Dava dilekçesinde, dershaneleri kapatan kanunun AYM tarafından iptal edildiği hatırlatılarak eğitim hakkı çerçevesinde kurulan dershanelere kanunla getirilmeyen kısıtlamanın genelge ve yönetmelikle uygulanmak istendiği belirtildi. Bu durumun Anayasa'ya ve Milli Eğitim Kanunu'na aykırı olduğu ifade edildi ve söz konusu genelge ve yönetmeliğin iptali istendi. MEB'in Danıştay'a sunduğu savunmanın ise daha önce AYM'ye yapılan savunmanın bir benzeri olduğu dikkat çekti. Genelgeyle yapılan düzenlemenin, dershanelerin Anayasa Mahkemesi kararından sonra kapatılmasına ilişkin bir düzenleme olmadığı, dönüşümü hedeflediği savunuldu.

MEB'in AYM'nin kararına rağmen dershanelerin kapatıldığını iddia eden genelgesine karşı PAK Eğitim-İş Sendikası dava açmıştı. MEB, davayla ilgili Danıştay 8. Dairesi'ne 11 sayfalık savunma verdi. Bakanlığın Hukuk Müşavirliği'nin hazırladığı savunmada, dava konusu genelgenin AYM kararı gözetilerek çıkartıldığı, teşebbüs özgürlüğünü sağlamaya yönelik olduğu iddia edildi. Bakanlık savunmasında, MEB genelgesinin özel teşebbüsün eğitim öğretim alanındaki faaliyetlerini engellemediği öne sürüldü. “Bilgiye erişim hakkının, mutlaka dershane adı altında hizmet veren kurumlar aracılığıyla sağlanması gerektiğinin söylenmesi mümkün değildir. Ticari bir alanda verilen çalışma izninin ilgililere bu alanda çalışma hakkı verdiği kuşkusuz olmakla birlikte, kişilere verilen iznin geçerliliği, öncelikle söz konusu ticari alanda faaliyette bulunulabilmesine imkan tanıyan yasal bir düzenlemenin bulunmasına bağlıdır. AYM kararından sonra ortada böyle bir yasal düzenleme bulunmadığından dershane adı altında faaliyet göstermeye imkan ve ihtimal yoktur. Bu kapsamda dershanelere bakanlığımızca yapılan düzenleme çerçevesinde özel öğretim kurslarına dönüşüm imkanı sağlanmıştır.” denildi.

Savunmada, düzenlemeler sonrası 2 bin 536 dershanenin dönüşüm başvurusu yaptığı, 2 bin 191'nin dönüşüm programına kabul edildiği, 1.457'sinin özel okula dönüşüm işleminin tamamlandığı belirtildi. Bakanlığın, AYM kararından sonra dershanelerin özel öğretim kurslarına dönüşümünü hedeflediği belirtilen savunmada, dershanelerin kapatılmadığı şu sözlerle savunuldu: “Dolayısıyla kapanan işyerinden söz etmekten ziyade, kanuni zemini bulunan özel öğretim kurslarına dönüşümden bahsedilebilir. Bu itibarla öncesi dershane olan işyeri çalışanlarının istemeleri halinde dönüşen özel öğretim kurslarında da istihdamı mümkündür. Bu sebepten ötürü de çalışan mağduriyetinden söz edilemez. Hatta temel liselerde daha fazla personel istihdamı söz konusudur. Bakanlığımız tarafından AYM'nin kararı doğrultusunda fonksiyon görecek, bireylerin temel hak ve hürriyetlerini sınırlamayacak, öğrenim hakkını, çalışma ve sözleşme hürriyetini engellemeyecek düzenlemeler yapılması yoluna gidilerek yapılan düzenlemelerde hukuka herhangi bir aykırılık yoktur.”