SAMANYOLUHABER- Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan cezaevlerinden kendisine gönderilen mektupları okuduğunda ve şartları gözünde canlandırdığında içinin kan ağladığını yazdı.
Çölaşan, "Cezaevleri ayrı bir alem. İçeride yatmayan bilemez. Dolayısıyla ben de bilemiyorum, fakat o mektupları okudukça gözümde canlandırmaya çalışıyorum. Son çıkan af yasası ile on binlerce kişi tahliye edildi, fakat anladığım kadarıyla insanlar o koğuşlarda yine alt alta üst üste yatmayı sürdürüyor. Örneğin sekiz kişilik koğuşta 20 kişi yatıyor. Bazıları yerde yatmak zorunda kalıyor. İnsanlık dışı olaylar…" ifadesini kullandı.
"AYLAR VAR Kİ SEVDİKLERİNE HASRETLER"
Bugün yayımlanan makalesinde "Cezaevlerinden en çok yakınma hangi konularda geliyor?" sorusunu yönelten Çölaşan, "Hükümlü ve tutuklular aylardan beri açık görüş yapamıyor. Özellikle son salgın sonrasında görüşler acayip bir biçimde kısıtlandı. Aylar var ki insanlar eşleri, evlatları, ana babaları ve kardeşleriyle bir araya gelemiyor. Kaldıkları cezaevleri çoğu zaman ailelerle uzak düşüyor." değerlendirmesinde bulundu.
"HÜCREDE KALANLAR BUNALDI"
Çölaşan şöyle devam etti: "Hükümlü ve tutuklular bu işe son verilmesini, ailelerine yakın cezaevlerine aktarılmalarını istiyor. Bu uzak tutma işlemlerinin özellikle, yani bilerek yapılıp yapılmadığı da meçhul."
Çölaşan aktardığına göre tutuklu ya da hükümlülerin talep ettikleri gazeteler koğuşlara bazen bir gün sonra getiriliyor.Gelen kitapların verilmesi de epeyce gecikiyor. Spor, kütüphane ve sosyal toplantıların hemen hemen tamamı yine salgının etkisiyle ertelenmiş durumda.
Çölaşan, "Koğuşlarda ya da tek kişilik hücrelerde yatanlar artık bunalmış durumda. Bir çare, bir çözüm bekliyorlar." çağrısında bulundu.
Çölaşan mektuplar karşısında hissiyatını gizlemedi: "Gelen mektupları okudukça içim gerçekten kan ağlıyor. Çoğu, mahkemelerin kendilerine yeterli savunma hakkı vermediğinden, cezaevinde doktora çıkarılmadığından, dilekçelerine cevap verilmediğinden yakınıyor."