CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, eğitim kurumlarının ağır bir saldırı altında olduğuna dikkat çekti. Toplumun tüm birimlerine yönelik, yeniden yapılandırma ve biçimlendirme politikalarının belirgin bir hale geldiğini savunan Sarıbal, "Bu politikalara karşı gelenler ötekileştirilmiş, değersizleştirilmiş ve itibarsızlaştırılmıştır. Bununla yetinilmemiş, hedef haline getirilerek topyekûn bir saldırıyla karşı karşıya bırakılmıştır." dedi.
Yazılı bir açıklama yapan Sarıbal, akademiden siyasal iktidar kararlarının destekleyicisi, hatta uygulayıcısı olması beklendiğini, bu beklentilere cevap vermeyen, karşı duranların da bir çok biçimde müdahalelere maruz kaldığına dikkat çekti. Toplumsal sorunlar karşısında her zaman duyarlılık gösteren ve üzerine düşen sorumluluklardan kaçınmayan üniversitelerin, son 13 yılda kamusal sorumluluğunun gereğini yerine getirmekten giderek uzaklaşmakta, uzaklaştırılmakta olduğunu dile getiren Sarıbal, şu sorunları dile getirdi: "Üniversiteler son yıllarda izlenen yüksek öğrenim politikaları nedeniyle önemli ölçüde güç kaybına uğramıştır. Küresel İnovasyon (Buluş) Endeksi raporuna göre Türkiye 141 ülke arasında 54'üncü sıradan 58'inci sıraya indi. Türkiye; dünyanın en buluşçu (en inovatif) ülkeleri İsviçre, İngiltere, İsveç, Hollanda, ABD'nin çok gerisinde yer aldığı gibi Ortadoğu ve Kuzey Afrika sıralamasında dahi gerilerde yer aldı."
Ekonomik açıdan güç durumdaki öğretim elemanlarına, ağır ders yükü altında ezilmeleri dışında bir seçenek sunulmadığını anlatan Sarıbal, özellikle genç akademisyenlerin, özerk ve özgür üniversitede yeri olmayan bir şekilde, işlerini kaybetme tehdidi altında, güvencesiz koşullarda çalıştığına dikkat çekti. Fizibilite çalışması yapılmamış, gereksinimleri hesaplanmamış yeni üniversitelerin açılmasının eğitim değil sorun ve sorunlar ürettiğini ifade eden Sarıbal, "Örneğin Bursa Teknik Üniversitesi öğretim üyesi kadrosu, ihtiyaç durumu, fiziki koşulları düşünülmeksizin açılmıştır. Adı var kendi yok bir üniversite, kadrolaşma amaçlı yapılmış, hiçbir fizibilite çalışması, araştırması, çalışması değerlendirmesi yapılmadan açılmıştır. Mevcut üniversitelere bakış açısının tipik bir örneği olmaya mahkûmdur. Tüm bu şartlar düşünüldüğünde YÖK'ün kaldırılması zorunluluktur. Üniversitelerde öğretim üyesi kıyımı olağanca hızıyla devam etmektedir. İktidar yanlısı taraflı liyakat anlayışından uzak bu yapı ile objektif bir eğitimin olmasını beklememek gerekir. Üniversiteler AKP'li kadrolar tarafından kuşatılarak yönetilmektedir. Üniversiteler halkın değil AKP'nin üniversiteleri haline getirilmiştir, Bilimsel çalışmalar yerine kadrolaşma hâkim bir yapı halindedir. Özetle her geçen dönem artan üniversite mezunlarına karşın, istihdam sorunu hızla büyümektedir. Üniversiteli işsizlerimizin durumu ülkemizin acı bir gerçeğidir. Acil çözüm üretilmesi zorunludur. Bağımsız, özerk, laik ve demokratik üniversitelerin inşası şarttır." ifadelerini kullandı.
"1 KASIMDA HALKIN İKTİDARINI KURMAK ZORUNDAYIZ"
Eğitim ve öğrenimlerine başlayan ve devam eden öğrencilerimizin ise başta burs ve yurt sorunları ciddi bir toplumsal sorun haline geldiğini de vurgulayan Sarıbal, tüm problemlerin sürdürülebilir ve bilimsel politikalarla çözüme kavuşturulabileceğini aktardı. Sarıbal, "Yakın gelecekte bütün bu sorunların çözümleri için geldiğimizde ortak aklın egemen olduğu bilimsel politikalar sergileyerek eğitimin bulunduğu bu durumdan kurtaracağız. Yeni öğretim yılında tüm öğrenci, öğretim üyesi ve eğitim emekçilerinin yeni öğretim yılını kutlarken; bağımsız, demokratik, laik, özerk, katılımcı ve çoğulcu bir eğitim anlayışını ülkemize getirmek için 1 Kasım'da halkın iktidarını kurmak zorundayız." dedi. CİHAN