Muğla'nın Ula ilçesi Akyaka beldesindeki evinde geçen gün 92 yaşında hayatını kaybeden Türk edebiyatının usta kalemlerinden, gazeteci yazar Oktay Akbal toprağa verildi. Cumhuriyet gazetesi yazarı olan Akbal için ilk tören evinin önünde düzenlendi. Törene katılan Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Mustafa Köz, yaptığı konuşmada, "Ülkenin başı sağolsun. O sadece tek insanın değil, bütün yeryüzünün aydınlığı için ömrünce yazdı. Bir ömrü yazıya vermek, böyle belalı bir ülkede hiç kolay değil ancak o hiç yılmadı. Sevgiyle yazdı, sevgiyle düşündü, insanın aydınlanması, ülkenin aydınlanması, yeryüzünün aydınlanması için büyük emekler harcadı." dedi.
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ise Akbal'la aynı çağda yaşamış olmanın gurur verici olduğunu söyledi. Akbal'ın, kendisinden sonraki kuşakların fikir ve düşüncelerini ne kadar takip edileceğini merak ettiğini belirterek, "Oktay Akbal, Türkiye Cumhuriyeti'yle yaşıttı. Ankara'da telefonla konuştuğumuzda, gün içinde kötü bir olay olmuşsa hal hatır sormadan o olayı sorar, 'Nasıl aşılacak?' derdi. Bu ülkeyle nefes alıp verirdi. İki cumhuriyet vardı hayatında; birincisi Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet gazetesi. Ülkesiyle, gazetesiyle nefes alıp verirdi. Türkiye'nin tüm tarihini yaşadı. Yazarlık kariyeri için üniversite eğitimini yarım bıraktı. Türkiye'nin inişli çıkışlı dönemlerinde o hiçbir zaman çizgisini bozmadı. Ben de hapislik günlerimde onunla mektup arkadaşlığı ettim. Gazetecilikte günlük olayları yazıp geçmek yüzeysel kalırdı ama o edebiyat tadında yazardı. Çok büyük bir ustayı kaybettik. Işıklar içinde yatsın." ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından Akbal'ın cenazesi, sevenlerinin omuzlarında evinden Akyaka Camisi'ne kadar taşındı. Öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazına CHP milletvekilleri Akın Üstündağ ve Ömer Süha Aldan, Muğla Valisi Amir Çiçek, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Ula Belediye Başkanı Ümit Karaaslan ve Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş de katıldı. Ardından Oktay Akbal, Akyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Oktay Akbal kimdir?
20 Nisan 1923 tarihinde İstanbul'da doğdu. Avukat Salih Şehabettin Bey'in oğlu, ilk gerçekçi Türk romancılardan Ebubekir Hâzım Tepeyran'ın ana tarafından torunudur. Kumkapı'daki Saint Benoit Fransız Lisesi'nde başladığı ortaöğrenimini, 1942 yılında İstiklal Lisesi'nde bitirdi. Bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk (1944) ve Edebiyat (1946) fakültelerine devam etti ancak yüksek öğrenimini yarıda bırakarak kendini yazarlığa verdi. 1943 ve 1944 yıllarında Servet-i Fünun Uyanış dergisinde sekreterlik, 1947 ve 1951 yılları arasında Millî Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu'nda memurluk yaptı. Fakat yaşamını asıl anlamda gazetecilik yaparak kazanmıştır. 1939 ve 1940 yıllarında Yeni Sabah ve İkdam gazetelerinde çevirileri ve öyküleri yayımlanmıştır. 1944 ve 1946 yılları arasında Vakit gazetesinde eleştiriler ve tanıtma yazıları yazmıştır. Büyük Doğu dergisinde her hafta Dünya Fikir Sanat Hareketleri sütununu yazmış, 1951 ve 1956 yılları arasında Vatan gazetesinde, düzeltmen, sekreter ve yazı işleri müdürü olarak çalışmıştır. 1956'da köşe yazarlığına başlamıştır. 1969 yılından bu yana (kısa bir dönem Milliyet gazetesinde yazdı) Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığını sürdüren yazarımız Oktay Akbal, hastalığının ilerlemesi üzerine bu yılın başlarında yazılırına ara vermişti.
YAZMAYA İLKOKUL YILLARINDA BAŞLADI
Oktay Akbal yazmaya ilkokul yıllarında başladı. Çeşitli çocuk dergilerinde öyküleri yayımlandı. 1939'da, henüz lise öğrencisiyken yazdığı bir öykünün İkdam gazetesinde yayımlanmasıyla edebiyat dünyasına girdi. İkdam ve Yeni Sabah gazetelerinde hemen her gün bir öyküsü; Bin Bir Roman, Çocuk Haftası, Yıldız gibi gazete ve dergilerde yazıları, öyküleri ve çevirileri yayımlandı. Akbal'ın asıl anlamda öyküye yönelmesi Sait Faik'in Semaver adlı kitabını okumasından sonra başlamıştır. Servet-i Fünun Uyanış dergisinde çalıştığı sıralarda başlayan eski yeni tartışmalarının ve yeni edebiyatın içinde yer alan Akbal'ın sanatında böylece asıl edebiyatçı dönemi açılmıştır. Kendi yaşam deneyimlerinden, çocukluk anılarından yola çıkan, küçük kent insanını da gözardı etmeyen duygulu öyküler yazmaya başlamıştır. Bunlar toplumsal olaylarla ilgili gözlemlere değil, anılara ya da düşlere dayalı, içe dönük hikâyelerdir. Akbal hikâyeleri, Behçet Necatigil'in deyişiyle "Konulu hikâyeler değil de belli konular çevresinde oluşan anılar toplamıdır". Yazın çevrelerinde geniş ve olumlu yankı yapan Önce Ekmekler Bozuldu adlı ilk kitabını 1946'da çıkarmıştır. Onu, 1949'da Aşksız İnsanlar izlemiştir. Garipler Sokağı ve Bizans Definesi adlı kitapları Rusçaya; Dondurmalı Sinema Sırpçaya çevrildi. Suçumuz İnsan Olmak adlı kitabı Erdoğan Tokatlı yönetiminde 1986 yılında filme çekildi. CİHAN