'Oyun kurucunun' iyi siyaset yaptığını söylemek lazım. 7 Haziran'dan yenilgiyle çıktı. İlk anda sarsıldı. Neye uğradığını şaşırdı. Ama çabuk toparladı. Oyun becerisi elinin zayıflığını örttü. 'Güç oyunu bozar' denir. Ama siyasette değil. Oyun, gücü bozdu. Yüzde 40 ile yüzde 60'ı durdurmayı başardı. İlk hamlesini CHP'ye yaptı.
Erdoğan'ın Deniz Baykal'la görüşmesi önemli hamleydi. Neticelerini aldı. Hem CHP'nin içini karıştırdı, hem de Meclis başkanlığı seçim sürecini etkiledi. 258 milletvekiliyle 292'lik muhalefet blokunu yendi. Meclis başkanı AKP'den seçildi. MHP'nin rolü tamam fakat Baykal yüzünden CHP politika üretemedi.
Hükümet arayışlarını da bu kapsamda değerlendirmek lazım. Saray, siyaseti erken seçime göre kurguladı. Hükümet kurma görevini Davutoğlu'na verdi. Felaket dediği koalisyon hükümeti kurmamasını da tembihledi. Davutoğlu muhalefet partilerini 40 gün oyalamayı başardı. Saatlerce görüştüğü CHP'ye 'ortaklık teklifi' bile yapmadı. Oturdular, konuştular, çay kahve içip dağıldılar.
Ve seçim kaçınılmaz oldu. Cumhurbaşkanı anayasal yetkisini kullandı ve seçimlerin yenilenmesine karar verdi. Top hep ayağındaydı. Davutoğlu'nun hiçbir inisiyatifi yoktu. Sokaktaki insan da farkında realitenin. Erdoğan 'geçici hükümeti' kurması için yine Davutoğlu'nu yetkilendirdi. Hep dar alanda paslaştı. Topu ayağından hiç çıkarmadı.