Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu Üyesi avukat Sevda Erdan Kılıç, Özbekistan Cumhuriyeti vatandaşı 23 yaşındaki Nadira Kadirova’nın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İstanbul Milletvekili Şirin Ünal’ın evinde şüpheli ölümünü Meclis gündemine taşıdı.
Kılıç, “‘İntihar etti" denilen Kadirova, acaba 15 Temmuz günü ne olduğu ya da 15 Temmuz gerçeği ile ilgili bilgi sahibi olduğu için mi intihar etmiş süsü verilerek öldürüldü?” diye sordu.
ADALET VE İÇİŞLERİ BAKANLARINA SORU YÖNELTTİ
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cevaplaması talebi ile ayrı ayrı soru önergesi verdi. Yazılı açıklama yapan Kılıç, olayın tam olarak anlaşılabilmesi için öncelikle Şirin Ünal’ın kim olduğuna bakmak gerektiğini belirtti.
Sevda Erdan Kılıç, jet pilotu olan emekli tümgeneral Ünal’ın Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) çeşitli görevlerde bulunduğunu belirterek, Şirin Ünal’ın 2011 yılından (24. Dönem) beri Parlamento’da AKP Milletvekili olarak görev yaptığını kaydetti.
EMEKLİ KURMAY ALBAY YALIM'IN İDDİALARI
Şirin Ünal’ın adının, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden sonra birkaç kez gündeme geldiğine işaret eden Kılıç, Milli Savunma Bakanlığı eski genel sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım’ın AKP’li Ünal hakkında bazı iddialarda bulunduğunu kaydetti.
CHP’li Kılıç, Yalım’ın; “Şirin Ünal’ın Silahlı Kuvvetlerde koyu bir AKP karşıtı olarak tanınan bir general olduğunu, ancak emekli olduktan sonra İstanbul’dan aday gösterilerek milletvekili seçildiğini” söylediğini ifade etti.
15 TEMMUZ GÜNÜ HAKAN FİDAN’DAN ÖNCE GENELKURMAY'DA!
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç darbe teşebbüsü esnasında Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’nın işgal edilmesine ilişkin hazırlanan iddianamede AKP’li Ünal hakkında ilginç bilgilerin yer aldığını kaydetti.
Kılıç iddianamede, “15 Temmuz günü öğleden sonra AK Parti İstanbul Milletvekili Şirin Ünal’ın, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile görüşmesinden önce Karargâh’a geldiği bilgisinin yer aldığını” dile getirdi.
Kılıç, şunları kaydetti: “İddianamede ifadesine yer verilen Genelkurmay Başkanlığı’nın özel kaleminde görev yapan Yüzbaşı Oktay Felekoğlu, ‘…aynı gün öğleden sonra ilk önce Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili Şirin Ünal, daha sonra Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak ve saat 16.00 sıralarında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Genelkurmay Başkanı ile görüşmeye geldiklerini…” anlatmıştır. İddianamede yer verilen Genelkurmay Başkanlığı İdari Tahkikat Raporu’nda da Akar’ın emir subayı Levent Türkkan’ın eylemlerinin değerlendirildiği bölümde, ‘15 Temmuz 2016 Cuma günü öğleden sonra 16.00 civarında karargahtan ayrılan Milletvekili Şirin Ünal’ı tekrar çağırmak üzere 1A koridorunda görülmüştür.’ bilgisi yer almıştır.”
GİRİŞ-ÇIKIŞ GÖRÜNTÜLERİ VAR
CHP’li Kılıç, AKP’li Ünal’ın 15 Temmuz günü saat 16:00 sıralarında Genelkurmay Karargâhı'na giriş ve çıkışına ilişkin kamera görüntülerinin iddianamede yer aldığını ifade etti.
Kılıç, astsubay Hüseyin G’nin Akıncı Üssü’ndeki eylemlere dair dava dosyasında yer alan ifadesinde, “Hüseyin G., 15 Temmuz’dan birkaç ay önce cemaatin darbe yapacağını öğrendik. AKP Milletvekili Şirin Ünal ile görüştüm, bilgileri kendisine ilettik.” iddiasında bulunduğunu da kaydetti.
CHP’li Kılıç, 15 Temmuz darbe girişimi gününe ilişkin hakkında bu tür iddialar bulunan AKP’li Şirin Ünal’ın evinde yaklaşık bir yıldır bakıcı olarak çalışan 23 yaşındaki Nadira Kadirova’nın şüpheli bir şekilde öldüğünü kaydetti.
Kılıç, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Nadira’nın ölümüyle ilgili yürüttüğü soruşturma hakkında, “…ilk belirlemede ölenin bitişik atış yapmak suretiyle göğüs bölgesinin 5-6 cm üzerine isabet eden mermi neticesi öldüğünün tespit edildiği, ölene ait olduğu değerlendirilen intihar notu ile ajandasına el konularak incelemeye alındığı…” yazılı açıklaması yaptığını ifade etti.
ARKADAŞI: ŞİRİN ÜNAL’I TACİZLE SUÇLADI
Kadirova’nın arkadaşı tanık Leyla Niyazova’nın, “Nadira Kadirova’nın, Şirin Ünal’ın kendisini taciz ettiğini söylediği” iddiasının basında yer aldığını kaydeden Kılıç, Nadira Kadirova’nın YÖS (Yabancı uyruklu öğrenci sınavı) için bir dershane ile yaptığı yazışmaların da basın ve sosyal medyada yer aldığını vurguladı.
Kılıç yazışmalardan 14 Eylül’de dershane müdüründen kurs hakkında bilgi alan Kadirova’nın, 28 Eylül’de ders başı yapacağının anlaşıldığını belirtti.
CHP’li Kılıç, bir süre genç kadının ailesinin avukatlığını üstlenen Müjde Tozbey Erden’in, “Kadirova’nın ölümünün şüpheli olduğu” ile ilgili açıklama yaptığını; Nadira’nın ağabeyi Muhammed Kadirova’nın da “Kardeşimi ben çok iyi biliyorum. Kendini vuracak cesareti yoktu.” dediğini aktardı.
Av. Sevda Erdan Kılıç, açıklamasında şunları ifade etti:
“Bütün bu bilgilerden anlaşılıyor ki emniyet ve savcılık Nadira’nın ölümü hakkında intihar dese de ifadeler ve gerçekler bunu söylemiyor. Nadira, cinsel saldırıya uğradı mı uğramadı mı? İntihar mı etti, yoksa öldürüldü mü? Bütün bunların gerçekliğiyle araştırılması ve ortaya çıkartılması gerekmektedir. Durum böyle iken, genç kadının cesedi, ölümünden iki gün sonra ailesiyle birlikte Özbekistan’a gönderildi. Normalde Adli Tıp’tan bir raporun gelmesi aylar sürerken, iki günde Nadira’nın otopsi raporu alındı. Bürokratik işlemlerin bu kadar hızlandırılması, otopsi fotoğraflarının gösterilmemesi, ağabeyine cesedin ‘ilaçlandı’ denilerek gösterilmemesi ölümle ilgili şüpheleri daha da arttırmıştır. Nadira’nın ağabeyi Muhammed, kardeşinin göğsünde yanık izi olmadığını söylemiştir. Oysa ateşli silahla yakın mesafe atışta, yanık ve barutun bıraktığı iz olur. Nadira’nın ölmeden önce ailesine ‘Konuşursam yer yerinden oynar’ dediği de basında yer almıştır. Acaba Nadira Kadirova, hangi bilgiye sahip olmuştur da bu sözü söyleyebilmiştir?
KADİROVA 15 TEMMUZ’LA İLGİLİ OLARAK İNTİHAR SÜSÜ VERİLEREK Mİ ÖLDÜRÜLDÜ?
Ailesinin verdiği bilgiye göre, içtiği çayı ve simidi bile günlüğüne yazan Nadira’nın son dönem günlüğü de ailesine verilen kolilerden çıkmamıştır. Emekli Tümgeneral olan AKP’li Ünal’ın, 15 Temmuz darbe girişimi günü MİT Müsteşarı’ndan önce Genelkurmay Karargahı’na gittiğini düşündüğümüzde insanın aklına çeşitli sorular geliyor? ‘İntihar etti’ denilen Nadira Kadirova, acaba 15 Temmuz günü ne olduğu ya da 15 Temmuz gerçeği ile ilgili bilgi sahibi olduğu için mi intihar etmiş süsü verilerek öldürüldü? Çünkü, üniversite sınavı için hazırlanan ve bunun için dershaneye yazılan bir kişinin intihar etmesi biraz tuhaf kaçıyor. Bu konu hakkında kamuoyunu doğru bilgilendirme görevi, başta Şirin Ünal olmak üzere, Ankara Emniyet Müdürlüğü ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na düşmektedir. Emniyet ve başsavcılığın titizlikle bu konuyu araştırarak gerçeği kamuoyu ile paylaşacağından hiç şüphemiz yoktur.”
“EN AZINDAN BAŞSAĞLIĞI MESAJI YAYINLAYABİLİRDİ”
Kılıç, AKP’li Ünal’ın Nadira Kadirova’nın ölümünün ardından, bir başsağlığı mesajı bile yayınlamamasını eleştirerek, “Sayın Ünal, aylardır yanında çalışan bir emekçi kadının ardından en azından üzüntülerini dile getirdiği mesaj yayınlayabilirdi ya da açıklama yapabilirdi.” dedi.
Kılıç, açıklamasında şu hususa da dikkat çekti: “Savcılık olayı tam olarak tahkik edeceğine, Nadira’nın arkadaşı Leyla Niyazova’ya, ‘Nadira’ya fuhuş yaptırıp yaptırmadığını’ soruyor. Ölen bir kadının arkasından, hakkında fuhuş imasında bulunmayı hangi vicdan kabul edebilir? Gerçekten bunu anlamak da çok zor. Genç bir kadın hakkında bu imada bulunulunca ailesinin ne durumda olabileceğini hiç kimse düşünmedi mi? Yazık çok yazık; genç bir kadın hakkında bu kadar kolay böyle bir suçlamada bulunulmamalı. Bu tür suçlamada bulunanları onların vicdanlarına bırakıyorum.”
“ÖZBEK GAZETECİ VE KUZENİ, VÜCUDUNDA İKİ KURŞUN DELİĞİ OLDUĞUNU SÖYLÜYOR”
Nadira Kadirova’nın ölümünü Özbekistan’da araştıran Özbek gazeteci Shukrath Babazhan’ın, “Nadira’nın vücudunda iki kurşun deliği olduğunu” söylediğini aktaran Kılıç, “Nadira’nın bir kuzeni ise Kadirova’nın vücudunda iki farklı kurşun deliği olduğunu, bir kurşunun göğüs ikinci kurşunun ise bacak bölgesinden girdiğini, ayrıca boyun ve kollarında morluklar olduğunu iddia ediyor. İntihar eden bir kişinin vücudunda nasıl iki kurşun deliği olur?” diye konuştu.
Kılıç, “İnsan gerçekten Nadira Kadirova’nın ölümü ile ilgili savcılığın yaptığı ‘intihar’ açıklamasına inanmak istiyor ama intihar denilerek geçiştirilmeye çalışılan genç kadının ölümünün ardından Türkiye’de ve Özbekistan’da yaşananlar, bu açıklamaya inanılmasının zor olduğunu ortaya koyuyor.” ifadesini kullandı.