Kimse Yok Mu Derneği’nin 2011 yılında başlattığı, başta Afrika ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok yerinde su kuyusu açma çalışmaları Genç İz Akademi’nin katkılarıyla hızla büyüdü. Fatih Üniversitesi öğrencilerinin kurduğu akademinin talebi üzerine geçen yıl hayata geçirilen ‘Selsebil Kuyuları’ projesi kapsamında açılan kuyu sayısı 3 bin 163’e ulaştı. 

Kimse Yok Mu ve Genç İz Akademi, Fırat Kültür Merkezi’nde düzenlediği programla çalışmalar hakkında bilgi aktardı. Kimse Yok Mu Temiz Su Projeleri Koordinatörü Selim Yılmaz, projeye katkı veren gençlere hem teşekkür ve hem de teşvik anlamında programı düzenlediklerini söyledi. Su kuyularına ihtiyaç noktasında farkındalık oluşturmayı da amaçladıklarını ifade eden Yılmaz, “Hem genç kardeşlerimize teşekkür etmiş oluyoruz hem de 2014 Aralık ayında başlamış olan bu program bu yıl itibariyle 2015 Aralık ayıyla birinci etabını sona erdirmiş olacağız inşallah. Arkasından 2016 yılına yeni bir başlangıç yapacağız.” dedi.

Derneğin 2011 yılı itibariyle su kuyuları açmaya başladığını hatırlatan Yılmaz, “İlk Afrika’da başladı. Şu an 19 ülkede kuyular açıldı. 6 ülkede aktif olarak açılmaya devam ediliyor. Toplam rakam 3 bin 163 oldu.” bilgisini paylaştı. Pakistan, Filipinler gibi Asya ülkelerinde de su kuyuları da açtıklarını kaydeden Yılmaz, “Esas ağırlık Afrika’da. Çünkü orada daha çok ihtiyaç var. Özellikle Çad, Kamerun, Nijer gibi Sahra Çölü kuşağında bulunan ülkelerde daha yoğunluklu açmaya gayret ediyoruz.” şeklinde konuştu. 

Genç İz ve Kimse Yok Mu gönüllüsü olduğunu belirten Fatih Üniversitesi öğrencisi Safiye Nur Çakmak, “Selsebil kuyuları olarak amacımız Afrika’daki susuzluğa farkındalık kazandırmak. 1 Kasım 2014’ten beri Afrika’daki susuzluğa özellikle sosyal medya üzerinden farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Aldığımız geri dönüşler doğrultusunda şu an projemizin bir yıl daha uzatıldığı haberini aldık. Hedefimizi tamamlamış bulunmaktayız ve daha yüzlerce binlerce kuyuya vesile olmak için çalışmaya devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı. 

Afrika’da her 14 saniyede bir çocuğun vefat ettiğini ifade eden Büşra Keban da “1 Kasım’dan önce biz, sadece duyduğumuz kadarıyla üzülmekle yetiniyorduk. Artık üzülmekle yetinmiyoruz, bu konu hakkında bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Kimse Yok Mu ve Genç İz Akademi işbirliği içerisinde bizim de taleplerimiz doğrultusunda bir proje ortaya çıktı, ‘Selsebil’ isimli. Hedefimizi aştık. Şimdi önümüze yeni hedefler koyduk. Seneye bu hedefler doğrultusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz. Biz Afrika’daki susuzluğun herkes tarafından bilinmesini istiyoruz.” dedi. 

Fatih Üniversitesi’nde okuyan Çadlı Muhammed Nur Sayir Saleh, Kimse Yok Mu’nun ülkesindeki faaliyetlerinin çok iyi olduğunu söyledi. Çad’ın bazı bölgelerinde su sıkıntısı olduğunu ifade eden Saleh, derneğin yüzlerce su kuyusu açtığını kaydetti. 

Malavi’de Türk okulundan mezun olan ve şimdi öğretmen olan Thokozani Manguwo, Türklerle ve Müslümanlıkla nasıl tanıştığını anlattı. Manguwo’nın anıları salondakileri gülümsetti. Ülkesindeyken güzel bir okulda okumak istediğini bunu babasına da söylediğini aktaran Manguwo, “Gazetede Türk okulu açıldığı ilanını gördüm. Babamla gittik. Bir okul bile değildi; bir bina, bir evdi. Gezdik güzeldi, sevimliydi.” dedi.

Türk okulu açılmadan önce İslam hakkında hiçbir şey bilmediğini belirten Manguwo, “Sadece televizyonlardan gördüklerimizdi. Bir de 2011’de Pakistan, Afganistan’da savaş vardı. Sürekli televizyonlarda Müslümanları terörist olarak gösteriyorlardı. Ben de öyle biliyordum.” diye konuştu. 

Daha önce yaşadıkları Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yıllarca siyah beyaz ayrımcılığı olduğunu hatırlatan Manguwo, Türk okulunda eğitime başladığını kaydetti. Manguwo şunları aktardı: “İbrahim hoca vardı. Sınavda dereceye girmiştim. Bir gün ‘bizim eve gelin size kahvaltı ısmarlayacağım’ dedi. 5-10 kişiydik, gittik. Çok şaşırmıştım. Çünkü ilk defa bir beyazın evine gidiyorduk. Sofra kurdu. İlginç olan şey o bize hizmet ediyordu. Bana çok tuhaf gelmişti. Yani bir beyaz insan bir siyah insana hizmet ediyordu. Çok hoşuma gitmişti. Hep düşündüm bu insanlar, Müslümanlar kötüyse bunlar niye farklıydı.” 

Okulda bir gün otururken inek yüklü bir kamyonun geldiğini ifade eden Manguwo, “Merak ettim sordum neden bu kadar et alıyorsunuz israf değil mi dedim. ‘Buradaki fakir insanlara yardım edeceğiz, bu etler Türkiye’den geliyor, kurban’ dediler. Gerçekten bir sene içinde et görmeyen insanlar vardı. Sadece Müslümanlara değil Hristiyanlara da. Böyle şeyleri görünce çok şaşırıyordum. Televizyonlarda gördüğüm teröristlerle bunlar arasında çok fark var, bunlar terörist olamaz.” şeklinde konuştu. 

Türk öğretmenlerinin güzel davranışları nedeniyle Türkiye’ye gitmek istediğini anlatan Manguwo, “Türkiye’ye gitmek istediğimi söyledim. Neden? Aklımda hep şu vardı. Yani siz böyleyseniz demek ki bütün Türkiye böyle. Türkiye’de sigara içen bir insan olduğunu hiç düşünmezdim, gerçekten. Mesela herkesin 5 vakit namaz kıldığını düşünüyordum. Yani bana göre bir cennet gibi bir şeydi.” ifadelerini kullandı. 

Afrika’da suya çok ihtiyaç olduğunu söyleyen Manguwo, “Orada bir su kuyusu açmak sadece maddi bir şey değil manevi bir şeydir. Çünkü Müslümanız ve herkes bizim kardeşimiz, onlara destek olmamız lazım.” şeklinde sözlerini tamamladı.