Gürses, Merkez Bankası'ndaki bu hızlı rezerv kaybının Merkez Bankası'nı döviz konusunda içe kapanık ve ürkek bir manevcraya sokacağını ifade etti. Gürses, "Merkez Bankası, faiz silahını kullanamayacağı bir duruşu korudukça, döviz konusunda da içe kapanan, ürkek ve 'mezarlıkta ıslık çalan' bir manevra içine giriyor. Kamu enerji şirketlerine döviz satışını üstlenmek, geçici döviz karşılıklarını kalıcı hale çevirmek için adımlar atıyor." dedi,.
Ekonomist Süleyman Yaşar ise rezerv kaybının en çok yaşandığı 6-20 Mart tarihlerine dikkat çekti. Yaşar, 10 iş gününde Merkez Bankası'nın 6 milyar dolar döviz rezervi kaybettiğine bunun da günde yaklaşık 600 milyon dolara geldiğini ifade etti.
Süleyman Yaşar'ın yazısındaki ilgili bölüm şöyle:
MERKEZ’İN REZERVLERİ 102 MİLYAR DOLARA GERİLEDİ KISA VADELİ DIŞ BORÇLAR 133 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ
Peki, niye anlattık bütün bunları?
Şundan anlattık, Merkez Bankası verilerine göre 6-20 Mart 2015 tarihleri arasında Merkez Bankası’nın döviz rezervleri altın hariç 108 milyar dolardan 102 milyar dolara geriledi. Yani rezervler tam 6 milyar dolar azaldı. Böylece 10 işgününde Merkez’in rezervlerinin her gün ortalama 600 milyon dolar azaldığını söyleyebiliriz. Bu arada 2015’in Ocak ayı sonunda kısa vadeli dış borçlar 133 milyar dolara yükseldi.
O hâlde bu gelişme önümüzdeki günlerde Türk parasının dolar karşısında değerini olumsuz etkileyebilir. Çünkü dalgalı kur rejiminde döviz rezervlerinin kurun belirlenmesinde en önemli dış değişken olduğunu yukarıda belirttik. Bir de kısa vadeli dış borçların döviz rezervlerinin üzerinde seyrettiğini belirtelim. Kısaca döviz rezervlerindeki azalma devam ettiği sürece Türk parasının değerinde sürekli kayıplar yaşanabilir.