May, Avusturya’nın Salzburg kentinde düzenlenen AB gayriresmi zirvesinde Londra’nın Brexit ile ilgili önerilerinin Brüksel tarafından reddedilmesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
AB kendi önerisini getirsin
May, "Müzakerelerin bu ileri aşamasında taraflardan birinin, diğerinin teklifini detaylı bir izahat ve karşı teklif olmadan reddetmesi kabul edilemez. Şimdi AB'den gerçek sorunların ne olduğunu ve alternatiflerini duymamız gerekiyor. Bu olmadıkça, ilerleyemeyiz." diye konuştu.
Brexit müzakerelerindeki son durumdan şikayetçi olan May, "Bütün bu süreçte AB’ye saygılı davrandık. İngiltere de AB’den aynısını bekliyor. Bu sürecin sonunda iyi bir ilişkiyle ayrılmak buna bağlı." dedi.
İki önemli sorun
Müzakerelerde kaydedilen ilerlemeye rağmen iki sorun kaldığını belirten May, ilk sorunun Brexit'in ardından tarafların kuracağı ekonomik ilişkiden kaynaklandığını aktardı.
AB'nin bu konuda sadece iki seçenek sunduğunu vurgulayan May, "İlk seçenek İngiltere'nin Avrupa Ekonomik Bölgesi ve Gümrük Birliği içinde kalmasını içeriyor. Bu, İngiltere'nin AB kurallarına uyması ve AB'den denetimsiz göçün sürmesi, başka ülkelerle de istediğimiz ticaret anlaşmalarını yapamamamız demektir. Bu, 2 yıl önce yaptığımız referandumla alay etmek olur." yorumunu yaptı.
AB'nin sunduğu ikinci seçeneğin ise Kuzey İrlanda'yı İngiltere'nin dışında bırakacak temel bir serbest ticaret anlaşması içerdiğini bildiren May, bunun da İngiltere'nin bütünlüğünü ihlal etmek anlamına geleceğini ifade etti.
May, "Bu hiçbir zaman kabul edebileceğim bir şey değil. Bence hiçbir İngiltere başbakanı da bunu kabul edemez. Eğer AB böyle olacağını düşünüyorsa, temel bir hata yapıyor." dedi.
Sterlin Euro karşısında değer kaybetti
May’in konuşmasını sürdürdüğü sırada İngiliz sterlini, Euro karşısında yüzde 1.4 değer kaybetti. İngiliz basınında çıkan haberlerde ise May’in AB zirvesinde, liderlerin açıklamalarıyla “küçük düşürüldüğü” yorumu yapıldı.
May’in önerilerini kabul etmeyen AB liderleri, gelecek ay konunun tekrar görüşülmesini talep etmişti.
Taraflar, bir anlaşma olmadan İngiltere’nin üyelikten çıkma ihtimalinin de gündem de olduğunu belirtmişti.
Tusk’un sert eleştirileri
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, İngiltere’nin teklifinin AB ortak pazarının altını oyduğunu söyleyerek, Londra’ya yönelik tepkisini dile getirmişti.
AB ve İngiltere arasında henüz uzlaşı sağlanamamış konuların olduğunun altını çizen Tusk, "Özellikle temel özgürlüklerimiz ve AB iç pazarının korunması gibi nedenlerden ötürü biz ‘İngiltere'nin yeni Brexit yaklaşımının' bu konuları içeren kısmını eleştiriyoruz." ifadesini kullanmıştı.
İngiliz hükümeti, 6 Temmuz'da açıkladığı yeni müzakere yaklaşımında, AB ile özel serbest ticaret ve gümrük anlaşmaları yapılmasına kapı aralamıştı. May, Kuzey İrlanda konusunda tarafların mutabık kaldığı bir çözüme ulaşılmadıkça İngiltere'nin belirsiz bir süre için bütün olarak Gümrük Birliği içinde kalmasına yol açacak bir "tedbir" maddesini de kabul etmişti.
Yeni yaklaşımın ilanını takip eden günlerde kabinenin "sert ayrılık" yanlısı Brexit Bakanı David Davis ve Dışişleri Bakanı Boris Johnson, peş peşe görevlerinden istifa etmişti.
Brexit süreci
Sert Brexitçilerin yoğun eleştirisine maruz kalan May, AB'nin de yeni yaklaşımı geri çevirmesiyle büyük bir baskı altına girmişti.
İngiltere, Haziran 2016'da yapılan referandumla yüzde 48'e karşı yüzde 52 oyla AB'den ayrılma kararı almış, 29 Mart 2017'de de Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesini işleterek ayrılık sürecini resmen başlatmıştı.
Haziran 2017'de başlayan müzakerelerde taraflar, geçen yılın sonunda İngiltere'nin AB bütçesine taahhütlerinden kaynaklanan yüklü bir "ayrılık ücreti"nin ödenmesi ile vatandaş haklarının da aralarında yer aldığı bir dizi konuda ön anlaşmaya varmıştı.
Müzakerelerin sonunda bir anlaşmaya varılsa da varılmasa da İngiltere 29 Mart 2019'da AB'den resmen ayrılmış olacak.?
İngiliz hükümeti son 2 aydır ülkenin AB ile herhangi bir anlaşmaya varılmadan Birlikten ayrılması seçeneğine yönelik hazırlıklarına hız verirken, uzmanlar bunun İngiliz ekonomisi üzerinde yıkıcı etkileri olacağı uyarısında bulunuyor.
Euronews