Nahel'in öldürülmesi, Fransa'da ırkçılığı gün yüzüne mi çıkardı?

Fransız Cumhuriyeti'nin evrensel değerleri, ülkede ırk, etnik köken ve din tabusu mu oluşturdu?

SHABER3.COM

Paris yakınlarındaki Nanterre bölgesinde Nahel adında 17 yaşındaki gencin bir polis memuru tarafından yakın mesafeden ateş açılarak öldürülmesi, ülkedeki 'sistematik ırkçılığa' dair derin bir yarayı deşti.

Kuzey Afrika kökenli olduğu belirtilen gencin ölümü, benzer coğrafyada kökleri bulunan gençlerde biriken hisleri gün yüzüne çıkardı.

Olay birçok açıdan Amerika Birleşik Devletleri'ndeki siyahi George Floyd'un ölümüne benzetiliyor.

George Floyd, beyaz bir polis tarafından boğazına basılarak öldürülmüştü.

Ancak Nahel cinayeti zanlısı polis memurunun etnik kökeninin açıklanmaması, cinayetin ırkla olan bağlantısını geri plana itiyor.

Fransa, ırk açısından "renk körü" olan "eşitlik" (égalité) kavramı ile olayı anlamaya çalışıyor.

Polisin etnik kimliğini açıklama konusunda resmi bir yükümlülüğün bulunmaması da Fransız yasalarında "ırk" kavramının var olmamasına dayanıyor.

"Etnik fişleme" suçlaması

Fransız polisine göre "ırk" yoksa "ırkçılıktan" da söz edilemez. Paris baş komiserlerinden Laurent Nunez, pazar günü yaptığı açıklamada Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi'nin Fransız kolluk kuvvetlerini eleştirirken "ırkçılık" terimini kullanması karşısında şoke olduğunu söyledi ve "ırkçılık" suçlamalarını reddetti.

Ancak aralarında Uluslararası Af Örgütü'nün de bulunduğu sivil toplum kuruluşları, 2021 yılında, Fransız devletinin polisin kimlik denetimleri ile etnik fişleme yaptığı suçlamasıyla dava açmıştı.

Polis memurları insanları "derilerinin rengi nedeniyle" seçerek durdurdukları suçlamasını reddediyor.

AP haber ajansına konuşan Fas kökenli Walid Hrar ise, renkli insanların polis tarafından daha fazla durdurulur gibi göründüğünü ve bunun melez nüfusun yoğun olarak yaşadığı yoksul mahallerdeki durumun bir yansıması olduğu görüşünü dile getiriyor.

Fransa'da ırk, etnik köken ve din tabusu

Fransız Anayasası, Fransız Cumhuriyeti'nin ve değerlerinin evrensel olduğunu belirtiyor.

Bu da vatandaşlarının ırk, etnik köken ya da dine bağlı olmaksızın eşit olduğu anlamına geliyor.

Fransızlar, genellikle ayrımcılık ve eşitsizlik gibi konuları siyah-beyaz" gibi terimlerle açıklamaktan yana değil.

Birçok Fransız asıl deri rengini tartışmanın ırkçılık olduğu görüşünde. Kendini "Fransız" olarak tanımlayan bir kişinin etnik kökeninin öneminin kalmadığını düşünüyor.

Fransa'da farklı ırk ya da etnik kökenli kaç kişinin yaşadığı da tam olarak bilinmiyor, çünkü böyle bir veri tutulmuyor.

Dil jimnastiği

Ülkede ırkla ya da etnik kökenle ilgili eşitsizlikleri tartışmak dil jimnastiği gerektiriyor.

Örneğin siyahi ya da melezlerin yaşadığı mahalleleri tarif etmek için Fransızlar genellikle "banlieues" ya da "quartiers" gibi kelimeleri kullanıyor.

Bu kelimeler aslında genel olarak yoksul kentsel alanlardaki konut projelerini ve göçmen ağırlıklı nüfusu ifade ediyor.

Nahel'in ölümü sonrasındaki protestolarla ilgili konuşmalar bazen destek bazen de küçümseme amaçlı olarak anlam buldu.

Örneğin Nanterre Valisi Patrick Jarry, semtten "tüm çeşitlilikleriyle" şeklinde söz ederken, polis sendikası Ulusal Polis İttifakı geçen hafta yaptığı açıklamada göstericileri "haşere" kelimesiyle tanımlamaktan geri durmadı.

Laiklik

Fransa'nın görmezden geldiği bir diğer konu da din. Laiklik kavramı ile oluşan bu körlük, göçmen kökenli bazı kişileri korkutuyor.

Çünkü, Fransa'nın laiklik politikası altında nesiller boyu süren asimilasyonun isyan ve eleştiriler arasında kaybolmasından endişe ediyor.

Oğlunun, öldürülen Nahel'in arkadaşı olduğunu belirten 39 yaşındaki Meryem Lambert kendisi gibi Müslüman olanların hissettiği baskı nedeniyle kimliklerini gizlediklerini söylüyor.

"Eğer başörtüsü takarsam, beni başka bir dünyadan olarak görmeye başlarlar ve benim için herşey değişir." diyen Lambert, sokakta aşağılanacağını bile düşünüyor.

"Gerçek Fransızlar"

Nahel'in öldürüldüğü Nanterre semti sakinlerinden 25 yaşındaki İman Essaifi ise ırk konusuna değiniyor.

Essaifi'ye göre "ırk" ülkede tabu olsa da, yaşanan olaylar, konunun açıkça konuşulması için bir adım oldu.

Nahel'n ölümünün ardından Nanterre'de sokağa çıkanların "ille de Arap ya da siyahi" olmadığını vurgulayan Essaifi "Onlar beyazdı, vrai Français - gerçek Fransızdı" diye anlatıyor.

Essaifi'nin bu ifadesi, sorunun özünü de gözler önüne seriyor.
<< Önceki Haber Nahel'in öldürülmesi, Fransa'da ırkçılığı gün... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER