MUŞ (CİHAN)- Muş Sivil Toplum Platformu(MSTP), Cizre'de yaşanan ve çözüm sürecini tehdit eden ölümlerle ilgili değerlendirme toplantısı düzenleyerek, "Kürdistan barışa, adalete ve özgürlüğe hasret" açıklaması yaptı.
Muş Sivil Toplum Platformu üyeleri, Cizre'de yaşanan ve çözüm sürecini tehdit eden ölümler ile ilgili değerlendirme toplantısı düzenledi. Muş Ticaret ve Sanayi Odası toplantı salonunda düzenlenen toplantıdan sonra basın açıklaması yapıldı. 'Çözüm Süreci Akamete Uğramasın' adı altında yapılan açıklamada şöyle denildi: "Türkiye'nin, Ortadoğu'nun ve artık uluslararası kamuoyunun bir gerçekliği haline gelen Kürt sorunu, son yıllarda önemli dönemeçlerden geçiyor. Barışın ve çözümün, herkesim tarafından en çok dillendirildiği ve somut adımların masaya yatırıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Birkaç yıldır ağır aksak da olsa coğrafyamızda devam eden çatışmazlık durumu bunun en açık ve sevindirici göstergesidir. Bu derece yakıcı ve büyük bir meselenin çözümü elbette ki kısa sürede gerçekleşmez. Hatta barışın ve çözümün gerçekleşmesini hazmedemeyen ve süreci sabote etmek isteyenler de olacaktır. Nitekim son günlerde Cizre'de çıkan olaylarda ne yazık kiyine birçok insanımız hayatını kaybetti."
'HÜKÜMET HER ŞEYİ PARALEL YAPIYA HAVALE EDEREK SORUMLULUKTAN KAÇIYOR'
Hükümetin 'paralel provokasyon' bahanelerine sığınarak sorumluluktan kaçmaya çalışıldığının ifade edildiği açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Tüm bunlar yaşanırken bölgedeki resmi yetkililerin büyük ve kasıtlı ihmaller içinde olduğunu, merkezi hükümetin de 'paralel provokasyon' bahanelerine sığınarak sorumluluktan kaçmaya çalıştığını görmekteyiz. Nitekim Cizre'deki her ölümün akabinde devlet yetkilileri kesin ifadelerle güvenlik güçlerinin kusuru olmadığını açıklamakla yetinmişlerdir. En son Nihat Kazanhan'ın ölümüyle ilgili bir polisin tutuklanması bu açıklamaların herhangi bir soruşturma yapılmaksızın alelacele yapıldığının da bir göstergesi olmuştur. Burada süreci takip eden, gözlemleyen ve üçüncü göz görevi görecek 'İzleme Kurulu'nun aciliyetle kurulması ihtiyacı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, şüphesiz bölgemizi tekrar çatışmalı sürecin koşullarına çekmek için çeşitli provokasyonlar yapılacaktır. Cizre'de bir ay içinde beş çocuğun öldürülmesi ve en son polis tarafından vurulduğu ortaya çıkan 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ın ölümü bu tür provokasyonların en çarpıcı örneğidir. Provokasyon yapanları araştırıp açığa çıkarmak, birinci derecede devlet ve iktidarın sorumluluğundadır. Bunun dışında tüm tarafların da provokasyonlara hiçbir şekilde prim vermemesi gerekir. Provokasyonlara dikkat çekmek önemli fakat provokasyonları bahane ederek sorumluluktan kaçmanın da barışa ve çözüm sürecine bir yarar sağlamayacağı açıktır. MSTP olarak, bizi tekrar çatışmalı döneme götürecek bir sürecin başta bölge halkı olmak üzere Türkiye halklarına hiçbir yarar sağlamayacağını ifade etmek isteriz. Özellikle çözüm ve barış yolunda belli bir mesafenin alındığı bir dönemde, çözümü ve barışı akamete uğratacak her türlü girişimin karşısında olacağımızı buradan deklare ediyoruz. Bu saatten sonra çözümsüzlüğün ve yeniden çatışmanın coğrafyamıza, Kürt halkına ve Türkiye halklarına hiçbir yarar sağlamayacağı gibi, diyalog ve müzakere masasını devirenin de en büyük kaybeden olacağı tartışmasızdır. Gelinen bu aşamadan sonra sadece Kürt halkının ve Kürdistan'ın hak, adalet, çözüm ve özgürlük taleplerini içine sindiremeyenlerin çözümsüzlük ve çatışmayı körüklemesi karşısında çok dikkatli olunması gerektiğini de vurgulamak isteriz.
MSTP olarak şunu da ifade etmekte yarar görüyoruz. Kürt sorununun ve çözüm sürecinin sağlıklı ve kalıcı bir çözüme kavuşması için tüm farklılık ve özgünlüklerine rağmen, Kürtlerin birlikte hareket etmelerinin her zamankinden daha elzem olduğuna inanıyoruz.
Siyasi/politik düşüncesi, dini inancı ve etnik aidiyeti ne olursa olsun her kesimin bölgede var olma, örgütlenme ve kendisini ifade etme hakkı vardır. Çözüme, barışa ve özgürlüğe doğru yol alan bu coğrafyanın önümüzdeki dönemde temel harcı adalet, barış, dayanışma, tahammül ve özgürlük olmalıdır. Son olarak MSTP adına çağrımız şudur: Kürt halkının ve Kürdistan'ın barışı ve özgürlüğü yolunda herkes elinden gelenin en iyisini yapmalı;bu uğurda herkes elini taşın altına koymalı ve dayanışma ve ittifak içinde olmalıdır. Yine herkes, barış ve çözüm sürecini geriye götürecek her türlü girişimin karşısına dikilmeli ve ateşe benzin değil, su dökmelidir. Bölgemize bir an önce barışın, adaletin, özgürlüğün ve dayanışmanın hakim olmasını temenni ediyoruz." CİHAN