Kırşehir'de CHP ve MHP'li siyasi parti temsilcileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili kararını tanımadığını söyleyerek, anayasal suç işlediğini savundu.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kırşehir eski İl Başkanı Avukat Cemil Cahit Pişkin, "Anayasa Mahkemesi, MİT TIR'larına ilişkin haber nedeniyle 26 Kasım'dan bu yana tutuklu olan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül için 'hak ihlali' kararı vererek tahliye yolunu açtığını belirterek, kararda 'kuvvetli suç şüphesinin olmadığı' da vurgulandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçtiği bir, TBMM'nin seçtiği iki üye ihlal kararına karşı oy kullandı. Başkan Zühtü Arslan ile 11 üye ise ihlal yönünde oy verdi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM'nin kararına uyarak Dündar ve Gül'ün tahliyesine karar verdi." diyerek olayı özetledi.
Tutuklu gazeteciler Dündar ve Gül için AYM'nin tahliye yolunu açması ve İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tahliye yönünde karar vermesi üzerine Cumhurbaşkanı'nın anayasal suç işlediğini ifade eden MHP'li Pişkin konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Cumhurbaşkanı'nın her şeyden önce Anayasa ve yasalara saygılı hareket etmesi ve topluma örnek olması gerekmektedir. Cumhurbaşkanı, başbakanlığı esnasında Ergenekon ve Balyoz davalarının savcılığına heveslenmiştir. Cumhurbaşkanı, dönemin başbakanı sıfatıyla, adalet bakanına talimat vererek ilgili muhakeme makamı hakkında müfettiş incelemesi yaptırtabilirdi. Bu yola başvurmayıp savcılığa heveslenmiştir. Acaba Cumhurbaşkanı tutuklu gazeteciler hakkında da ileride kumpas beyanında bulunabilir mi? Düşünmeden edemiyoruz. Zira, Cumhurbaşkanı'nın başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı döneminde aynı vakıalar için taban tabana zıt açıklama yapmasına alıştık. Anayasa Mahkemesi ve diğer yargı organlarının vermiş olduğu kararlarda siyasi iradenin memnun olmadığı bir sonuç çıkması halinde anayasal suç işleyerek bu tür beyanlarda bulunmak, yargı organlarını itibarsızlaştırıp, kendilerine duyulan güveni ortadan kaldırır."
Pişkin, şöyle devam etti: "Anayasa'nın 138. maddesi, 'Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa'ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında yasama Meclis'inde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz' der. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez."
CHP'Lİ ZENGİN: 28 ŞUBAT YILDÖNÜMÜNDE, TOZPEMBE 28 ŞUBAT DARBESİ YAPILDI
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kırşehir İl Başkanı Yılmaz Zengin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili kararını tanımadığını söylemesine tepki gösterdi ve "Türkiye'de yeni bir postmodern, tozpembe bir darbe daha oldu." değerlendirmesinde bulundu.
CHP İl Başkanı Zengin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili kararını tanımayacağını söylemesi ile ilgili şunları söyledi: "Önceki gün 28 Şubat'tı. 28 Şubat'ın yıldönümünde Türkiye'de yeni bir postmodern, tozpembe bir darbe daha oldu. Benim açımdan demokrasi adına darbeydi. Biz bunu siyasetçi olarak da vatandaş olarak da çok ciddi anlamda eleştirdik yani seçimle gelmiş bir yönetimi ve halk tarafından seçilmiş hükümetleri bazı kurumlar tenkit edemez etmemeli dedik. Biz buna darbe dedik. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir, yargı, yasama, yürütme yani '3Y'. AKP'nin (Adalet ve Kalkınma Partisi) kurulduğunda bu '3Y' ile ilgili mücadelemi vereceğim dedi. Onlar bunu 'yandaşlığı, yasakları, yoksulluğu yeneceğim ile yorumlayıp toplumda karşılık gördü, iktidar oldu. Ama ne yazık ki şimdinin cumhurbaşkanı o zamanın başbakanı, bu 3Y yetmiyormuş gibi yanına da 3 tane 'Z' ilave etti. Nedir bu? Zam, zulüm ve zindan."
"Bugün sen Cumhurbaşkanı olarak devletin başı olarak, bir devletin Anayasa Mahkemesi kararını yok sayıyorum dersen orada hukuktan ve demokrasiden söz etmemiz mümkün değildir" sözleriyle açıklamasını sürdüren Zengin, "Bu açıklamalar bizi son derece kaygılandırmış ve rahatsız etmiştir. Bu millet başı sıkıştığında nereye gidecek? Hukuka mı, yargıya mı yoksa Recep Tayyip Erdoğan'a mı gidecek? Elbette ki yargı ve hukuka gidecek. Toplum olarak kaygı içindeyiz. Bunun adına 'tozpembe darbe' diyorum ben. AYM kararlarına uymuyorum, tanımıyorum demekle 28 Şubat kararları ile kendi açımdan hiçbir fark görmüyorum. O darbe ise Sayın Cumhurbaşkanı'nın yaptığı açıklamada bu anlamda 'tozpembe darbe' yapmıştır. Cumhurbaşkanı AYM kararlarını hiçe sayarak gözdağı vermiştir. Yargı, yasam ve yürütmeye müdahaledir bu. Yarın yeni bir anayasa maddesi çıkarıldığında AYM acaba Cumhurbaşkanı ne der bu maddeye diye görüş mü alacak? Bu ülke muz cumhuriyeti mi yoksa hukuk devleti mi? Orayı da geçtik, senin parti kurucu üyen Arınç dahi 'sonunda bana cübbeyi giydirecekler' diyorsa burada durup bir düşünmek gerekir. AYM, gazeteciler suçsuz dememiştir. Sadece tutuksuz yargılanmaları yönünde görüş bildirmiştir, netice itibari ile Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa'nın ve kanunların kendisine verdiği yetkileri kullanarak verdiği kararlar herkesi ve her kurumu, Cumhurbaşkanı da dâhil herkesi kapsar." ifadelerini kullandı. CİHAN