Almanya'da faaliyet gösteren Müslüman derneklerinin çatı kuruluşları ve hükümet temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen Alman İslam Konferansı, Federal İçişleri Bakanlığı himayesinde başkent Berlin’de düzenlendi. ‘Sosyal barış ve demokratik bütünlük: Toplumsal bölünme döneminde Yahudi ve Müslüman düşmanlığına karşı mücadele’ başlıklı konferansa ev sahipliği yapan İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Almanya’da Yahudi düşmanlığına da Müslüman düşmanlığına da yer olmadığı söyledi. Orta Doğu’da yaşanan son gelişmeleri değerlendiren Faeser, Hamas’ın saldırılarını kınadı, İsrail’in kendisini savunma hakkına sahip olduğunu belirtti: “Bu Hamas’ın terörüdür, bu terörü Hamas başlatmıştır. Biz Orta Doğu’daki sürtüşmelerin Almanya’da sokaklara taşınmasına izin vermeyeceğiz. Şiddete, nefrete ve kine ülkemizde yer yok. Bu ülkede yaşayan Yahudilerin güvenliğini sağlamak, onların güven içinde yaşamalarını garanti etmek bizim görevimizdir. Bu, Alman toplumunun görevidir. Almanya’da yaşayan her bireyin bu konuda sorumluluğu vardır. Yahudi düşmanlığı, Almanya’da ne yazık ki hâlâ var. İsrail’e dönük kinin bu ülkede yaşayan insanları etkilemesini kabul edemeyiz. Yahudilere ait evlerin işaretlenmesi, ailelerin çocuklarını okula göndermeye korkmaları kabul edilemez. Tüm demokratlar olarak buna karşı çıkmalıyız.”
‘BİRLİKTE HAREKET ETMELİYİZ’
“Alman İslam Konferansı, bu ülkedeki Müslümanların yaşamına önemli katkılarda bulundu. Farklı dinden insanlarla diyaloğu sürdürmeye kararlıyız. Almanya’da yaşayan Müslümanlar çok açık bir biçimde Yahudi düşmanlığına karşı cephe almalı. Bu karşılıklı güven için önemlidir. Ama Almanya’daki Yahudi düşmanlığından Müslümanlar sorumlu tutulmamalı. Bu ülkede barış içinde yaşayan Müslümanların çoğu bu ülkenin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bu birlikteliği korumalıyız. Yahudi düşmanlığına karşı da İslam düşmanlığına karşı da birlikte hareket etmeliyiz. İslam düşmanlığı yaparak Yahudi düşmanlığına karşı mücadele verilmez. Köln’de Chorweiler Camii’nin salonunda bir Taliban yetkilisinin konferans vermesi kabul edilemez. DİTİB’in Taliban’la hiçbir şekilde ilişkisinin olmadığını açıklamasını da memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak bu olayın tüm ayrıntılarıyla aydınlatılmasını bekliyoruz.”
‘AZINLIKLARA SAHİP ÇIKALIM’
İki Almanya’nın birleşmesinin 20’nci yıl dönümü vesilesiyle 3 Ekim 2010 tarihinde düzenlenen devlet töreninde “İslam da Almanya’ya aittir” dediği için çeşitli kesimler tarafından eleştirilen ve daha sonra tanıdık bir iş insanından düşük faizli kredi aldığı gerekçesiyle istifa etmek zorunda kalan Almanya eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, dinleri ve inançları ne olursa olsun insanların barış içinde birlikte yaşamalarına özen gösterilmesi gerektiğini söyledi. Yalnız Almanya’da değil, dünya genelinde Yahudi düşmanlığının da İslam düşmanlığının da arttığına dikkati çeken Wulff, şunları söyledi: “Irkçı ideoloji 6 milyon insanın yaşamını kaybetmesine yol açtı. Alman İslam Konferansı bir diyalog forumudur. Biz dostluktan ve diyalogdan yanayız. Başörtülülerin de kipalıların da dışlanmalarına, saldırıya uğramalarına bu toplumda yer olmamalıdır. Bunun için hep birlikte mücadele vermeliyiz. Azınlıklara sahip çıkmalıyız. Azınlıkları koruyamazsak karanlığa gömülürüz.”
2006’DAN BERİ DÜZENLENİYOR
İçişleri Bakanlığı yetkililerinin yanı sıra Almanya’daki Müslüman, Yahudi kuruluşları ile kilise temsilcileri, sivil toplum örgütleri, bilim ve siyaset dünyasından da isimlerin katıldığı Alman İslam Konferansı 2006 yılından bu yana düzenleniyor. Konferans ilk olarak dönemin İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble tarafından düzenlenmişti. Konferansın temel amacı, ülkede yaşayan Müslümanlar ile devlet arasında merkezi bir diyalog platformu oluşturmak, Müslümanların dini ve toplumsal uyumlarını tesis etmek olarak açıklanmıştı.