Hepimiz mutlu olmanın formülünü arıyoruz. Hatta hayatımızın büyük bölümü bunu arayarak geçiyor. Harvard Yetişkin Geliştirme Çalışmaları bu konuyla ilgili 724 erkek üzerinde geniş çaplı bir araştırmaya imza atmış. Gençlikten yaşlılık dönemlerine kadar izlediği bu kişilerin kişisel, iş ve sağlık durumlarını mercek altına almış. Çıkan sonuca göre, iyi ilişkiler bizi daha mutlu ve daha sağlıklı kılıyor.
Harvard Yetişkin Geliştirme Çalışmaları'nın Amerika'da başlattığı bu araştırma, daha sonra dünyaya yayıldı ve 158 ülkenin Mutluluk düzeyleri karşılaştırıldı. Hazırlanan “World Happiness Report 2015” raporuna göre, dünyanın en mutlu ülkesi İsviçre, en mutsuz ülkesi de Togo oldu. Türkiye ise 76. sırada yer aldı. Türkiye'nin üstünde Vietnam ve altında Kırgızistan'ın olması ise oldukça dikkat çekiyor. Rapora göre, yeryüzünün en mutlu insanlarının yaşadığı 10 ülkenin 7'si Avrupa'da bulunuyor. Listede Amerika Birleşik Devletleri 15., İngiltere ise 21. sırada yer alıyor. En mutsuz ülkeler ise Togo'dan sonra Burundi, Suriye, Benin ve Ruanda olarak sıralanıyor. Diktatörlükle yönetilen Kuzey Kore hakkında ise herhangi bir veri bulunmuyor.
Bu mutluluğun kaynağı ne?
Yalnızlık insanı zehirliyor
Aile ve arkadaş ilişkileri sağlam kişilerin hem daha mutlu hem de fiziksel olarak daha sağlıklı oldukları için daha çok yaşadıkları gözleniyor. Çalışmayı yönetenlerden Robert Waldinger, sosyal hayattan izole olanların beyin işlevlerinin giderek azaldığını ifade ederek yalnızlığın insanı zehirlediğini vurguluyor.
Kaliteli ilişki iyileştiriyor
İlişkinin kalitesini arkadaşlarımızın çokluğu değil, yakınlığı belirliyor. İlişkide yaşanan çatışmalar ise sağlığımızı bozuyor. Yapılan çalışmalarda, doyurucu ilişkilere sahip kimselerin 80 yaşında daha sağlıklı olduğu belirleniyor. Mutlu ilişkileri olan katılımcıların, fiziksel ağrı ve acıların arttığı 80'li yaşlarda daha mutlu oldukları, mutsuzların ise duygusal acıları yüzünden fiziksel acılarının katlandığı gözleniyor.
İnsanlara güvenmek hafızayı güçlendiriyor
Waldinger yaptıkları gözlemlerde, güvendikleri insanların arasında yaşayan kimselerde yaşlılık döneminde hafıza kaybının görülmediğine dikkat çekiyor. Özellikle eşlerine güvenen bireylerin uzun süreli anılarını bile ilk günkü gibi hatırladıkları ortaya çıkıyor. (zaman)