HSYK'nın gerekçesinin eksik kaldığını söylemek zorundayım, hiç kusura bakmasınlar!
Bu aslında çok daha büyük bir plandı, şimdi ben de onu ifşa ediyorum!
Savcı Celal Kara ve "paralelciler", önce kullanılmaya uygun bakanları ve bir banka genel müdürünü kafakola aldılar.
Bu saf ve yardımsever işadamı bu bakanlara, toplam 63.5 milyon dolar tutarında rüşvet verdi. Tabii kendi aralarında buna "rüşvet" demediler ki işadamı uyanmasın!
"Yardım" dediler, "hediye" dediler, "çarkları yağlayalım" dediler, falan filan.
Yoksa o işadamı asla o paraları getirip bakanlara vermezdi!
Bakanların çocukları da önceden ayarlanmıştı, onlar da evlerine büyük kasalar aldılar, içlerini para doldurdular.
Bakanın biri sırf işadamını zor duruma sokmak için "Saat isterim" diye tutturdu, bir gecede İsviçre'den, Ankara'ya özel kurye ile saat getirttiler.
(...)