Euronews'in haberleştirdiği raporda, küresel ekonomik görünüme yönelik ana riskin, mevcut enflasyon artışının daha uzun sürmesi ve beklentilerden daha fazla yükselmesi olduğu kaydedildi.
Makroekonomik politikalar normalleşmeli
Makroekonomik politikaların normalleşmesi gerektiğinin altını çizen OECD, para politikalarının enflasyon hedefine ulaşma konusunda geleceğe yönelik güvenilir bir yönlendirme sağlaması tavsiyesinde bulundu.
Raporda ayrıca Türkiye'nin iş gücü üzerindeki vergileri azaltarak istihdam koşullarını daha esnek hale getirerek yeniden yapılanan küresel tedarik zincirinden doğan fırsatlarıdaha iyi yakalayabileceğini vurguladı.
OECD'nin 2021, 2022 ve 2023 yıllarına ilişkin ekonomik büyüme öngörülerine yer verilen raporda, eylülde 2021 için yüzde 5,7 olarak açıklanan küresel ekonomide büyüme tahmini yüzde 5,6’ya indirildi. Büyüme tahmini 2022 için yüzde 4,5’te sabit tutulurken, 2023 için ise yüzde 3,2 olarak açıklandı.
Küresel ekonominin 2023 yılında yüzde 3,2 büyümesinin beklendiği aktarılan raporda, küresel ekonomik görünüme yönelik ana riskin; mevcut enflasyon artışının daha uzun sürmesi ve beklentilerden daha fazla yükselmesi olduğu bildirildi.
G20 ülkelerinin ise gelecek yıl yüzde 4,7, 2023'te yüzde 3,3 seviyesinde büyüme kaydetmesinin beklendiği belirtilen raporda, OECD ülkelerinin 2022'de yüzde 3,9, 2023 yılında ise yüzde 2,5 büyüme göstermesinin tahmin edildiği kaydedildi.
ABD ekonomisinin gelecek yıl yüzde 3,7, 2023 yılında ise yüzde 2,4 büyümesinin beklendiği aktarılan raporda, Çin ekonomisinin ise gelecek yıl ve 2023'te yüzde 5,1 büyümesinin beklendiği bildirildi.
Raporda, Euro Bölgesi'nin 2022 yılında yüzde 4,3, 2023 yılında ise yüzde 2,5 büyüme göstermesinin beklendiği belirtildi.
'Küresel ekonomik toparlanma gelişen ülkelerde farklı hızlarda gerçekleşti'
Küresel ekonomik toparlanmanın gelişen ülkelerde farklı hızlarda gerçekleştiği aktarılan raporda, "ABD'de istihdam görece halen zayıf durumda. Fakat Euro Bölgesi'nde istihdam, salgın öncesinden daha yüksek seviyede. Aynı zamanda ABD ekonomisi, Euro Bölgesi'nden daha hızlı bir şekilde toparlandı." değerlendirmesine yer verildi.
Enflasyonist baskıların tüm ekonomilerde hissedildiği belirtilen raporda, enerji, gıda ve emtia piyasalarında yaşanan tedarik aksaklıklarının fiyatları artırdığı vurgulandı.
Yüksek enerji fiyatlarının, temel ve ara malların üretimini sınırlandırdığı aktarılan raporda, üretim zincirlerindeki zorlukların genel anlamda ürün kıtlığına neden olduğu kaydedildi.