Koronavirüs salgınının global ekonomik şartlara ve finansal piyasalara etkisinin gelişmekte olan piyasa ülkelerinin çoğu için kredi risklerini artırdığını, bunlar arasında Türkiye'nin de olduğunu belirten kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin cari dış zorluklarını kaynaklarını ve Türk hükümetinin bunları azaltmak, hafifletmek için seçeneklerini gözden geçirdiklerini bildirdi.
Moody's, kredi notu ile ilgili bir değerlendirme açıklamazken,yayımladığı iki raporla Türkiye'yi değerlendirdi. Moody's cuma günü yayınladığı ikinci raporda, Türkiye'nin 2008 yılından bu yana aralıklarla kur krizleri ile karşı karşıya kaldığını ve TCMB'nin kuru savunmak için bu yılından başından bu yana net döviz rezervlerinin neredeyse yarısını tükettiğine işaret etti.
KIRILGANLIK ŞİRKETLERİ GERECEK
"Koronavirüs salgının sermaye çıkışlarını tetikleyerek ve turizm sektörü yoluyla kazanılan dövizi ortadan kaldırarak problemi şidddetlendirdi" değerlendirmesini yapan Moody's, "Bu küçülen dış tamponlar hükümetin ekonomiyi daha negatif bir patikadan uzaklaştırma kabiliyetini zayıflattı" dedi.
Raporunda Türkiye'nin dış borçunun büyük bölümünün özel sektöre ait olması nedeniyle Türk hükümetinin finansman risklerini sınırlı olduğunu belirten Moody's, bununla birlikte Türk özel sektörünün krize güçlü bir ekonomik durumda girmediğine dikkat çekti. "Ekonomi geçen yıl sadece yüzde 1 büyüdü, hükümet politika cephanesinin çoğunu koronavirüs salgını öncesinde harcadı ve zayıflayan lira büyük ölçüde KOBİ'lerden olan kırılgan şirketleri gerecektir" değerlendirmesinde bulunan Moody's,koronavirüs etkisinin ötesindeki bu etkiler ekonomiyi yavaşlatacak ve işsizliği artıracak" yorumunu yaptı.
TEMERRÜT UYARISI
Foreks'te yer alan habere göre, Türk hükümetinin bu durumu çözmetk için elinde birçok seçenek olduğunu savunan Moody's bu seçenekleri şöyle sıraladı:"
1) Türk Lirası'nın değer kaybetmesine imkan vermek, bu ekonomiyi yavaşlatacak ve kamu borcunun benzer ülker seviyesine yükseltecektir.
2) Ekonomide kısa vadeli acı verecek, ancak büyük olasılıkla lira üzerinde baskıyı aldıracak bir ekonomik reform programı uygulamak,
3) Reformları desteklemesi için IMF'e başvurmak, ancak bu siyasi olarak tatsız bir durum olacaktır,
4) İkili destek aramak, ancak Türkiye'nin büyüklüğü ve yapısal dengesizlikleri bunu zorlaştırıyor,
5) Döviz tutmayı daha da sınırlamak, ancak bu seçenek de yurt içi işletmeler için oldukça zarar verici olur ve büyük olasılıkla bir temerrüt durumu ortaya çıkarır"