Hanefi Avcı, bu defa da “Emniyet'te Milli Damar örgütü var. Herkese iftira atıyor; Cemaatçi ya da KÖZ üyesi diyerek, kendilerinden olmayanın ayağını kaydırıyor” diye ortaya çıktı.
Cemaat'e karşı yürütülen Cadı avının önemli bir unsuruydu Avcı… Hatta, düğmeye ilk basanlardan. Yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya kalan arkadaşlarını “Cemaat'in kurduğu kumpasın kurbanları” diye nitelendirmişti. Türkiye'de, hırsız, uğursuz, katil, uyuşturucu kaçakçısı, aklınıza kim gelirse gelsin, kendisini aklamak için muhatabının “Paralel” olduğunu ileri sürüyor; Cemaat kumpasından söz ediyor. Bu çığırı Hanefi Avcı açtı. Zaten onu telaşlandıran husus, “Milli Damar Örgütü”nün Cemaatçilerin üzerine gitmesi değil. Kendisini ve bazı Emniyetçileri, “KÖZ Grubu” içine koyarak, operasyon planlaması. Peki nedir KÖZ? Bir zamanlar, Cemaat'in içinde olan ve devletin, Gülen'e alternatif olarak kullanmak istediği Kemalettin Özdemir Grubu. Kemalettin Özdemir, bir dönem, Emniyet bünyesinde kendisine yakın bir grup kurmuştu. Ali Fuat Yılmazer'in iddiasına göre, onunla iş birliği yapan isimler arasında Hanefi Avcı da vardı. (Hanefi Avcı, bu iddiayı kabul etmiyor.) Ama, Savcılığa şikâyetinden anlıyoruz ki, bugün ona kumpas kurmak isteyenler, Avcı'ya “KÖZ üyesi” diyorlar. Gazeteci Arzu Yıldız'la konuştum. Milli Damar'ın ne olduğunu anlamaya çalıştım. Hanefi Avcı'nın bürokraside yuvalandığını söylediği Milli Damar kimlerden oluşuyordu? Neyi amaçlıyordu?
Arzu Yıldız, Avcı'nın savcılığa teslim ettiği kapalı zarfta, İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç'in, Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan'ın, Cumhurbaşkanı'nın yakın korumalarından birinin, Emniyet Personel Dairesi Başkanı Eyüp Kınacı'nın isimlerinin yanı sıra, kayyım atayan, Cemaat'le ilgili soruşturmaları yürüten Orhan Kapıcı, Harun Kodalak, Yunus Süer, Musa Yücel, Serdar Coşkun gibi yargı mensuplarının adlarının da yer aldığını söyledi.
“Niçin Hanefi Avcı birden bire endişeye kapıldı?” diye sorduğumda, Yıldız, bana, “Emniyet kararnamesi yakında yayımlanacak, Emniyet'te derin bir rekabet yaşanıyor, herkes birbirini belirli gruplara ait olmakla suçluyor. Avcı ve ekibi ‘KÖZ mensubu' diyerek, kendilerine operasyon çekileceğinden endişe ediyorlar” cevabını verdi. Herkesin bir aidiyet duygusu olabilir. Ama gönül bağlarını işe karıştırmadan görevlerini ifa ederlerse, diyecek bir şey kalmaz. Cadı avı iklimi yarattığınızda ise, şimdi Hanefi Avcı'nın da şikâyet ettiği gibi, yerli yersiz herkes birbirini “şucu, bucu” diye suçlar, rakibinin ayağını kaydırarak, kendisinin ya da bir arkadaşının önünü açmaya çabalar. İşte Türkiye'de yaşanan budur. Cadı avını başlatan en önemli isimlerden biri Hanefi Avcı'dır. Şimdi ona da, “KÖZ'cü” diyorlarsa, oh olsun!
Yazının tamamı için
Nazlı Ilıcak - Özgür Düşünce