Adem Elitok’un haberine göre, Ankara’da 5 yaşında taekwondo sporuna başlayan, Türkiye birinciliği (2019) ve Türkiye ikinciliği (2018) dereceleri bulunan Muhammed Buğrahan Akbabaöz, Finlandiya’ya gelince de taekwondo yapmayı sürdürdü. Espoo’da bir taekwondo kulübünde antremanlarına devam eden Buğrahan, Finlandiya’ya geldikten kısa bir süre sonra 2020’de düzenlenen Porvoo Open’da birinci oldu. Elde ettiği başarılarla Finlandiya adına müsabakalara katılmaya başladı.
Estonya’nın başkenti Tallin’de gerçekleştirilen Avrupa Taekwondo Şampiyonası’na, henüz Fin vatandaşı olmadığı için mülteci statüsünde katıldı. Finlandiya’yı İnari Susiluoto ile birlikte temsil etti.
İnari ilk müsabakada İspanyol rakibine yenilerek elendi. +65 kiloda mücadele eden Buğrahan ise ilk rakibi Hırvat Roko Brantusa’yı 14-12’lik skorla geçti. İkinci turda Baleruslu Aliaksei Davidovich’i 16-2 yenerek rahat bir galibiyet aldı.
Buğrahan’ın üçüncü rakibi ise iki ay önce Bulgaristan’da yapılan şampiyonada kendisini yenen Ukraynalı Matvii Forotiuk oldu. Bu kez güçlü rakibine üstünlük kuran Buğrahan, rövanşı 19-4 gibi net bir skorla kazanarak finale yükseldi. Yunan rakibi sakatlanıp maça çıkmayınca Avrupa şampiyonu ünvanı kazandı. O şu anda kendi kategorisinde Arvupa’nın en iyisi. Ailesi ve Finlandiya ondan çok umutlu.
Buğrahan’ın hedefi dünya ve olimpiyat şampiyonlukları. Bunun için çok çalışması gerektiğinin farkında. Yeni geldiği ve dilini henüz yeterince bilmediği bir ülkede zorluklar çekse de bunları aşabileceğine inancı tam; “Burada özellikle hazırlık maçı yapacak rakip bulmakta zorluk çekiyorum. Yine de ailem ve hocalarım beni destekliyorlar. Elimden geleni yapıyorum.”
Baba Oğuz Akbabaöz, oğlunun Türkiye’de de çok başarılı olduğunu, Finlandiya’ya gelince aynı başarısını sürdürdüğünü hatırlatıyor: “Ona güveniyoruz. Finlandiya milli takımının hocaları da güveniyor ve destekliyorlar. Buğra yeteneğinin farkında. Çalışıyor ama daha çok çalışması gerekir. Bunu ona sürekli söylüyorum. İnşallah hedeflerine ulaşır.”
Küçük yaştan itibaren Buğrahan’ın bütün maçlarını takip ettiğini söyleyen anne Yeliz Akbabaöz ise yaşadığı heyecanı şöyle ifade ediyor: “Ben ondan daha çok heyecanlıyım. O yüzden maçlarına gitmemi istemiyor. Onu da heyecanlandırıyormuşum. Özellikle yaralandığında çok kötü oluyorum. Eve sürekli yaralı geliyor. Ya yüzü ya ayağı bir yeleri mutlaka yara oluyor. Yaptığı spor zor ama çok başarılı, seviyor da. Daha büyük başarılar kazanacağına inanıyoruz.”