Ahmet Altan, “28 Şubat’ta yargılandım, sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandım, DGM ucubelerinde yargılandım, fakat ilk defa anayasa suçu işleyen bir mahkemede yargılanıyorum. Hiçbir devlet, iki siyasetçiyle iki yargıcın hukuk devletini çökertmesine izin vermez. Vermeyecektir de. Hukuk dışı, Anayasa dışı, yasa dışı yolculuktan vazgeçmeniz herkes için daha hayırlı olacaktır” dedi.
15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrası başlatılan operasyonlarda tutuklanan gazeteci – yazar Ahmet Altan, akademisyen kardeşi Mehmet Altan ve gazeteci Nazlı Ilıcak’ın da aralarında bulunduğu 6’sı tutuklu 7 sanıklı ‘darbe davası’nda sona gelindi. Bu sabah Silivri’de başlayan karar duruşmasında yaklaşık 10 dakikada 7 kişinin son sözlerini alan Mahkeme Başkanı, “Karar için ara veriyoruz. Olağan şartlar altında öğleden sonraya kalacağını tahmin ediliyoruz. Ancak saat veremiyorum” dedi.
Davada yargılanan isimler, son sözleri sorulduğunda sırasıyla şunları söylediler:
Nazlı Ilıcak: Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi içtihadı benim masumiyetimin temelini oluşturmaktadır. Zaten, Mehmet Altan ile bana yöneltilen suçlamalar özdeştir. Nitekim, Anayasa Mahkemesi, emsal karar vermiştir. Kararınızın bu içtihatlar çerçevesinde verilmesini umut ediyor, beraatımı talep ediyorum. Saygılarımla.
Ahmet Altan: Bugüne kadar yüzlerce kez yargılandım. 28 Şubat’ta yargılandım, sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandım, devlet güvenlik mahkemesinin ucubelerinde yargılandım, fakat ilk defa anayasa suçu işleyen bir mahkemede yargılanıyorum. Böyle bir yargılama ne Osmanlı’da ne Cumhuriyet tarihinde görüldü. Hiçbir devlet, iki siyasetçiyle iki yargıcın hukuk devletini çökertmesine izin vermez. Vermeyecektir de. Hukuk dışı, Anayasa dışı, yasa dışı yolculuktan vazgeçmeniz herkes için daha hayırlı olacaktır.
Mehmet Altan: Bu dosyadaki fabrikasyon iddialara karşı Anayasa Mahkemesi’nde yargılansaydım üç kez beraat edecektim. Dün, vicdanlara uhrevi bir hatırlatma yapan bir avukata anayasayı hatırlattınız. Bu benim çok hoşuma gitti. Hepimizin sığınağı anayasadır. Vereceğiniz karar, hukuk konusundaki havayı ya daha da karartarak korku filmine çevirecek ya da bitirecektir.
Yakup Şimşek: Annem dedi ki; ‘Oğlum bizim geçmişimizi anlat. Bizim geçmişimizden ne terör örgütü çıkar ne vatan haini çıkar’. Ben, dedemi Sarıkamış’ta kaybettim. Bizim ailemizden terör örgütü ve vatan haini çıkmaz. Çıkarsa kendi ellerimizle boğarız. Hayat felsefem şudur, haklıysanız korkmayın, güçlüsünüz. Haksızsanız karıncayı bile ezmeyin, güçsüzsünüz. Evet, vicdanınıza inanmak istiyorum, inanıyorum. Vicdanınıza güvenmek istiyorum, güveniyorum. Olur da beni yanıltırsanız, siz bilirsiniz, hayatımı huzur ve neşe içinde sürdüreceğim. Beraatımı talep ediyorum.
Fevzi Yazıcı: Savunmamı tam yapamadım. Masumiyetimin verdiği rahatlıkla beraatimi istiyorum.
Şükrü Özşengül Tuğrul: Sigorta bir yerde atıyor, ne hukuk, ne devlet kalıyor. Düzeltilmesi, hukukun görevi. Beraatimi talep ediyorum.
Murat Tibet Sanlıman: Suçsuzum, beraatimi talep ediyorum.