Almanya'da sekizi Türk on kişinin ölümünden sorumlu tutulan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör hücresinin hayattaki tek üyesi Beate Zschäpe, iki buçuk yıllık suskunluğunun ardından bugünkü duruşmada ilk ifadesini vermeye başladı.
Deutsche Welle Türkçe servisinin aktardığında göre Zschäpe'nin avukatı Mathias Grasel tarafından okunmaya devam edilen yazılı ifadede; cinayetler serisine doğrudan katılımı bulunmadığını savunan Zschäpe, ne hazırlık eylemlerine ne de eylemin gerçekleştirilmesine katıldığını kaydetti.
NSU hücresinin diğer iki üyesi Mundlos ve Böhnhardt'ın eylemlerinden sonradan haberdar olduğunu belirten Zschäpe, "Ancak onlardan ayrılacak ve yargıya teslim olacak gücüm yoktu." sözleriyle kendisin savundu.
Zschäpe, arkadaşları Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt'ın kendisine 2000 yılında birkaç ay önce bir cinayet işledikleri konusunu açtıklarını, Nürnberg'de bir Türk'ü öldürdüklerini söylediklerini kaydetti. NSU hücresinin bilinen ilk cinayeti konusunda önceden bir şey bilmediğini, Enver Şimşek'in öldürülmesinden üç ay sonra, 2000 yılı Aralık ayının ortasında haberinin olduğunu söyledi. Zschäpe, Mundlos ve Böhnhardt ile arkadaşlığının başlamasıyla birlikte arkadaş çevresinin değiştiğini, Böhnhardt'ın arkadaşlarının 'saldırgan bir milliyetçi görüşe sahip olduğunu ve bu şekilde davrandığını kaydetti.
Köln'deki bombalı saldırıyı 'zalimce ve keyfi bir eylem' olarak gördüğünü söyleyen Zschäpe, bombanın yapılması sürecinden de haberi olmadığını öne sürdü. O dönem çaresiz olduğu ve normal yaşama geri dönme şansı görmediğini belirten Zschäpe, "Onların bana ihtiyacı yoktu. Benim onlara vardı." ifadesini kullandı.
POLİSİ, SİLAHI İÇİN ÖLDÜRMÜŞLER
Zschäpe, suç ortakları Mundlos ve Böhnhardt'ın polis Michele Kiesewetter'i silahını çalmak için öldürdüğünü söyledi. Heilbronn'daki bu onuncu cinayetin nedeni şimdiye kadar açıklığa kavuşturulamamıştı.
Yazılı ifadesine eski Doğu Almanya'da Jena kentindeki çocukluğu ile başlayan Zschäpe, annesinin alkol sorunları ve annesiyle kavgalarından bahsetti. Annesinin kendisine neredeyse hiç para vermediğini, bu nedenle küçük hırsızlıklar yapmak zorunda kaldığını söyledi. CİHAN