MHP kurultayı ve Arınç'ın çıkışı...
Nevruz bombaları peş peşe patladı. Silah değil 'haber bombası' patlayan. İkisi 'tamam' günler öncesinden biliniyordu. MHP kurultayı ve Öcalan'ın mektubu... Gözler Ankara ve Diyarbakır'a çevrilmişken sürprizi Bülent Arınç yaptı. Öcalan'ın mesajı 'silah bırakmak için kongre' çağrısından ibaret. Diyarbakır cephesinde yeni bir şey yok.
MHP kurultayındaydım dün. Salonu dolaştım, gözlem yaptım, Bahçeli'yi dinledim. Yazıya otururken Arınç'ın sesi duyuldu ekranda 'son dakika' olarak... Arınç'a, Erdoğan'ın 'izleme heyeti'ne karşı çıktığı hatırlatıldı. Belli ki soruyu bekliyordu. Söyledikleri sürç-i lisan değil. Bilinçli hesaplı...
Erdoğan'ın açıklaması için Arınç lafı dolandırmadan 'hissî beyanıdır' dedi ve ekledi: "Sorumluluk hükümetin üstündedir. Bunları kendi düşünceleri olarak kabul edebiliriz." Arınç ne söylediğinin farkında herhalde. Yılların tecrübesi. Siyasete veda etmek üzere. Son günleri. Arınç gibi bir ismin, sözlerinin doğuracağı etkiyi hesap etmemiş olması düşünülemez.
Aynı zamanda Hükümet Sözcüsü Arınç. Cumhurbaşkanı'nın hükümetin sahasına giren konuşmalarından rahatsız olduğunu açıkça ortaya koldu. 'Kendi görüşü' dedi. Sorumluluk hatırlatmasıyla 'hükümeti bağlamaz' demeye getirdi. Oysa Erdoğan'ın kendisini konumlandırdığı yer malum. Her şeyin üstünde. Söylediği kanun. Hükümet de, Meclis de, itiraz etmez gereğini yapar. Çark 6 aydır böyle işlemekte.
Erdoğan'a hükümette, Meclis'te ve AKP'de yaprak kıpırdamaz. Arınç, Erdoğan'a itiraz ederken işleyen bu çarka çomak soktu. Başka cümleler de var. "Cumhurbaşkanı'mızın böyle konuşması hükümetimizi yıpratabilir." dedi. 'Hükümeti yıpratıyorsun. Artık konuşma...' dedi yani. Sadece söz değil. Duruş da söz konusu. 'İzleme komitesi' konusunda hükümet aynı yerde. Pozisyonunda bir değişiklik olmayacak. Arınç "Hükümet olarak 'izleme komitesi'ni uygulamakta kararlıyız." dedi.
Kararlılık Erdoğan'a karşı... AKP'de ilk kez oluyor bu. Hem söz, hem duruş olarak. Arınç'ın çıkışının 'kendi görüşü' olduğunu düşünmüyorum. Başbakan Davutoğlu'ndan habersiz olamaz. Saray'ın bunu sindirmesi, kabullenmesi mümkün değil. Cevapsız bırakmaz. Hükümet Saray'a direnebilir mi? Kolay değil tabii. Ama benim tanıdığım Arınç asla geri adım atmaz. Kaybedecek bir şeyi kalmadı çünkü.
MHP kurultayına dönersek... Nevruz bilinçli seçim. Amaç, Diyarbakır'ı Ankara ile dengelemek. Asıl önemlisi MHP'nin, kurultayı seçimin hemen arifesinde toplaması. Seçim takviminin başlamasına sayılı günler kaldı. 'Seçim kurultayı' da diyebiliriz. Siyasi partiler kongreleri genellikle sonbaharda yapar. Ve 'iktidar' temasını sık kullanır.
MHP'nin kurultayında iktidar talebi kadar 'gidişatı durdurma' vurgusu da öne çıktı. Ana slogan 'Bizimle yürü Türkiye'... Onun üzerinde farklı cümleler. 'Bin yıllık kardeşliği bozmak isteyenlere karşı' veya 'Çözülmeye ve yıkıma karşı' ya da 'Yolsuzluğa ve yoksulluğa karşı' gibi. Salon doluydu. Dışarıda da 'hatırı sayılır' kalabalık vardı. Oktay Vural'la karşılaştım, 'Sadece kalabalığa bakma, ruha bak, inanca bak... İktidara yürüyoruz' dedi.
Yazının devamı için tıklayınız