Neden artık okuyamıyoruz?

Samanyoluhaber.com yazarlarından Esra Büyükcombak'ın yeni köşe yazısında konu okumak. Büyükcombak, okunamının insan için önemini ve günümüzün önemli problemlerinden biri olan okuma eksikliğini yazdı.

SHABER3.COM

"Bir kültürü yok etmek için kitapları yakmanız gerekmez. Sadece insanların onları okumayı bırakmasını sağlayın.” Bu güçlü sözler, okumanın bir toplumun düşünce dünyasını şekillendirmedeki hayati rolünü vurgular. Kuran-ı Kerim'in “Oku. “Yaratan Rabbinin adıyla oku”...ifadeleri ise Peygamber Efendimiz’e inen ilk vahiy olarak, İslam dininin temeline yerleştirilen evrensel mesajın derinliğini gözler önüne serer. Aslında, Müslüman olmanın özünü düşündüğümüzde, her şey tek bir sözcükte özetlenebilir; o da 'oku.' İnsanlığın şimdiye kadar gördüğü en büyük okuryazarlık teşvikidir ve sözlü bir geleneğin küresel bilime nasıl yön verdiğini ispatlar niteliktedir. 

Neden Yeterli Okumuyoruz?
Aslında okumamak için pek çok neden vardır. Allah, her birimizi kendine özgü güçlü ve zayıf yönlerimiz, sevdiklerimiz ve sevmediklerimiz, alışkanlıklarımız ve eğilimlerimizle eşsiz bireyler olarak yaratmıştır. Ancak genel olarak, çoğu insanın okumadığını söyleyebileceğimiz en yaygın neden, daha önemli veya keyifli görünen başka şeylere yönelmeleridir. Çünkü okumak, belirli bir çaba gerektirir ve sunduğu ödüller her zaman hemen elde edilemez. Günümüz dünyasında, televizyon, internet, cep telefonları gibi dikkat dağıtıcı unsurlar, sakin bir okumanın verdiğinden daha az çaba ile daha büyük ödüller vaat eder. Okuma, oruç tutmak veya dua etmek gibi dini bir zorunluluk olmasa da açıkça teşvik edilen bir aktivitedir. Ve oruç tutmak veya dua etmek gibi okumaya da ayırdığımız zaman ve enerjiyi fazlasıyla telafi eden ödüller de getirir. Dini yükümlülükler gibi, okuma da bir alışkanlık haline gelmelidir. Neticesinde de hem fiziki hem de zihni kazanımlar kolaylıkla fark edilebilir. 

Okumanın Beyin Yapısına Etkisi
Okumanın önemi sadece manevi bir gereklilikle sınırlı değildir; aynı zamanda bireyin zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlığı üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Okumak, beyninizi aktif olarak meşgul ettiğinden dolayı zihniniz için en sağlıklı hobilerden biridir. Aynı zamanda beyninizdeki bağlantıları yeniden düzenler. Çalışmalar, okumanın kalp atış hızınızı düşürerek ve kaslarınızdaki gerginliği azaltarak rahatlamayı sağladığını gösteriyor. Evet, yanlış okumadınız vücudunuzun ihtiyaç duyduğu rahatlamaya sadece altı dakika boyunca sakin bir şekilde okuma yaparak stres oranınızı %68'e kadar azaltabilirsiniz ve bu bir yürüyüşe çıkmaktan veya bir fincan kahve içmekten daha etkili bir yöntem olarak kabul ediliyor. Ayrıca araştırmalar,  özellikle yüksek sesle okurken beyninizin meşgul olduğunu ve bu yüzden Alzheimer hastalığıyla bunamanın ilerlemesini yavaşlatabileceğini, düşünme becerilerinizi geliştirebileceğinizi ortaya koyuyor. 

Okuma Ve Empati Gelişimi
Başkalarının hayatlarını ve deneyimlerini okumak, beynin normalde kullanılmayan bölgelerini harekete geçirerek empati ve hayal gücünü geliştiriyor. Örneğin, koşmayı ele alalım. Bir kitapta koşan bir karakteri okuduğunuzda, fiziksel olarak gerçekten koştuğunuzda uyarılacak olan beyninizin aynı bölgesi harekete geçer. Elbette, koşu hakkında okumak bir egzersizin yerini tutmaz, ancak bu netice, okuyarak uyarılabilen beynimizin muazzam gücünü gözler önüne serer. Aynı durum duygulara da uygulanabilir. Acı, üzüntü, öfke, mutluluk vb. hakkında okumak, beynimizin normalde bu duyguları hissedecek olan kısmını uyarır ve empatiye giden daha güçlü yollar oluşturur. Yani aslında sadece okumuyorsunuz, aynı zamanda deneyimliyorsunuz. Yani kitaplar hayal gücümüze büyük katkıda bulunarak zihinsel kapasitemizi genişletir ve dünyayı farklı perspektiflerden görmemizi sağlar.

Okuma ve Dil Öğrenimi
Okuma eylemi, beynin dil işleme ve edinimiyle ilgili bölgelerini doğrudan etkileyerek dil becerilerimizin gelişimine katkı sağlar. Özellikle sol temporal korteks, dilin işlenmesi ve anlaşılmasında kritik bir rol oynar. Okuma sırasında bu bölgenin aktif hale gelmesi, sadece hikayeyi anlamamıza yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda dil becerilerimizin güçlenmesine de katkıda bulunur. Araştırmalar, düzenli okuma alışkanlığının beynin yapısında ve işlevselliğinde olumlu değişikliklere yol açtığını gösteriyor. Örneğin, bir çalışmada, katılımcılara dokuz gün boyunca bir roman okutulmuş ve her günün sonunda beyin aktiviteleri incelenmiştir. Sonuçlar, okuma sürecinin beynin dil ve duyusal motor bölgelerinde artan bağlantılarla ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Bu artan bağlantıların, okuma seansından sonra birkaç gün boyunca etkisini sürdürdüğü ve beynin esnekliğini destekleyerek öğrenme kapasitesini artırdığı göstermiştir. Ayrıca, okuma alışkanlığının kelime dağarcığını genişlettiği, dil bilgisi kurallarını pekiştirdiği ve genel olarak dil yeteneğini geliştirdiği bilinmektedir. Özellikle farklı türlerde ve konularda okuma yapmak, dilin çeşitli yönlerini anlamamıza ve kullanmamıza yardımcı olur. Bu nedenle, düzenli okuma alışkanlığı edinmek, dil öğrenimi ve dil becerilerinin geliştirilmesi açısından son derece önemlidir.

Pek çok açıdan okumanın zihinsel, duygusal ve kültürel gelişime olan etkisi tartışmasızdır. Teknolojinin kitapların yerini almasıyla birlikte,  Hz. Ali'nin "Kendini kitaplarla meşgul eden kişi, asla huzurunu kaybetmez." Sözünü hatırlatarak, okumalarınızın huzurlu ve sağlıklı günlerinizin teminatı olacağına inanıyorum.

Yazıyı dinlemek isterseniz:



<< Önceki Haber Neden artık okuyamıyoruz? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER