Akçakale sınırına gelerek incelemelerde bulunan Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük'ün, sorularını beğenmediği gazetecilere sinirlenip ‘alın bunları' diye talimat vermesi, Türkiye'nin nasıl bir ülke haline geldiğini göstermesi açısından çok önemli bir örnek.
Vali, hoş bulmadığı (!) soruları sormaya devam eden Cumhuriyet Gazetesi'nden Pınar Öğünç, Alman Dei Welt muhabiri Deniz Yücel, Gamze Topçu ve Evrensel Gazetesi'nden Hasan Akbaş'ı gözaltına aldırıyor. Sakın ‘gazeteciler serbest bırakıldı' diye kimse konuşmasın. Çünkü ortaya çıkan fotoğraf bize, keyfiliğin, baskının somutlaşmış halinden başka bir şeyi göstermiyor.
7 Haziran öncesinin şımarık tek parti yönetim tarzının aynen devam ettiğini zanneden valinin tavrı, hakikaten ibretlik bir olaydır. Valinin sevmediği soruyla karşılaşınca gösterdiği tepkiyi akıl-izan sahibi hiç kimse izah edemez. Sinirlenince gazetecileri içeri attırabilen bir kişinin sinirlenmesinin nereye döneceğini, nerede duracağını kimse kestiremez. Kaidenin, kuralın, hukukun olmadığı bir yetki kullanımı eşkıyalıktan başka bir şey değildir. Devlet yetkisini kullananlar fevrilik, keyfilik yapamaz. Onların fevriliği, herhangi bir kişinin fevriliğiyle kıyas edilmeyecek oranda tehlikelidir. Şanlıurfa Valisi'ni hiç tanımam, belki iyi bir insandır ancak gösterdiği tavır, dışarıdan bakıldığında sadece AKP'nin tek parti döneminden kalma eli sopalı devlet tavrını yansıtıyor.
(...)