MHP’de, öncelikle “1961 Anayasası ile faaliyete geçen” AYM için kullanılan “yüksek mahkeme” sıfatı “sorunlu” olarak tanımlanıyor ve yerine ‘Yüce Mahkeme’ gibi bir sıfatın gerektiği” düşünülüyor. AYM’nin, “kanun ve kararnameleri denetleme yetkisine sahip olduğu, Siyasi Partiler Yasası’na göre de mali denetim yaptığı ve bu konularda karar verdiği, partiler hakkında ‘kapatma yetkisine’ de sahip olduğuna” dikkat çekilerek, tüm bu aşamaların düzenlenmesi gerektiği ifade ediliyor. AYM’ye bireysel başvuru hakkı da MHP’nin sorunlu bulduğu başlıklar altında.
Cumhuriyet'ten Selda Güneysu'nun haberine göre MHP’nin hukukçu kurmaylarının üzerinde çalıştığı düzenlemeye göre, “Yüce Divan yargılamalarının konu ile ilgili uzmanlığı olan Yargıtay Ceza Kurulu’nda yapılması gerektiğine” işaret ediyor. Ancak bunun için anayasa değişikliği gerekiyor. Siyasi partilerin milletvekili dağılımına bakıldığında ise anayasa değişikliği için AKP ve MHP’nin milletvekili sayısı yeterli olmuyor.
AYM’nin yapısındaki “oylama sisteminin” de değiştirilmesi gerektiğine dikkat çekilirken, kararların oyçokluğu ile değil, 3’te 2 gibi nitelikli bir çoğunlukla alınması öneriliyor.
MHP, önemli kararların alındığı yargılamalarda 15 üyenin 10’uyla genel kurulun toplanabilmesini de “sorunlu” buluyor ve “AYM’nin üye tam sayısıyla toplantı yapılabilmesine olanak sağlanması gerektiğinin” altını çiziyor.
Ayrıca AYM’nin herhangi bir kararla ilgili “kabul” ya da “ret” kararlarının ardından kamuoyunda tartışmalara sebep olmamak için “karar ile gerekçenin aynı anda açıklanması” gerektiği vurgulanıyor. Parti kurmayları çalışmanın tamamlanmasının ardından Meclis’te grubu bulunan partilerle de görüşmeler yürütecek.