Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, Türkiye’de gazetecilerin birliğe, dayanışmaya ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, “Gazeteciler dik durmak zorunda. Siyasete bulaşmanın, siyasetçilerin peşinde dolaşmanın zamanı değil.” dedi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Konrad Adenauer Stiftung ile ortaklaşa düzenlediği 73. Yerel Gazetecilik Semineri Ankara’da yapıldı. Seminere; Çankırı, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara ile çevre il ve ilçelerden çok sayıda gazeteci katıldı. Seminer; akademisyenleri, usta gazetecileri, yerelde çalışan meslektaşlarıyla buluşturarak, mesleki bilgilerin paylaşılabileceği bir platformun oluşmasını sağladı. Seminerde; haber yazım tekniklerinden gazetecilikte etik ilkelere, gazetecilerin bilişim güvenliğinin sağlanmasından dünyadaki ve Türkiye’deki basın özgürlüğüne kadar birbirinden önemli konular, düzenlenen 4 oturumda ele alındı.
"GAZETECİLER DİK DURMALI"
Seminer, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto’nun kapanış değerlendirmesi ve sertifika töreniyle sona erdi. Başkan Olcayto, yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Basın İş Yasası’nın çıkmasında ve bugüne kadar kalmasında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ve sendikanın büyük katkısı var. Bugün bu yasa yeniden tartışmaya açıldı. Biz yasanın ayrı bir yasa olarak kalması ve korunmasından yanayız. Artık Türkiye’de gazetecilerin birliğe, dayanışmaya ihtiyacı var. Gazeteciler dik durmak zorunda. Siyasete bulaşmanın, siyasetçilerin peşinde dolaşmanın zamanı değil. Her ilde 4-5 gazetecilik örgütü kurmanın da zamanı değil. Birbirimizle dayanışmak, birbirimize güvenmek zorundayız. Bunu gerçekleştirmek zorundayız.”
"YEREL MEDYADA ÇOK İŞSİZ MESLEKTAŞIMIZ VAR"
Konuşmasında, yerel basının sorunlarını da ele alan Başkan Olcayto, “Yerel basında, Basın İlan Kurumu’nun isteğiyle gazetelerin birleşmesi söz konusu. Birleştirme görünüşte iyi bir şey. Ancak birleşmenin getirdiği birçok sorun var. En önemlisi pek çok meslektaşımızın işsiz kalması. 5 ayrı gazete tek bir gazete oluyor. 5 gazetenin kadrosu toplamda 15 kişi ise 5 kişiye düşüyor. Keşke yerelde bir kooperatif kurarak, hiç araya kamu kurumu girmeden bu işi yapabilseydik çok daha iyi olurdu. Ayrıca, yerelde gazetelerde de sendika olmalı. Sendikadan korkmamalı. Sendika, yerelde yaygınlaşsa basın özgürlüğü ve gazetecilerin hakları konusunda çok daha hızlı yol alınır.” diye konuştu.
BİLGİN: TEKELLEŞME SANSÜRÜN İKİZ KARDEŞİDİR
Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin de konuşmasında şu konulara dikkat çekti: "Türkiye, basın özgürlüğü açısından zorlu bir süreçten geçiyor. Basın özgürlüğüyle ilgili kısıtlayıcı önlemleri Türkiye’nin her yerinde görmek mümkün. 45 yılı geriye bıraktığımda, Türkiye, darbeler dönemi dahil hiçbir dönemde basın özgürlüğünden bu kadar uzaklaşmadığını görüyorum. Hiçbir dönemde gerçek gazetecilerin dudaklarına, ellerine kelepçeler vurulmak istenmedi. Avrupa’nın ve dünyada basın özgürlüğüyle ilgili yapılan araştırmalarda alt sıralarda olduğumuzu görüyoruz. Basın özgürlüğüyle ilgili önemli sorunları yaratan konuların başında tekelleşme geliyor. Tekelleşmeyi, sansürün ikiz kardeşi olarak görüyorum. Bu tekelleşme sonucunda sendikasızlaşmaya doğru giden bir süreç yaşandı."
CİHAN