Nazmi Bilgin: Biz bir ayna tuttuk ama gördüğümüz ne yazık ki iç açıcı değil


Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, cemiyet olarak yayımladıkları aylık basın raporları ile Türkiye'ye bir ayna tuttuklarını ancak aynadan görülenin hiç de iç açıcı olmadığını söyledi. Bilgin, "Yine insanlar düşüncelerinden dolayı Silivri'nin yollarını tutmaya başladılar. Yasaksız Türkiye kutsal idealimizdir." dedi.

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu tarafından yürütülen Sivil Düşün Programı Ağlar ve Platformlar Hibe Programı kapsamında finanse edilen ve Gazeteciler Cemiyeti tarafından yürütülen Özgürlük için Basın/Press for Freedom Projesi II. Ulusal Konferansı gerçekleştirildi. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, iki yıldan beri yürütmekte oldukları Özgürlük için Basın Projesinin sona erdiğini ifade ederken "Projenin sonuna geldik ama projenin kapsamındaki sorunların sonuna gelmemize Türkiye'nin şartları maalesef müsaade etmiyor" diye konuştu. Bir dönem Silivri'de çok sayıda kişinin haksız şekilde yattığını ve her zaman onların yanında olduklarını kaydeden Bilgin, "Sonra bir umut belirdi. O zindan boşaldı. İçimizde iyimser bir 'acaba' oldu. 'Acaba, bu karanlık günleri geride mi bırakıyoruz' diye. Ama ne yazık ki, gerçeğin böyle olmadığını yakın dönemde tekrar yaşamaya başladık. Yine insanlar düşüncelerinden dolayı Silivri'nin yollarını tutmaya başladılar. Yasaksız Türkiye kutsal idealimizdir. Yasaksız Türkiye'yi 'yasasız Türkiye' ile karıştırmamız gerekiyor. Türkiye'de belirli yasalar varsa onlarla mücadele edelim, daha özgür yasaların çıkarılması için üzerimize düşen görevi yapalım. Ama mevcut yasalara da uymak mecburiyetindeyiz." diye konuştu.

'SİLAHSIZ TERÖR ÖRGÜTÜ NE DEMEK?'

Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanışlarının önce suç üretilip sonra cezaevine alınması ile yapıldığını kaydeden Bilgin, "Silahsız terör örgütü ne demektir? Ben bu tanımı anlayamıyorum. Ve de casusluk iddiası ile. Yine umudum odur ki, geçmişteki gibi bu cezaevleri tekrar kapılarını bu arkadaşlarımız için özgürlüğe açsınlar." dedi.

'BİZ BİR AYNA TUTTUK, GÖRDÜĞÜMÜZ NE YAZIK Kİ HİÇ AÇICI DEĞİL'

İki yıl süren ve fon süresi bittiği için çalışmaları sona eren Özgürlük için Basın (ÖiB) Projesi kapsamında yayımlanan raporların tamamen objektif kriterlere dayandığını ifade eden Bilgin, "Bugün elinizdeki raporda da bir takım rakamlarla karşılaşacaksınız. Biz bu bilgileri alırken tümüyle açık verilerden yararlandık. Yani biz, hiçbir yorum katmadık. Türkiye'nin hangi ilinde, ilçesinde basın özgürlüğüyle ilgili ne olmuşsa yalnızca bu bilgileri aldık. Yani biz bir ayna tuttuk. Bizim görevimiz Türkiye'ye basın özgürlüğü konusunda ayna tutmaktı. Ama gördüğümüz ayna baktığımızda ne yazık ki hiç iç açıcı değil." değerlendirmesinde bulundu.

'TÜRKİYE'DE İNSANLAR KONUŞMAKTAN ÇEKİNİYOR'

Türkiye'nin bir korku toplumu haline geldiğini ifade eden Bilgin, "İnsanlar konuşmaktan çekiniyorlar. Biz, sivil toplum kuruluşlarının görevi bu toplumu silkelemek. 'Kendi gel' demek. Bu görevi yaparken de elbette çeşitli desteklere ihtiyacımız var." dedi.

'BİZE ULAŞAN RAKAMLAR: 11 AYDA İŞTEN ÇIKARILAN GAZETECİ SAYISI 774'

Türkiye'de gerçek demokrasinin yerleşmesi için çaba sarf ettiklerini kaydeden Bilgin, bu yılın ilk onbir ayında gazetecilere yönelik toplam 484 adli işlem yapıldığını ifade ederek şu rakamları paylaştı: "484'un 200'u suç duyurusu, dava açılan 234, hapis cezası 23, tutuklanan 20, hakaret 133. Şiddet gören basın mensupları 24 kadın gazeteci, 137 erkek gazeteci, 13 yayın kuruluşu. Toplam 174. Adı 'akreditasyon' olan sansürün ikiz kardeşi ile de karşı karşıyayız. İçeriye girecek gazetecileri o toplantıyı yapacak kişiler tespit ediyor. Diyor ki 'toplantıyı siz izleyebilirsiniz, siz izleyemezsiniz'. Bu, düpedüz sansürdür. Akreditasyon 2014'de 24 iken 2015'in onbir ayında 55'e çıkmış bu rakam. Gözaltına alınan basın mensupları toplam 156. İşten çıkarılan basın mensupları 774. Bize ulaşan rakamlar bunlar. "

'BİZİM HİÇ KİMSE İLE KAVGAMIZ YOK'

"Bizim hiç kimseyle kavgamız yok. Bizim, bu ülkenin daha iyi noktalarda basın özgürlüğü açısından olması ile ilgili kavgamız var" diyen Nazmi Bilgin, istediklerinin özgür ve yaşanabilir bir ülke olduğunu ifade etti.

AB BÜYÜKELÇİSİ: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÜYELİK SÜRECİNDE 'TARTIŞILAMAZ ŞART'TIR

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Hansjörg Haber ise cinayete kurban giden Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'den söz ederek, insan hakları savunmasının ne kadar zor olduğunu dile getirdi. Basın özgürlüğü ve gazetecilerin ifade özgürlüğünün demokrasinin temel ayaklarından olduğunu anlatan Büyükelçi Hansjörg Haber, hukukun üstünlüğünün demokrasilerde vazgeçilemez unsurlar olduğunu söyledi. Medya özgürlüğünün AB üyeliği için vazgeçilmez şart olduğunu anımsatan Haber, bu konunun üyelik müzakerelerinde 'tartışılamaz' olduğunu belirtti. Büyükelçi, bu bağlamda Türkiye'deki basın özgürlüğü hususunda çok farklı kesimlerle bir araya gelmeye devam ettiklerini vurguladı. Gazeteciler hakkında açılan davalardan endişe duyduklarını belirten Büyükelçi, AB'nin özellikle internet erişimi sınırlandırılması hususunda endişelerini koruduklarını kaydetti.

CİHAN
<< Önceki Haber Nazmi Bilgin: Biz bir ayna tuttuk ama gördüğümüz ne... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER