Ukrayna’ya ilk Leopard tanklarını veren, 3 milyarı askeri olmak üzere toplam 11 milyar Euro yardım yapan, NATO ve AB ülkelerini silah yardımında ikna etmek için olağanüstü çaba gösteren ve her şeyden önemlisi, savaşın ilk günlerinden bu yana 1,5 milyon Ukraynalı mülteciye kapılarını açan Polonya, başından beri Ukrayna halkı ile büyük bir dayanışma gösterdi.
Ancak, hafta başından bu yana Kiev ile Varşova arasında, giderek tonu yükselen ve sonunda diplomatik bir krize dönüşen bir husumet baş gösterdi.
BM Genel Kurulu’na katılan Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ile Polonya Cumhurbaşkanı Andrezj Duda arasındaki karşılıklı atışmaya, Polonya Başbakanı Mateusz Morowiecki’nin "Ukrayna’ya silah yardımına son verdiklerini" duyuran açıklama da eklendi. Karşılıklı açıklamalar, NATO ve AB içinde ciddi bir krizi de artık su yüzüne çıkardı.
Peki ne oldu da Polonya, savaş boyunca büyük dayanışma ve dostluk gösterdiği Ukrayna’ya karşı NATO içindeki en düşman ülke haline geldi ? İşte 5 soruda Polonya-Ukrayna krizinin nedenler
1-Tahıl krizi neden çıktı?
Olayın başlangıç noktası, Rusya’nın Ukrayna ile sona eren tahıl anlaşmasını yenilemeyeceğini açıklamasına kadar uzanıyor. Ukrayna, Karadeniz’in Ruslar tarafından bloke edilmesinin ardından ürettiği tahılı, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine ulaştıramadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile görüşmesinde de bir anlaşma çıkmayınca, gözler tahılın AB ülkeleri üzerinden geçirilmesi çözümüne çevrildi.
Ukrayna ile Polonya arasındaki gerilim, AB Komisyonu'nun Ukrayna'dan kendi ülkelerine gıda ihracatı akışını sınırlamak için Nisan ayında alınan acil durum önlemlerinin Eylül ortasında sona ermesine izin vermesinden bu yana arttı. Polonya, Slovakya, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan, çiftçilerini korumak amacıyla Ukrayna buğdayı, mısır, kolza tohumu ve ayçiçeğinin kendi topraklarında pazarlanmasını engelledi.
Bunun üzerine AB Komisyonu, 15 Eylül’de Ukrayna tahılına uygulanan vergileri kaldırdı. Ancak Polonya, Macaristan ve Slovakya Ukrayna tahılına yönelik boykotu genişleterek, sınırlarında vagonlar dolusu tahılı bloke etti.
Bunun üzerine Ukrayna, Polonya büyükelçisini acil çağırarak açıklama istedi. Bununla da yetinmedi, Brüksel’in kararına uymayan Polonya, Slovakya ve Macaristan hakkında, Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) suç duyurusunda bulundu.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, Çarşamba günü BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada diplomasiden uzak sert bir dil kullanarak, "Bazı Avrupa ülkeleri, üstelik bunun içinde bizim dostumuz olan ülkeler de var, Ukrayna tahıllarının geçişini önleyerek Rusya’nın oyununa katkı yapıyorlar" deyince, iki ülke arasında ipler koptu.
"Boğulurken, kurtarıcısını da boğuyor"
Zelenski’ye karşı ilk açıklama Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’dan geldi. Polonya medyasına açıklama yapan Duda, "Zelenski, bana boğulmakta olan birinin durumunu hatırlatıyor. Boğulmakta olan kişi son derece tehlikelidir. Boğulmaktan korktuğu için panik içinde hareket eder ki, bu paniğiyle kurtarıcısını da kendisiyle boğulmaya sürükler" dedi.
2- Silah yardımına son açıklaması neden geldi?
Ukrayna'nın en büyük silah tedarikçilerinden biri olan Polonya’nın cumhurbaşkanı Duda’yı Çarşamba günü Başbakan Mateusz Morawiecki izledi. Morawiecki, 20 Eylül Çarşamba günü Polsat News özel kanalında yaptığı açıklamada, "Artık Ukrayna’ya silah yardımına son veriyoruz. Polonya ordusunun modernizasyonu ve hızlı silahlandırılmasına, böylece çok kısa bir sürede Avrupa'nın en güçlü kara ordularından biri haline gelmesine odaklanmak istiyoruz" dedi.
3- Seçimler ve çiftçi oyları ne kadar etkili
Polonya hükümetinin Avrupa ve NATO kulislerini sarsan bu açıklamasının en önemli nedeninin 15 Ekim’de yapılacak genel seçimler olduğu yorumu yapılıyor. Polonya’da 38 milyon seçmenin sandığa gideceği 15 Ekim'deki genel seçimlerde, 2015’ten bu yana iktidarda olan milliyetçi ve aşırı muhafazakar sağ, Hukuk ve Adalet Partisi PiS favori görünüyor.
Ancak eski AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’ın liderliğindeki ılımlıların koalisyonu da iktidarı zorluyor. Bazı anketler muhafazakarları kazanıyor gösterse de, son anketlerde yüzde 46-yüzde 46 gibi başa baş görünen sonuçlar da ortaya çıkmaya başladı.
İşte bu ortamda, PiS’in en önemli seçmen tabanı olan Polonyalı çiftçileri küstürmek istemeyen Başbakan Morowieçki, tahıl gerginliğinin ardından, “Ukrayna’ya silah yardımlarına son verdiklerini” duyurdu. Morowieçki'nin bu açıklaması, iç politikaya dönük bir mesaj olarak algılandı.
Ancak Başbakan’ın bu açıklamasında, seçimlere 3 hafta kala, ülkede “artık verecek fazla bir şeyimiz kalmadı” seslerinin yükselmesi de rol oynuyor. Varşova, kendi ordusunun stoklarının 3’te 1’ini Ukrayna’ya tahsis etti.
4- Kiev-Varşova krizi uzar mı?
Peki Moskova'nın Ukrayna tahılına uyguladığı deniz ablukası, beklenmedik bir şekilde meyvesini verecek mi? İki eski dost Polonya ve Ukrayna arasındaki gerginlik uzar mı?
Bir buçuk milyon mülteciyi kabul eden; saldırıya uğrayan komşusuna etkileyici miktarda askeri teçhizat veren, 300'den fazla zırhlı araç ve 14 Mig-29 uçağı ve mühimmat sunan Polonya, bu yardımı gerçekten kesecek mi?
Krizin su yüzüne çıkması üzerine, diplomatik kulisler hızlandı. Perşembe günü Ukrayna ve Polonya tarım bakanları bir telefon görüşmesi yaptı.
Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, Başbakanın “Ukrayna'ya silah tedarikini durduracağı” açıklamasının yanlış yorumlandığını dile getirerek gerilimi yumuşatmaya çalıştı.
TVN24 televizyon kanalına konuşan Duda, "Başbakan’ın sözleri olabilecek en kötü şekilde yorumlandı. Bana göre Başbakan, şu anda geliştirmekte olduğumuz Polonya ordusunu modernize etmek için edindiğimiz yeni silahları Ukrayna'ya devretmeyeceğimizi kastetti” dedi.
Bu açıklamanın hemen ardından bir geri adım da Kiev yönetiminden geldi. Kiev, tahıllara ilişkin "önümüzdeki günlerde" Varşova ile müzakerelerin yapılacağını duyurdu. Ukrayna Tarım Bakanlığı, Ukrayna'nın Polonya'ya yaptığı tahıl ihracatıyla ilgili anlaşmazlığı çözmek için Varşova ile müzakerelerin "önümüzdeki günlerde" yapılacağını söyleyerek, iki komşunun gerginliklere rağmen "yakın ilişkileri" sürdürdüklerine dair güvence verdi.
5- Avrupa seçimlerine Rusya müdahalesi mi?
Bu arada Avrupalı uzmanlar, bu gelişmelerin Rusya’nın manipülasyonu olduğu şüphesini de dile getiriyor.
Avrupa’da önümüzdeki hafta Slovakya, ardından 15 Ekim’de Polonya’da genel seçimler var. Haziran 2024’te ise tüm AB, Avrupa Parlamentosu seçimlerine hazırlanıyor. Bunun ardından da ABD seçimleri geliyor. Almanya’da yapılacak yerel seçimlerde de Rusya yanlısı AfD’nin yükselişi söz konusu. Bütün bu seçimlerin ana gündem maddesi ise Rusya-Ukrayna savaşı. Rusya’nın tahıl anlaşmasını sonlandırarak bu ülkelerin seçim süreçlerini etkilemeye çalıştığı da analizler arasında yer alıyor.
Fransız uluslararası ilişkiler uzmanı Emmanuel Veron, LCI televizyonuna yaptığı değerlendirmede, “Bu gelişmeler, Rus gizli servisinin projesinin bir parçası da olabilir” diyerek, Moskova’nın manipülasyon ihtimaline dikkat çekiyor.
Fransa’nın eski NATO misyon şefi General Dominique Trinquand da, “Batı ülkeleri önümüzdeki dönemde ciddi türbülansa giriyor. Slovakya, sonra Polonya, sonra AP seçimleri, sonra da ABD seçimleri. Rusya müdahalelerine karşı çok dikkatli olunması gereken bir döneme giriliyor” yorumunu yaptı.