Yazısında "KCK-PKK il toplantılarında AK Parti iktidarının devam arzusu dillendiriliyor." diyen Bugün Gazetesi Yazarı Gültekin Avcı bunun sebeplerini yazarak, yerel seçimler sonrası PKK'nın planını tek tek deşifre etti.
BDP ve PKK'nın askeri aparatı HPG harıl harıl çalışıyorlar.
Zira tek taraflı uygulamaya koyacakları özerklik sistemiyle, bağımsızlığa ilk kez merdiven dayamış olacaklar.
HPG kadroları sınırdan geçmek için karların erimesini bekliyor.
Şehirlerde yerleşik silahlı HPG kadroları, örgütün talimatıyla yerel seçim sürecinde halkın arasına karışıp seçim çalışması yapacak.
Evleri dolaşacaklar.
Sandık ve oy kullanımını gözetim altında tutacaklar.
Lakin örgüt seçim çalışması için tehdit ve cezalandırma talimatı verse de, HPG unsurlarının halk arasında silahsız gezmesini istiyor.
Vergi vermeyen, örgüt emrini dinlemeyenleri her zamanki gibi cezalandıracaklar.
Nitekim bugüne kadar yaşanan şantiye baskınları ve adam kaçırmalar bu cezalandırma stratejisinin örnekleriydi.
Ayrıca örgüt, halk içinde görevlendirdiği silahlı milislere de seçimler için görev verdi.
Yerel seçimlerden sonra özerklik sisteminin belediyeler üzerinden hayata geçirilmesiyle beraber; PKK vali ve kaymakamlarının atamaları bekleniyor.
KCK'nın 'öz yönetim'lerindeki vergi memurları, özel idare sistemi, milli eğitim, bayındırlık görevlileri örgütçe belirlenecek.
Görevliler tamamen KCK-PKK emirlerine göre görev icra edecek.
Belediye eş başkanları için onları, daimi örgüt denetimine tabi tutacak ve gizli raportif çalışmalarını örgüte iletecek gizli KCK müfettişleri de sahaya iniyor.
Böylece örgüt, belediye başkanlarının çalışmalarının örgüt hiyerarşisi içinde yürütülüp yürütülmediğini sıkı bir gözetim ve denetim altında tutmasını bekliyor.
Seçilecek belediye eş başkanlarının PKK müfettişleri, vali ve kaymakamlarından habersiz hiçbir şeye imza atmamaları öngörülüyor.
Aksi durumlar ve örgüt hiyerarşisine aykırı haller için gerekli ceza sistemleri devrede.
Yeni KCK idari yapılanmasının görev dağıtımlarında, seçimlerde etkin çalışan ve başarı gösterenlerin dikkate alınacağı biliniyor.
Bu minvalde kanaat önderleri, aşiret reisleri ve zenginleri, yanlarına çekmek için KCK idari hiyerarşisinde cazip görevler teklif etmeyi planladılar.
Örgütün ayrıca saha elemanlarına ve gençlere, "Güçlü olduğunuz yerlerde size muhalefet eden siyasal gruplara molotof ve taşlarla saldırabilirsiniz, zayıf olduğunuz yerlerde zarar görecekseniz buna yeltenmeyin" talimatı devrede.
Özellikle muhalif siyasal grupların araç konvoylarına ve bürolarına taş ve molotof saldırısının yapılabileceği tavsiye ediliyor.
Geçen gün Şırnak'ta yakalanan 454 molotof ve 17 el yapımı bomba bu planlamanın sadece küçük bir görüntüsüydü.
Bölgeden gelen haberler bol molotoflu günlerin bizi beklediğini gösteriyor.
Seçimlerden sonra Öcalan'ın kendi aralarına dönmesi konusunda yoğun bir beklenti var.
Örgüt, Öcalan'ın çıkmasıyla 'bağımsızlık hareketi'nin (iç savaş) başlaması için 'geciktirici tek unsur'un da ortadan kalkacağını düşünüyor.
Zira fiili donanım, taban, silahlanma ve altyapı artık hazır.
KCK-PKK il toplantılarında AK Parti iktidarının devam arzusu dillendiriliyor.
Farklı bir parti iktidar olursa namlular bize çevrilir diyorlar.
"Çözüm süreci" olarak anlatılan süreci örgüt "Bağımsız Kürdistan" için emsalsiz fırsat olarak görüyor.
Ahmet Türk'ün son açıklaması bu açıdan dikkat çekici:
"Tabii ki hedefimiz Kürdistan ve Kürdistani halkların demokratik özerkliğe kavuşturulmasıdır. Bu konudaki kararımızı zaten çoktan verdik. Şimdi bu anlayışla örgütlenmelerimizi gerçekleştirmeye çalışıyoruz."
Demirtaş 1 Aralık 2013'te Diyarbakır'da oldukça açık konuşmuştu: "Ayrılmak bir seçenektir. Bağımsızlık bir seçenektir. Bir halk olarak, bir ulus olarak Kürt halkının kendi geleceğini tayin ederken bu seçeneği kullanma hakkı da var."
Şunu söylemek zorundayım.
Türkiye artık üniter bir devlet değildir.
Ülkesinin bir bölgesinde KCK/PKK otoritesi kadar belirleyiciliği ve etkileyiciliği olmayan, üstelik bu terör otoritesini gördüğü halde seyredip çaresiz Kürt vatandaşları örgütün takdirine bırakan bir devletin üniter yapısından bahsetmek mümkün değildir.
Üniter yapı AK Parti iktidarında kaybedilmiştir.