Öğrenciler krizi en çok hisseden kesim haline geldi

Her ne kadar otoriteler tarafından inkâr edilse de hatırı sayılır bir şekilde kendini hissettiren ve yeni yılın gelmesi ile daha da şiddetlenen bir krizin içerisindeyiz.

SHABER3.COM


Bilal Said PARLAKOĞLU - YENİ ASYA GAZETESİ 


Esnaf, vatandaş, üreten, tüketen herkes bu krizden hissesini alıyor. Dolayısıyla öğrenciler de krizden fazlası ile etkileniyor.

Peki yüksek bir geliri olmayan ve yüksek enflasyona rağmen ihtiyaçlarını karşılamak için boğuşan üniversite öğrencileri bu krizin neresinde?

ÖĞRENCİ BURSLARINDA ARTIŞ YOK

Yeni yılın gelmesi ile asgarî ücretlere bir miktar zam yapıldı. Fakat öğrencilere verilen burslarda pek bir artış olmadı. Daha önce 470 TL olan öğrenci burslarına yapılan artış, yüksek enflasyona rağmen, sadece 30 TL, yani yüzde 6. Önceki sene 425 TL olan burslara yapılan artış ise 45 TL, yani yüzde 10. Yüksek lisans ve doktora burslarında da durum pek farklı değil. Enflasyon ve ekonomik kriz en fazla öğrenciyi eziyor. Öğrenci de bu durumda krizin tam merkezinde.

Devlet yurtlarında bile asgarî yurt ücretinin 170 TL olduğu bir dönemde öğrencinin yükselen fiyatlar karşılığında ek bir işte çalışmadan eğitimine devam etmesi pek mümkün değil. Öte yandan öğrenci okutan bir ailenin de artan eğitim masraflarına dayanabilmesi pek mümkün görünmüyor.

Karşılıksız burs alan öğrenciler bir yana, devletten geri ödemeli burs alan öğrenciler ise enflasyon oranında artış almamalarına rağmen bursların geri ödemesi enflasyon artışına göre hesaplanıyor. Yani aslında öğrenciye verilen karşılıklı burslar damla ile verilip eğitim bitince kepçe ile geri alınıyor. Öğrencilere  müşteri gözüyle bakılan bir ülkede eğitimden verim beklenmemeli.

EĞİTİME HARCANAN ORAN…

Dünya Bankası eğitime yapılan harcamanın millî gelire oranını üç farklı aşamada inceliyor. İlköğretim, ortaöğretim ve yüksek öğretim bazındaki bu değerlendirmelere göre, Avrupa ve Asya çapında ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim harcamalarında artış var. Türkiye’de ise sadece ilköğretime yapılan harcamanın oranında artış var, orta ve yüksek öğrenimin oranı ise düşüşte. 2002 senesinden beri yükseköğrenime yapılan harcama oranında ciddî bir azalma var. 2002’de yüzde 36 olan yükseköğretim harcamaları oranı zamanla azalarak 2012 senesinde Avrupa ve Asya ortalamasının da altına düşmüş. Bu oranda yüzde 44 oranında bir azalma var.

Eğitimin en üretken aşaması olan yükseköğrenim ve üniversitelere yapılan yatırımın azalması eğitime yapılan yatırımın yalnızca göz boyamadan ibaret olduğu düşüncesini akla getiriyor. Belli ki eğitime yatırım yapanlar eğitimden üretkenlik beklenmeyecek şekilde yatırım yapıyor. Kaldı ki onca artışa rağmen ilköğretime yapılan harcama oranımız da dünya ortalamasının oldukça altında.
<< Önceki Haber Öğrenciler krizi en çok hisseden kesim haline geldi Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER