşısına çıkılması gerektiği ifade eden Yavaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öncelikle güçlendirilmiş parlamenter sistemin yeniden ele alınıp bu konuda neler yapılabileceğinin mutlaka gösterilmesi gerekiyor. Aynı zamanda hukuk sistemimizde olması gerekenler. Sayın İmamoğlu ve Sayın Kılıçdaroğlu'nun başına gelen şeyler... Ben bir hukukçuyum, açıkçası utanç duyuyorum. Hiçbir zaman yargı bir sopa olarak gösterilemez. AİHM kararları var, eğer Anayasa'ya uymayacaksak yeni bir anayasayı tartışmanın da anlamı yok. Bu nedenle biz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'de güçler ayrılığının nasıl olacağını mutlaka insanlara göstermemiz lazım. Artık ülkemizin rövanş hukukundan kurtulması lazım. Gücü eline her geçirenin karşı tarafa bir hukuk sopası göstermesi bizim için utanç verici. Dünyada hukuka olan güvenlerde en sonlardayız. Bundan biz utanıyoruz. Böyle bir ülkede gençlerin kaçıp gitmek istemesi ya da ülkeye yatırım gelmemesi gayet normal. Bu nedenle eğer biz bu insanlara ümit vereceksek Tüzük Kurultayı'ndan sonra bir an evvel programla ilgili çalışmaları yapıp artık halkın karşısına suni tartışmalarla değil, programımızla çıkmamız lazım. İnşallah ülkemizde kurucu değerlerimize bu şekilde dönecektir. Ülkemizde şu anda hiç kimse yıpranmamış bir kurum sayamaz çünkü çürüme başladığı zaman her yönüyle çürür. Hukuk, yargı, ekonomik sistem, üniversiteler çürür."
Adaylık tartışmalarını anımsatan Yavaş, şöyle devam etti:
"Ekrem Bey'i hukukla ilgili konuda kalben de destekliyorum, imkanım olsa fiilen de desteklerim. Böyle bir gündem yok. Daha önce biz bu filmi gördük. 2019'dan başlamak üzere sadece yandaş tabir edilen televizyonlarda seçime kadar 'aday kim olacak' tartışması çıkarıldı. Şimdi yine aynısını yapıyorlar. Böyle bir gündem yok. Belediyelerimizi yönetmeye çalışıyoruz. İktidarın yarattığı bu yoksulluğa CHP'li belediyeler olarak sosyal belediyecilik yaparak, 'Acaba onların mağduriyetini ne kadar aza indirebiliriz'den başka bir düşüncemiz yok. Bunların konuşulması gerçekten abesle iştigal. Günü geldiği zaman bunun yolları da bellidir. '5 kişi buna karar alacak' denmesi CHP'ye hakarettir. Günü gelince partinin kurulları buna karar verecek. Bugünden bunları konuşmanın anlamı yok. Sayın İmamoğlu'na bir yasak konacak olursa en şiddetli tepkiyi benim vereceğimi de herkesin bilmesini isterim."
"ATATÜRK'E BAĞLILIK SUÇ OLABİLİR Mİ?"
Yavaş, Kara Harp Okulu'ndaki mezuniyet törenin ardından teğmenlerin ''Mustafa Kemal'in Askerlerleriyiz" sloganları atarak yemin etmesine yapılan eleştirilerle ilgili şunları kaydetti:
"Mustafa Kemal Atatürk'e bağlılık suç olabilir mi? Bu artık ritüel haline gelmiş. Mustafa Kemal Atatürk'ün numarası okunduğu zaman hepsi birden ayağa kalkıp 'Burada' demiyor mu zaten? Yıllardır yapılan bir ritüelin sadece sosyal medyaya taşınması ve bildiğimiz insanların trollük yapmak suretiyle yayması nedeniyle tartışıyoruz. Artık Türkiye'nin suni gündemleri tartışacak durumu yok. 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diye her zaman söylüyoruz, söylemekten de gurur duyarız."