Niyet ve amaçla bir yapı suç örgütüne dönüşmez

Ceza Hukuku profesörü ve yürürlükteki Türk Ceza Kanununun baş mimarı Prof. Dr. İzzet Özgenç, twitter hesabından, “Bir örgütsel yapının suç örgütüne evrilmesi sorunu üzerine” bir yazı kaleme aldı. Özgenç, OHAL kapsamında Hizmet Hareketi’ne yönelik davalar özelinde genel açıklamalar yaptı.

SHABER3.COM



“Bir örgütsel yapının suç veya terör örgütü olduğunun kabul edilebilmesi için mutlaka bu yapının faaliyeti çerçevesinde birtakım suçların işlenmesi gerekir.” diyen Özgenç, örgütsel yapının içinde herhangi bir suç işlenmesinin bile bu yapının genel olarak suç örgütü olarak kabul edilmesi için yeterli olmadığını vurguladı.

Bir örgütsel yapının suç örgütüne evrilmesinin bir maddi vakıa sorunu olduğunu anlatan Özgenç, “Aksi takdirde, salt niyet ve amaçtan hareketle, bir yapının suç örgütü olarak nitelendirilmesi yoluna gidilebilir ki, bu yaklaşım, düşünceyi açıklama ve örgütlenme hürriyeti bakımından büyük sakıncalar ortaya çıkaran bir uygulamaya sebebiyet verir. Keza, bir örgütsel yapının mesela milli güvenlik kurulu kararlarıyla suç örgütüne evrildiğini kabul etmenin ve bu karar tarihleri itibarıyla bir terör örgütünün kabulünün de yargı faaliyeti bakımından hiçbir öneminin bulunmadığını önemle vurgulamam gerekir.” dedi.

İşte Özgenç’in açıklamaları

“Bir örgütsel yapının suç örgütüne evrilmesi sorunu üzerine”

“Sosyal, siyasi veya dini saiklerle oluşmuş değişik biçimlerdeki örgütsel yapılar, zaman içinde suç örgütüne veya terör örgütüne evrilebilir. Ancak bir örgütsel yapının suç veya terör örgütü olduğunun kabul edilebilmesi için mutlaka bu yapının faaliyeti çerçevesinde birtakım suçların işlenmesi gerekir.”

“Bir örgütsel yapının içinde herhangi bir suç işlenmesi, bu yapının alelıtlak suç örgütü olarak kabul edilmesi için yeterli değildir. Bunun için, örgütsel yapı içindeki hiyerarşik ilişkinin suç işlemek amacına yönelik olması ve bu çerçevede bir işlev görmesi gerekir. Bu nedenledir ki, kanunda “örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi” ibaresine yer verilmiştir (tck, m. 220, f. 4).

“Niyet ve amaçla bir yapı suç örgütüne dönüşmez”

“Suç örgütü kurma veya yönetme ya da suç örgütüne üye olma suçlarından dolayı sorumluluk için başka somut bir suçun işlenmesine gerek bulunmamaktadır. Zira, söz konusu suçlar, birer somut tehlike suçlarıdır. Ancak, bir örgütsel yapının suç örgütüne evrilmesi, bir maddi vakıa sorunudur. Aksi takdirde, salt niyet ve amaçtan hareketle, bir yapının suç örgütü olarak nitelendirilmesi yoluna gidilebilir ki, bu yaklaşım, düşünceyi açıklama ve örgütlenme hürriyeti bakımından büyük sakıncalar ortaya çıkaran bir uygulamaya sebebiyet verir.

“MGK’nın bir örgütü ‘terör’ kapsamına almasının yargı için hiçbir önemi yok!”

“Keza, bir örgütsel yapının mesela milli güvenlik kurulu kararlarıyla suç örgütüne evrildiğini kabul etmenin ve bu karar tarihleri itibarıyla bir terör örgütünün kabulünün de yargı faaliyeti bakımından hiçbir öneminin bulunmadığını önemle vurgulamam gerekir. Bir maddi vakıa sorunu olduğu için ancak somut birtakım suçlardan hareketle, bir örgütsel yapının suç örgütüne evrildiğini kabula etmek mümkün olabilir.”

“Bu kabul, sorumluluk bağlamında da sınırlayıcı bir etki doğurmaktadır.somut suçlardan hareketle, bir örgütsel yapının suç örgütüne evrildiğinin kabulü halinde, evrilme öncesinde bu örgütsel yapı ile bir şekilde irtibat içinde olan kişilerin ceza sorumluluğunun olup olmadığını tartışma dışı bırakmak mümkün olabilir. Bu evrilme olgusu göz ardı edildiğinde, bu suç örgütünün bidayetini belirleme sorunu ile karşı karşıya kalınmış olur. Suç örgütünün bidayetinin belirsizliği sorunu, toplumda travma etkisi meydana getiren bir uygulamaya sebebiyet vermiştir. Konular hukuk zemininde ele alındığı takdirde, hiçbir “çözümsüz” sosyal sorundan söz etmek mümkün değildir.”
<< Önceki Haber Niyet ve amaçla bir yapı suç örgütüne dönüşmez Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER