Hatırlar mısınız Sayın Başbakan?

Zaman Gazetesi yazarı Abdülhamit Bilici, Başbakan Davutoğlu ile yaşadığı akreditasyon anısını anlattı ve sordu: Hatırlar mısınız Sayın Başbakan?

Hatırlar mısınız Sayın Başbakan?

Geçmiş dönemin en çok eleştirilen konusu olan basına akreditasyonu Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve bazı bakanlıklar yeniden diriltti. Anti-demokratik uygulama, Genelkurmay tarafından sahiplenildiği dönemde Dışişleri Bakanı sıfatıyla yurtdışı gezisinde Abdülhamit Bilici'yi askeri birlik ziyaretinde ilkeel anlamda yanında tutan Davutoğlu, Başbakan olunca bu duruşunu unuttu. Abdülamit Bilici de kendisine o geziyi hatırlattı: Hatırlar mısınız Sayın Başbakan?
İşte o yazıdan ilgili bölüm

***

...
Akreditasyonlu günlerde bir vatandaş ve gazeteci olarak ciğerimi sızlatan muameleleri bizzat yaşadım. 2003’te 11 ülkeden birer gazetecinin davet edildiği, Afganistan’daki barış gücünün faaliyetlerini inceleme amaçlı geziye katılmıştım. Türkiye’den sadece ben vardım ve programın bir yerinde her gazeteci, kendi birliğinin komutanıyla görüşecekti. Karargâha vardık. Her komutan kendi ülkesinden gelen gazeteciyi karşılarken ortada kalakaldım. Randevuları ayarlayanlar, olan biteni anlayamadığı için ne diyeceklerini bilemiyordu. Görüşme son anda iptal edilmişti. Tuhaflığı merak edenlere, ülkemin itibarını düşünerek “Türkiye’de böyle ayrımcılık yapılıyor” diyemediğim için “Bizde hiyerarşi önemli. Galiba Ankara’dan koordine etmek gerekiyordu” deyip meseleyi örtmeye çalıştım. Ama demokrasiye sığmayan bir terslik olduğunu herkes anlamıştı.

Akreditasyon ayıbı, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’na mezar olan Keş Dağı’nda daha trajik şekilde karşımıza çıktı. Kış şartlarında 2500 metredeki kurtarma faaliyetini izlemek için olay yerine giden Cihan muhabiri Lütfi Aykurt, çalıştığı kurum sorulduktan sonra askeri helikoptere alınmayarak akşam vakti dağda bırakılmıştı. Hâlbuki o gün bir başka gazeteci helikopterle oraya getirilip götürülmüştü. Bu insanlık dışı muameleyi anlattığım “Dağ başında kalsam beni kurtarır mısın?” başlıklı yazı, haftalarca konuşuldu.

Bundan birkaç ay sonra Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Lübnan’a yapacağı ziyarete davet etti. Hürriyet’ten Enis Berberoğlu da vardı. Resmi görüşmelerin yanı sıra Türkmen köyü Kavaşra ve UNIFIL’deki Türk barış gücüne ziyaret gibi temaslar da vardı. Beyrut’taki bir toplantının ardından Basın Müşaviri Osman Sert, Davutoğlu’nun bana bir şey söyleyeceğini iletti. Kimsenin olmadığı odasına geçtim ve şunları öğrendim: Zaman yazarı olarak akreditasyona tabi olduğum için Davutoğlu’nun askerî birliğe yapacağı ziyarete benim katılmama Genelkurmay soğuk bakmıştı. Ya sadece Enis Berberoğlu katılacak ya da bakan tek gidecekti. Epey müzakereden sonra çözüm çıkmayınca Davutoğlu bu ayrımcılığı kabul etmeyeceğini söylemiş ve Genelkurmay geri adım atmıştı. Askerî birliğe beraber gideceğimizi haber veriyordu. Demokrat duruşu için kendisini tebrik etmiştim.

Bata çıka yürüyen demokrasimiz nedeniyle bu utanç verici uygulamalara maalesef yabancı değiliz. Geçmişte Sezer’in uyguladığı ve küçük istisnalar dışında TSK’nın 28 Şubat’tan 2012’ye kadar sürdürdüğü bu demokrasi ayıbına da alışkınız. Kendisi de 28 Şubat mağduru olan Erdoğan’ın seçilir seçilmez Cumhurbaşkanlığı’nda başlattığı akreditasyonun, bu hafta Başbakanlık’a da sıçradığını öğrenince eski Türkiye’nin bu nahoş sayfalarını ve Türkiye’de medyanın özgür olmadığını söyleyen Freedom House raporunu reddetmemizi isteyen Ahmet Hoca ile aramızda geçen bu hadiseyi hatırladım. Siz de hatırlar mısınız Başbakan’ım?
<< Önceki Haber Hatırlar mısınız Sayın Başbakan? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER