Gazeteci Ahmet Hakan'ın Moderatörlüğünü yaptığı programda HSYK'nın açıklama yapması ve Paralel devlet tartışmaları konu edinildi.
Ahmet Hakan'ın 'Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu açıklama yapamaz deniliyor' şeklindeki sorusunda İTİCÜ Hukuk Fak. Dekanı Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, "Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun açıklama diye kamuya yanısyan ifadeleri aslında Genel Kurul Kararı şeklinde ortaya çıkmıştır. Genel Kurul da yargı bağımsızlığına müdahale şeklinde ortaya çıkan gelişmeler zincirinin üzerine bu konuya duyarsız kalması zaten mümkün değil. Bence o bakımdan bu meselede tutum alması doğrudur." şeklinde cevap verdi.
Aynı soru üzerine görüş bildiren GS Üniv. Hukuk Fak. Dekanı Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu ise; HSYK'nın açıklamasının hatalar zincirinin oluşturduğu bir 'doğru' olduğunu söyleyerek, Savcıyı soruşturmanın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yetkisi olduğunu belirtti. "Bir savcı feryat ediyor. Benim soruşturma görevim engelleniyor diyor. Nasıl engelleniyor yürütme bir yönetmelik yapmış, bu sıradan bir şey değil." diyen Yüzbaşıoğlu, "Herkesin dikkatini çeken dehşete düşürücü bir hadise yaşanıyor. Böyle bir ortamda HSYK suskun kalabilir miydi? HSYK re'sen olup bitenler hakkında değerlendirme yapabilir ve karar var." Şeklinde konuştu.
Başbakan yardımcısı Bülent Arınç'ın HSYK'nın açıklamasıyla ilgili 'Korsan Bildiri' söylemini eleştiren programın bir diğer konuğu, Bilgi Üniv. Hukuk Fak. Öğr. Üyesi Sibel İnceoğlu, "HSYK'nın açıklaması bir basın açıklaması değil, bu bir karar. Genel Kurul'un olağan toplantısı bu. Karar yeter sayısı var karar almış." dedi.
Programın hararetle tartışılan bir diğer hususu ise; 'Paralel Devlet' konusu idi. Bir iddia varsa bunun delilleriyle ispatlanması gerektiğini vurgulayan konuklar, hükümetin mağduriyet politikası izlediğini savundu.
Tartışmada söz alan Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, hükümetin iddia ettiği gibi cemaat mensuplarının kamu kurumlarında olmasını sorun olarak görmediğini belirterek şöyle devam etti:
"Çoğulcu bir toplumda toplum standart kişilerden oluşan bir yapı değil. Toplumda farklı insanlar var. Örgütler var, cemaatler var, etnik topluluklar var. Kanun önünde eşitlik gereğince kamu görevine herkes girebilir. O mesleğin gerektirdiği standartlara göre sınavlar yapılmak kaydıyla herkes girebilir. Ondan sonra görevini ilgili mevzuatlara göre yapmak zorundadır. Yargı içerisinde şu veya bu gruptan ne kadar insan olduğunu bizim bilmemiz mümkün değil, bunu söyleyen hükümetin bilgi vermesi gerekirdi."