Gazeteci Nuriye Akman Meydan Gazetesi'nde yazmaya başladı. Akman uzun yılladır Zaman Gazetesi'nde devam ediyordu.
Gazeteci Yazar Nuriye Akman Zaman Gazetesi'ne kayyım atanması sonrası farklı bir gazetede yazılarına devam edecek. Akman, bundan sonra Meydan Gazetesi'nde yazacak.
Bugün yazısı yayınlanan Akman Meydan'dan okuyucularıyla buluştu.
İşte Nuriye Akman'ın Meydan Gazetesi'ndeki yazısı:
46 Yok Olan
Hayat bir satranç oyunu. Tahtanın bu tarafında oturan siz, karşınızda kaderiniz. Haşmetli rakibinize eşlik eder, güya pozisyonunuzu korursunuz. Piyonlarınız bir bir devrilecek, atlarınız çatlayacak, kaleniz er geç yıkılacak, veziriniz düşecek ve şahınız muhakkak mat edilecek, bilirsiniz.
Bazıları oyuna öyle kaptırır ki, kaderini hasım sanıp öfkeyle saldırır. Bazıları da tüm hamleleri zarafetle karşılayarak muhatap kabul edilmenin zevkini yaşar. Çünkü hayat bahşedilmiştir kendisine, bu sayede aşkı tanımıştır.
Biz hükmün tek sahibine teslim olmuşuz. Milliyet’te başlayan mesleki serüvenimiz, Hürriyet, Sabah, Zaman diyarlarından geçti ve şimdi bizi Meydan’a getirdi. Tecelli latif; eski editörümüz yeni patronumuz artık. Aşkla yürüyenler her dem mutludur, takılmaz surete ve söze.
Geçen ay yazmaktan men edilmeyle imtihan olduk. Şükür, tekrar kelimelerimizle buluştuk. Hicve meyyaliz, küfre asla. Güncel politikaya mesafeliyiz. Yüzümüzü televizyona, magazine, sinemaya, kitaplara, modaya, bilime ve sosyal yaşama döndük, insan hikayelerine…
Gerçekler çok katmanlı. Yazı insanları, tek tek ağaçları inceleyerek, dalları kırılanları, meyve veremeyecek kadar yaralananları, içten çürüyüp kurumaya başlayanları işaret edebilir. Biraz geriye çekilerek ormanı uzaktan seyredebilir. Tek açıyla yetinmez, ormanı bilinen evrenin parçası olarak görebilir. Son olarak henüz keşfedilmemiş âlemler içinde bir küçük âlem gibi yazar ki ulaştığı her gerçeğin eksikliğiyle yanlışlanabilirliğini kabul etmiş demektir.
İlk yazı için bu kadar felsefe yeter. Çerçeveye bugün ne koyacağımıza bakalım. Star TV’de “46 Yok Olan” adlı bir dizi başladı. Pazar günleri geç saatte yayınlanıyor. 60 dakika reklamsız akıyor, tadı damağımızda kalıyor. Başrolleri Erdal Beşikçioğlu, Yasemin Allen ve Melis Birkan üstlenmiş. Henüz iki bölümünü izledik ve karar verdik: Mevcut yapımlar arasında en farklısı, en heyecanlısı.
46, kromozom sayımıza atıf. Hani hücre çekirdeğimizde bulunup bedenimizi yöneten talimatların saklandığı veri bankamız. Esas oğlanın genetik bilimci olduğu bir diziye başka ne ad koyulacaktı zaten. Mottosu “İçindeki iyi ve kötünün ne zaman ortaya çıkacağı belli olmaz” olduğuna göre, “Yok olan”la kastettikleri bilinç olsa gerek. Malum kromozomlardaki minicik bir değişimin sonuçları çok büyük olabiliyor.
Doktor Murat ilk bölümde öğrencilerine “Ruhun formu var mı?” diye sordu. Yüksek manevi güç sahiplerinin yeryüzüne çeşitli bilimleri güçlü beyin dalgalarıyla yaydıklarını ve bunu tersine çevirmenin mümkün olduğunu söyledi. İkinci bölümde beyin kimyasallarını değiştiren bir Şaman içkisinin etkisiyle neler yaptığını gördük.
Dizi, Robert Luis Stevenson’un Dr. Jekyll and Mr. Hyde adlı romanından esinlenmiş. Doğasındaki kötüyü uyandıran Murat’ın kendi iyi yanıyla savaşını izleyeceğiz belli ki.
Bu kişilik bölünmesi hikayesinden biraz Dostoyevski kokusu da aldık. Gizli mesajın “Can alan can bulmaz” olduğunu seziyoruz. Yaşasın 46 Yok Olan. Ah bir de erken saatte yayınlansa.