İçişleri Bakanı Efkan Ala ile MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural arasında Meclis Genel Kurulu'nda Dolmabahçe görüşmesi üzerinden sert tartışmalar yaşandı. Vural, Ala'ya yönelik, "Seni gidi Dolmabahçeci! Seni gidi çözümcü! Seni gidi Dolmabahçe mutabakatçısı!" ifadelerini kullandı. Bakan Ala ise "Sen nezaket öğren. O Dolmabahçe de doğruydu" karşılığını verdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 50'inci birleşiminde İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve bağlı kurum-kuruluşların bütçeleri ele alındı. Yapılan oylamada, bakanlıklar ve bağlı kurum-kuruluşların bütçeleri kabul edildi.
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, IŞİD'cilerin Suruç'ta tedavi edilip edilmediğini sordu. Cevap veren İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Son derece berrak, ilkesel bir doğruyu söylüyoruz yani burada anlaşılmayacak bir şey yok. Burada ilkokul müfredatı seviyesinde bir muhakeme kabiliyeti bile yeterli ne söylediğimizi anlamaya. Yani çok böyle girift, karmaşık bir şey de söylemiyoruz. Her parti -dünyadan örnekler verdik- buna karşı durmalı, karşı duranlara eyvallah ama karşı durmayanlar varsa onlar üstüne alınır yani…" diye konuştu.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Ala'dan isim söylemesini istedi. Bakan Ala ise "Senin talimatınla konuşmam ben." karşılığını verdi. Vural da "Adını söyle, adını söyle." diyerek ısrar etti. Bakan Ala ile Vural arasında atışmalar devam etti.
Vural: Bakan olmuşsun, ilkokul müfredatından bahsediyorsun.
Ala: Bir kere, ben senden öğrenecek değilim, sen nezaket öğren.
Vural: Seni gidi Dolmabahçeci!
Ala: Sen nezaket öğren. O Dolmabahçe de doğruydu. Biz senin gibi oradan buradan şey almıyoruz Allah Allah! Böyle şey mi olur canım?
Vural: Dolmabahçeci! Hadi savun bakalım Dolmabahçe'yi!
Ala: Kardeşim, bak, biz senden mertlik öğrenmeyiz, senin anlaşılan nezaket öğrenmen lazım. Biz, burada, çok doğru… MHP'den arkadaşlarımızın konuşmasına da hiçbir şey söylemedik, onlara da teşekkür ettik. Şimdi genel ilkeleri alıp da… O zaman, benim anlatma sorunum yok, herkes doğru anladığına göre, anlama sorunu olanlar bundan alınsın. Yani burada hiçbir zaman yanlış bir şey söylenmedi. Yeter yani burası da… Bir nezaket olur canım.
Vural: Senin anlama sorunun var ya! Sana soruyorum mertçe… Hangi parti terörün yanında olmadı, yüreğin varsa söyle.
Ala: Böyle şey mi olur? Ondan sonra…
Vural: Hadi, yüreğin varsa söyle.
Ala: Şimdi, kardeşim, şu lafa bak yani, şu lafa bak.
Vural: Söylesin, söylesin. Söyle bakalım? Niye korkuyorsun?
Ala: 2002'den beri burada ne yaptıysak arkasındayız, altına da imzamızı atıyoruz.
Vural: Seni gidi çözümcü! Seni gidi Dolmabahçe mutabakatçısı! Dolmabahçe mutabakatçısı!
Ala: 2002'den beri ne yaptıysak arkasındayız, altına da imzayı atıyoruz. Senden öğrenecek değiliz. Senin politikan yüzde 10 alır, bizimki yüzde 50-49,5 alır, hadi!
Vural: Hadi, hadi! Valilere "Operasyon yapmayın!" talimatı veren sensin.
Ala: Yeter be, yeter!
Vural: Vicdanın var mı senin?
Ala: Biraz nezaket olur.
Bu diyaloglar sırasında TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, sık sık araya girerek ortamı sakinleştirmeye çalıştı.
Vural: Hangi yüzle çıkıyorsun buraya? Vicdan var mı sende ya?
Ala: Vicdandan ne anlarsın ki! Üslup üslup değil bir kere.
Vural: Bu şehitleri gördüğün zaman vicdanın sızlamıyor mu senin?
Ala: Arkadaşlar, bu ne ya? Her seferinde, sözler, kelimeler bile ıstırap çekiyor ağzında.
Vural: Sen ortaklarınla, söyle bakayım.
Ala: İkincisi: Ben milletvekilimizden, bir yerde görevlendirme değil… Bakın, ama aynı şeyi söyledim. Milletvekilimizin ilminden, bilgisinden yararlanmak yanlış bir şey mi? Bunu engelleyen bir şey mi var? CİHAN