Amerika’da kara para aklama, rüşvet ve yolsuzluk suçlamalarından tutuklu bulunan İranlı işadamı Reza Zarrab’ın kamu bankalarıyla iş yapması için iki bakanın devreye girdiği iddia edildi. Yeni Hayat yazarlarından Nazif Apak’ın köşesinde dile getirdiği iddialardan sonra gözler o bakanların kim olduğuna çevrildi.
Peki iddialar neydi? 2012 yılında gerçekleşen olayda saat sever bir bakan Reza Zarrab’ı bir kamu bankası müdürüne, “Patron tanıyor, yardımcı olunuz” diye gönderir. Zarrab, banka müdürüne İran’a karşı uygulanan uluslararası ambargodan söz ederek Türkiye’ye de para kazandıracak bir sistemi anlatarak bankanın bu konuda aracı olması gerektiğini söyler. Banka müdürü ise “Sizin söylediğiniz şey resmen kara para aklama; uluslararası hukuka aykırı. Ortaya çıktığında sadece bizim banka değil, aynı zamanda Türkiye ciddi problemler yaşar.” diyerek teklifi reddeder.
Hileli bir iş, Türkiye zora girer
Pes etmeyen Zarrab, bu kez devreye ekonomi yönetiminde daha etkili ve yetkili bakanı sokar. O bakan diğer kamu bankaları yöneticileriyle birlikte teklifi reddeden bankacıyı da makamına çağırır. Reza Zarrab da oradadır. Bakan, Zarrab’a kapıyı gösteren bürokrata dönerek, “Neden Bakan Bey’in size gönderdiği kişi ile yakından ilgilenmediniz?” sorusunu yöneltir.
Bürokrat, teklif edilen işin hileli bir konu olduğunu, böyle bir işlem yapılması halinde Türkiye’nin sıkıntılar yaşamasının kaçınılmaz olacağını söyleyerek kararında ısrar eder. O sırada başka bir kamu bankası yöneticisi devreye girer ve, “Bu işi ben yaparım.” cevabını verir.
ABD konuşulan her şeyi dinlemiş
Bürokratın bakanın makamından ayrılmasının üzerinden 5 dakika geçmeden sekreterinden telefon gelir. Amerikalı bir yetkilinin acil randevu istediğini söyler. Makamına ulaştığında şoke olur; çünkü o çok önemli Amerikalı yönetici kendisinden önce gelmiştir. ABD’li yetkilinin her şeyden bilgisi vardır.
Koltukta kimler oturuyordu?
Şimdi gözler o bakan ve banka müdürlerinin kim olduğunda. O dönemde ekonomi yönetiminde söz sahibi olan bakanlar Ali Babacan, Mehmet Şimşek ve Zafer Çağlayan’dı. Söz konusu dönemde kamu bankalarının koltuğunda ise şu yöneticiler oturuyordu: Hüseyin Aydın (Ziraat Bankası),