Silivri Cezaevi önünde tutuklu gazeteciler için başlatılan 'umut' nöbetini Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkan Yardımcısı Erkam Tufan Aytav ve tutuklu gazeteci Mehmet Baransu'nun eşi Nesibe Baransu devraldı. Gazetecilere konuşan Baransu'nun eşi Nesibe Baransu, "Can Dündar'ın MİT TIR'larıyla alakalı yaptığı haber ne kadar gazetecilik başarısıysa Mehmet Baransu'nun da yaptığı Uludere haberi, Balyoz haberi aynı gazetecilik başarısıdır. Bunu herkesin takdir etmesini istiyorum." dedi.
MİT TIR'ları haberlerinden dolayı cezaevine konan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için başlatılan umut nöbetine GYV) Başkan Yardımcısı Erkam Tufan Aytav ve tutuklu gazeteci Mehmet Baransu'nun eşi Nesibe Baransu devam etti.
Silivri Cezaevi önünde gazetecilere konuşan Aytav, "Can Dündar ve Erdem Gül, Hidayet Karaca, Mehmet Baransu, Gültekin Avcı ve diğer tutuklu gazeteciler gibi ibret-i alet için içeriye alındı. Diğer gazetecilere de bir mesajdı bu. Eğer biat etmezseniz, sizin de akıbetiniz bu olacak mesajıydı. İbret için içeriye alındılar. Cesaret gösterdi o gazeteciler, biat etmediler. Cesaret bulaşıcı bir şeydir. Diğer gazetecilere, diğer medya mensuplarına da bu cesaretin bulaşacağını ümit ediyorum her şeye rağmen. Şeref ve gururla buradayız. Kendimize demokrat olma dönemi, Türkiye'de artık çoktan geçti. Artık küçük mahalle hesaplarını bir köşeye bırakmamız gerekiyor. Evet meşhur bir sözdür: Herkes kendi evinin önünü süpürürse, şehir temiz olur, ülke temiz olur. Ama herkes kendine demokrat olursa bu ülkeye demokrasi gelmez. Herkesin kendine demokrat olması durumunda ülkeye diktatorya gelir. Bugün Türkiye'de yaşanan da budur. Dolayısıyla ideolojisi, fikri her ne olursa olsun içerde yatan bütün mazlumlara sahip çıkmak adına burada olmamız gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.
'Özellikle CHP Milletvekillerine burada seslenmek istiyorum.' diyen Aytav sözlerini şöyle sürdürdü: "Doğru bir iş yapıyorlar, Erdem Gül ve Can Dündar'ı ziyaret ediyorlar. Daha da devam etmeliler ama Silivri'ye gelmişken, diğer tutuklu gazetecilere neden ziyaret etmiyorlar? Onu da buradan sormak isterim. Bugüne kadar vakitleri yoktu ziyaret etmek için. Ama Silivri'ye geldikten sonra bir Baransu'yu bir Hidayet Karaca'yı bir Gültekin Avcı'yı ve diğer tutuklu gazetecileri neden ziyaret etmiyorlar? Vakitleri mi yok? Yürekleri mi yok? İçerdeki dostların bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını arzu ediyorum."
Tutuklu gazeteci Mehmet Baransu'nun eşi Nesibe Baransu ise şöyle konuştu: "284 gündür tutuklu ve tecrit altında olan yiğit gazeteci Mehmet Baransu'nun gururlu eşiyim. Umutlu yarınlara umut olabilmek adına bugün buradayız. Tutuklu gazeteciler adına buradayız. Can Dündar, Erdem Gül, Hidayet Karaca, Mehmet Baransu, Gültekin Avcı, Cevheri Güven, Murat Çapan hepsi için buradayız. 31 gazetecimiz tutuklu. Türkiye'de basının üzerinde çok büyük baskı var. Dışarıda adalet sarayı yazan fakat içeride siyaset kokan bir beton duvarların arasında kurulmuş proje mahkemeler tarafından mağdur edilen onlarca gazeteci var. Biz bir an önce adalet sarayı yazan binaların adındaki hürriyetine kavuşup, meşru zeminler üzerinde adaletli kararlar verilmesini ve ölen hukukun tekrar geri gelmesini umut ediyoruz. Can Dündar'In MİT TIR'larıyla alakalı yaptığı haber ne kadar gazetecilik başarısıysa Mehmet Baransu'nun da yaptığı Uludere haberi, Balyoz haberi aynı gazetecilik başarısıdır. Bunu herkesin takdir etmesini istiyorum."
Tecritin yumuşatıldığını ama hala devam ettiğini belirten Nesibe Baransu, "Mehmet bey ilk girdiği andan itibaren hükümlülerin dahi kullandığı hakları kullanmaktan yoksun bırakıldı. Şuan tecrit kısmen yumuşatılmış durumda fakat hala gazeteci meslektaşlarıyla görüşemiyor. Hala görüş noktasında sıkıntılarımız var. Yumuşatıldı ama tecrit hala devam ediyor." ifadelerini kullandı.
CİHAN