Tarık Toros / Tr724
NEDEN ‘GEÇİCİ’ İSİM KOYDULAR? ANLATAYIM…
Meşhur öyküdür.
Alman rahip, Hitler faşizmini anlatır.
Son cümlesi şudur:
“Sonra benim için geldiler ses çıkaracak kimse kalmamıştı.”
Kimse üzerine alınmıyor, alınmayacak.
**
Gemi batarken direk boyanmaz, diye bir laf var.
Bu sözü de kimse üzerine alınmıyor, sonuçta iş oraya gitse bile.
**
Türkiye dün bir bayram “kutladı” yine.
Dini ve milli bayramların anlamı kaldı mı, o ayrı da…
Muhalifler günü nasıl geçirdi, soru bu.
Hoş, ne yapacaklar.
Her zamanki gibi egemenlerin gündemine teslim oldular.
Aynı sakızı çiğnediler.
Ağız birliği etmişçesine…
Yeni havaalanının ismini tartıştılar.
**
Ülkede ne Atatürk, ne herhangi bir ilkesi, ne kurduğu cumhuriyet, ne de adı verilen havaalanı kalmamışken…
Bu konuşuldu.
**
Adının belli olmaması…
Son ana kadar açıklanmaması…
Konulan ismin, yarın yenisiyle rahat değiştirilecek olması…
Bahçeli’nin son dakika çıkışıyla “Metehan” ismini ortaya atması, filan…
Çocuk oyalarken bile yapılmayacak şeyler yapılıyor ülkede.
Neresini, niye ciddiye alıp tartışıyorlar, tuhaf.
Çok tahıl tükettikleri için olabilir mi, acaba.
**
Espri bir yana.
O bile, muazzam kutuplaşmanın tezahürü.
Canan Karatay, “Vegan demek tahıl beyinli demek, veganlık hastalıktır. Tahıl yiyip koyun beyinli olmayın” gibi laflar etti, malum.
Canan Hoca, bir yandan zeytini ve yağını köpürtürken kendiyle çelişmiş o ayrı da…
Yerli tahıl kalmadı onu ne yapacağız?
**
Un ihracatı yapan firmalar şalter indirmiş.
Neden?
İthal unla çalışma zorunluluğu yüzünden.
Öyle bir ülke ki, yerli unu “ithal un şartı” yüzünden satamıyor.
**
Canan Karatay, ülkenin bir rengi.
Hayli kasvetli bir ortamda, mühim enerji boşalmasına yol açtı, Allah razı olsun.
Zararsız bir konuda, insanlar içini döktü.
**
5 yıl kadar oluyor.
Canan Hoca’ya telefon dolandırıcıları musallat olmuştu.
Kendini polis ve savcı olarak tanıtan kişiler…
Bankadan para çektirdiler. Taksiye bindirip Balat’a yönlendirdiler. Taksi fişini bile aldırdılar, gider göstermek için. Parayı poşete koydurup park halindeki otomobilin altına bıraktırdılar.
**
Bitmedi.
Dolandırıcılar tekrar arayıp yine para isteyince…
Canan Hoca, bu sefer çalıştığı hastaneden bunu temin edip Kalamış parkına gitti. Parayı bir ağacın altına bıraktı.
**
Hoca, çok matrak.
Diyor ki, “Devletle çok gizli bir operasyon yaptığım için heyecanlandım. Şimdi bu halime gülüyorum.”
**
Diyorum ya…
Ülkenin bir rengi, gülün geçin.
Et yemekle “et kafalı” olunmadığı gibi…
Ot yiyen de “ot beyinli” olmuyor.
Yukarıdaki gibi dolandırılmamak için normal, mantıklı ve sağlıklı bir zihin kâfi.
**
Son söz işte o düşünen zihinlere:
Havaalanına “geçici” bir isim verilmesi…
Geçiş sürecinin bitmediğini gösteriyor.
Geçip gitmeden bir şey yapın.
Değilse çok geç olacak, tahıl da bulamayacaksınız.