CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, "Cemevlerinin caminin alternatifi gösterilmesinin kırmızı çizgi olarak ifade edilmesinin sebebi nedir?" diye sordu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak cevaplanması talebiyle TBMM Başkanlığına soru önergesi veren Sezgin Tanrıkulu, şu açıklamalarda bulundu:
"Diyanet İşleri Başkanının 'Cemevlerinin caminin alternatifi gösterilmesi kırmızı çizgimizdir' şeklindeki sözlerinin yarattığı tartışmalar sürerken, Diyanet İşleri Başkanlığının internet sitesinde, 'Alevilik nedir' sorusuna yanıt arandığı, fetvada, 'Alevilik, X. yüzyıldan itibaren, İslam'ı kabul etmeye başlayan göçebe ve yarı göçebe oymakların, bu yeni dinle birlikte önceki inanç ve geleneklerini bir biçimde bağdaştırdıkları, sonraki dönemde bünyeye bazı Hurufi ve Şii unsurların katıldığı; 'Hak-Muhammed-Ali' anlayışına dayalı, yol mensubunun, 4 kapı-kırk makam ile 'insan-ı kamil' olacağını benimseyen, batıni, tasavvufi özellikleri öne çıkan sosyo-kültürel bir yapıdır' tanımı yapıldığı, Diyanet'in, 'Alevi olan kişi ile evlilik caiz midir?' sorusuna da yanıt vererek, halkı 'aydınlatmaya' çalıştığı haberleri basına yansımıştır. Kendileriyle evlenilmesi caiz olmayan kişilerin ayet ve hadislerde belirtildiği, bunların dışında kalanlarla evlenmenin helal olduğunun açıkça ifade edildiği savunulan fetvada, 'İslam'a göre Müslüman bir kadın ancak Müslüman bir erkekle evlenebilir. Allah'a, Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Allah'ın elçisi olduğuna, onun ümmetine tebliğ edip hayatında uyguladığı dini hükümlere inanan ve bunları kabul eden herkes Müslümandır. Bu itibarla evlenirken aranan nokta, kişinin Müslüman olup olmadığının tespitidir. Müslüman olanla evlenilir, olmayanla evlenilmez' denildiği, ancak, "Görüldüğü üzere birisiyle evlenmenin caiz olup olmaması, kişinin etnik, siyasi, kültürel, mezhep, meşrep, tarikat yapısıyla ilgili değildir; Müslüman olup olmamasına bağlıdır' şeklinde belirtilirken ayrıca, fetvada, 'Dinin kesin hükümlerinden birini veya bir kısmını inkar eden, söz ve davranışlarıyla dinin sınırları dışında bulunduklarını ilan ve izhar eden kimseler ise Müslüman sayılmazlar. Günümüzde Sünni veya Alevi kökenli olup da bu iki geleneğin uzağında hatta alakasız nitelikte olan mesela ateist olan insanlar da vardır. Bir Müslümanın böyle kişilerle evlenmesi caiz değildir.' olarak ifade edildiği de yine basına yansıyan haberler arasındadır."
CHP'li Tanrıkulu, Diyanet İşleri Başkanlığı adına fetva veren kurum olarak bilinen, 'Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu'nun, çeşitli kesimlerden yöneltilen "Nişanlıların rahat görüşebilmek için nikah kıymaları uygun mudur?" sorusuna "Flört etmeleri, dost hayatı yaşamaları, dedikoduya mahal verecek şekilde baş başa kalmaları, el ele tutuşmalardan uzak durmaları gerekir." olarak yanıt verdiği haberleri de yine basına yansıdığını hatırlattı.
Tanrıkulu bu bağlamda Başbakan Davutoğlu'na şunları sordu:
Diyanet İşleri Başkanlığının internet sitesinde, "Alevilik nedir" sorusuna yanıt arandığı ve yayınlandığı basına yansıyan fetvada, Alevilik için yapılan tanımlamada Alevi ve Bektaşi Federasyonundan görüş alınmış mıdır?
Diyanet'in, "Alevi olan kişi ile evlilik caiz midir?" sorusuna verilen yanıtta "Görüldüğü üzere birisiyle evlenmenin caiz olup olmaması, kişinin etnik, siyasi, kültürel, mezhep, meşrep, tarikat yapısıyla ilgili değildir; Müslüman olup olmamasına bağlıdır" denilerek, soru, toplumda herkes tarafından açıkça anlaşılacak bir biçimde mi yanıtlanmıştır?
Ateistlerin bir nevi hedef gösterilerek "Bir Müslümanın böyle kişilerle evlenmesi caiz değildir." şeklinde fetva verilmesinin gerekçesi nedir? Bu tür söylemlerin toplumdaki kutuplaşmayı daha da artıracağı göz önünde bulundurulmamış mıdır? Eşit yurttaşlık ve laiklik ilkeleri göz önüne alındığında Diyanet İşleri Başkanlığı'nın toplumu kutuplaştıran ve ayrıştıran açıklamaları ile ilgili olarak ilgili inceleme başlatılacak mıdır?
Diyanet İşleri Başkanlığının bu açıklaması Anayasada güvence altına alınmış olan laiklik ilkesi ile çelişmemekte midir? Her inançtan vatandaşlarımızın vergileri ile bütçesi oluşturulan Diyanet İşleri Başkanlığı bu açıklamayı hangi gerekçe ile yapmıştır?
Cemevlerinin caminin alternatifi gösterilmesinin kırmızı çizgi olarak ifade edilmesinin sebebi nedir?
Diyanet İşleri Başkanının, "Cemevlerinin caminin alternatifi gösterilmesi kırmızı çizgimizdir" şeklindeki söylemi ile "Türkiye'de Alevi vatandaşların özgürce inançlarının gereklerini yapmaları, geleneklerini yaşatmaları gerektiği" söylemi çelişmemekte midir? İbadetlerini özgürce gerçekleştirebilmek ve geleneklerini yaşatmak için Cemevlerinin ibadethane statüsü almasını isteyen Alevilerin bu istekleri neden ısrarla görmezden gelinmektedir?
Diyanet İşleri Başkanlığı adına fetva veren kurum olarak bilinen, 'Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu'nun, çeşitli kesimlerden yöneltilen "Nişanlıların rahat görüşebilmek için nikah kıymaları uygun mudur?" sorusuna ele ele tutuşmalardan uzak durmak gerekliliğini de içeren bir yanıt vermesinin gerekçesi nedir?
"Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu" flört etmeyi nasıl tanımlamaktadır? Nişanlıların flört etmesi ve el ele tutuşması yasak mıdır?
CİHAN