Eski Terör Müdürü Atayün, Selam-Tevhid örgütüne yönelik operasyon için ‘İhanet soruşturması’ dedi. 3 savcı ve 20 hakim kararı ile dünyadaki en kapsamlı casusluk soruşturmalarından biri olduğunu kaydetti.
İstanbul Terörle Mücadele Şube eski Müdürü Yurt Atayün casusluk iddiası, tahliye kararının uygulanmaması ve yaşanan sürece ait Bugün’e bir mektup gönderdi. Gazeteden Bilal Şahin'in haberine göre, Ankara 2. Bölge’den Bağımsız Milletvekili Adayı olan Atayün, yaklaşık bir senedir Anayasa, AİHM içtihatları ve CMK’ya aykırı olan hukuksuzluklarla mücadele ettiklerini vurguladı. Beyanlarının kayda alınmadığını kaydeden Atayün, “Savunma için 5-10 dakika süre verildi. Defalarca, ‘Duruşmalar görüntülü olarak kayıt altına alınsın’ dedik. Hukuksuzluklar delillenecek diye taleplerimiz gerekçesiz şekilde reddedildi” ifadelerini kullandı.
ÖZGÜRLÜK GASPI
Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile kendisinin de aralarında bulunduğu 62 polis için verilen tahliye kararının uygulanmamasına da değinen Atayün, “32. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi, manifesto niteliğinde bir hukuk dersi verdi. 25-26 Nisan’da yasaya uygun verilen kesin tahliye kararı halen geçerli olup, o tarihten bu yana hürriyetimiz cebren gasp edilmekte” dedi. Tahliye ve reddi hakim kararı veren hakimlerin tutuklanmasının sürecin hukuki değil tamamen siyasi olduğunu bir kere daha kanıtladığını vurgulayan Atayün şunları söyledi: “Anayasa’daki değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ‘Türkiye Cumhuriyeti devleti hukuk devletidir’ ibaresi yok edildi.”
3 SAVCI VE 20 HAKİM
Yargıtay’ın ‘silahlı terör örgütü’ kabul ettiği Selam-Tevhid Kudüs Ordusu’nun örgütlenme yapısını tespit ederek delilleri ile ortaya koyduklarını vurgulayan Atayün, dosya kapsamındaki bütün çalışmaların hukuka uygun olduğunu belirtti. Atayün şöyle konuştu: “3 farklı savcının talimatları ve 20’den fazla hakimin kararıyla yürüttüğümüz en açık ifadesiyle ihanet soruşturmasıdır. Cumhuriyet tarihimizin en önemli ve dünyadaki casusluk alanında yürütülmüş en kapsamlı ve etkili soruşturmalarından da biridir.”
İDDİA DEĞİL DELİL LAZIM
Kendilerine yöneltilen ‘casusluk’ suçlamasıyla ilgili Atayün şu ifadeleri kullandı: “Siyasinin meydanlara bağırmasıyla casusluk olmaz. Bunun ispat ve delilleriyle ortaya koyulması gerekir. Nasıl ki Selam Tevhid terör örgütü soruşturmasında İran’ın ülkemizdeki gizli faaliyetlerini delilleri ile ortaya koyduk ve vatana ihaneti belgeledik.
Nasıl ki İstanbul Mali Şube, 17-25 yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında milletin parasını, arsasını çalanları, yiyenleri ve kutu kutu paraları ortaya çıkardı. Bize iftira atanlar da varsa delilleri ortaya koymalı. Suç işleyenler hangi mevkide olursa olsun, isterse ikinci vatanlarına gitsinler bağımsız ve tarafsız Türk yargısına hesap verecekler.”
25 ÜLKEDE DERS VERDİM
Tutuklanmalarının gerekçesini Atayün şu sözlerle anlattı: “Biz Silivri rehineleri, iktidarın birçok kirli işinin en büyük tanıkları olduğumuzdan susturulmak için rehin tutuluyoruz. 1991’den beri polisliği şerefle yürütüyorum. Binden fazla şüpheli hakkında soruşturmada yer aldım.
25 kadar ülkenin güvenlik birimine, örgütlü suç soruşturmaları hakkında eğitim verdim. Hayatımda böyle bir kararı duymadım ama bizzat yaşadım. Belki de Türk hukuk tarihinde ilk defa delil isteyince hakim şüpheliye ‘Susuyorum’ diyerek sorguda susma hakkını kullandı.”
TASFİYE, OSLO SÖZÜNÜN UYGULANMASIDIR
17 Aralık’tan sonra Emniyet’te başlatılan tasfiye hareketlerinin Oslo’da PKK’ya karşı verilmiş sözler olduğunu belirten Yurt Atayün, “PKK/KCK
terör örgütü soruşturmalarında görev almış birçok terör ve istihbarat polisine hukuki geçerliliği olmayan gerekçelerle işlem yapılması, Oslo’da örgüte verilen sözlerin yansımasıdır. Bugün ülkemizin 30 yıllık birikmiş terörle mücadele hafızası siliniyor” dedi.