“Babamın suçu bu milletin evlatlarına sahip çıkmak.” diyen Süleyman Türk, zaman zaman babasına yaşatılanları anlatırken gözyaşlarını tutamadı. ABD’nin eski başkanı Trump’ın Rahip Brunson için Erdoğan’ı arayarak tehdit ettiğini hatırlatan Süleyman Türk, ardından şunları söyledi: “Bizim Sayın Cumhurbaşkanını arayıp tehdit edecek kimsemiz yok. Bizim sadece Allah’ımız var. Biz O’na güveniyoruz. Babama yapılanları bugün bütün dünya konuşuyoruz. 86 yaşında yatalak bir hasta karga tulumba cezaevine gönderiliyor. Babamın ahir ömründe Türkiye’deki zulmün daha fazla duyurulması için görevli olduğuna inanıyorum. Hapishaneye de gülerek gitti babam. Ama bize zor geliyor.”
Süleyman Türk’ün açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
Babamın suçu bu milletin evlatlarına sahip çıkmak. Babamı tanmayan yok. Binlerce öğrencinin elinden tutmuştur, binlerce Anadolu evladının okumasına vesile olmuştur. Onu tanımayan yoktur.
Geçtiğimiz hafta babamı karga tulumba hapishaneye götürdüler. Orada kalamayacağını anlayınca hastaneye sevk ettiler. Evdeyken yatalak olmasının dışında bir rahatsızlığı yoktu.
Yoğun bakıma almışlar. Bİze ‘Babanızda akciğer enfeksiyonu var’ dediler. Evden giderken öyle birşey yoktu. Muhtemelen hastanede enfeksiyon kaptı.
Yoğun bakımda tutuluyor. Ben de hekimim; orası babam için yıkıcı bir yer.
Bülent Arınç da ‘adli tıp sürcinden dolayı’ diyor. Adli Tıp süreci nasla mukayyet bir süreç mi Allah aşkına! Bu adamın bu halde hapishaneye götürülmesine ‘dur’ diyecek kimse yok mu. Çok üzgünüm…
Yoğun bakımın önüne iki tane de asker koymuşlar. Babam kaçar diye! Yoğun bakımda, yatalak bir insanın başına… Yakınlarıyla da görüştürmüyorlar.
Samanyolu televizyonuna çıkmak, Bank Asya’da hsabının bulunması, sohbet toplantılarına katılmak babamın suçları. Bu suçlar Türkiye’de terörist olarak gösterilmeniz için yeterli. Bir de evlatlarının hepsinin bu kurumlarda okumuş olması. Evlatlarını oralarda okutmuş olması.
Abim 10 yıl ceza aldı, 74 ay yattı. Bir kardeşim 6,5 yıl ceza aldı. Bir kardeşim ve ben yurt dışında olmasaydık biz de aynı cezaları alacaktık. Vebalı bir aile durumundayız! Kimse selam vermiyor, konuşmuyor.
Rahip Brunson olayında Trumb, sayın Cumhurbaşkanımızı arayıp, ‘Derhan onu serbest bırakın yoksa sizi mahvederim’ demişti. Bizim Allah’tan başka kimsemiz yok. Onları Allah’a havale ediyorum. Allah kullarını zayi etmez. Hacı Mustafa’yı da zayi etmeyecektir inşaallah. O’nun taktirine razıyız, bekliyoruz. Yetkili hiç kimse ‘Yahu ne oluyor arkadaş, bu ülkede zulüm bu noktaya mı geldi’ diyen çıkmadı.
Ama inann dünyanın her tarafında bunları görüp de ‘Allah Allah bu kadar da olur muymuş’ noktasına geldi. Babamı da Allah sanırım vazifeli kıldı. Bu zulmün duyurulması adına. Şu anda dünyanın BM’de, AB’de bütün bu görüntüler paylaşıldı. Babama da ahir ömründe bu görev verilmiş, zulmün biraz daha duyurulması adına. Hapishaneye de gülerek gitti babam. Ama bize zor geliyor.
Babam 50 yıllık şeker hastası. Onun dışında iki defa beyin kanaması geçirdi o nedenle konuşmasında ve yürümesinde problem var. Hafızasında gelip gitmeler var. İleri derecede bel fıtığı var. Bu nedenle hareketlerinde ciddi kısıtlama var. Şu anda 4 evre böbrek yetmezliği de var. Yok yok babamda hastalık olarak. Kansızlık var. Böyle bir insandan Türkiye Cumhuriyeti hapse atarak ne elde edecek bilmiyorum. Bu yaşta yatağından karga tulumba götürülen bir insan görmedim.