Adana'da hayırsever işadamı ve eğitimcilere yönelik algı operasyonunda hukukun ayaklar altına alındığı vurgulandı. Gözaltına alınan kişilerin avukatlarından Serkan Ulufer, polisin müvekkillerin evine avukat beklemeksizin girdiğini vurguladı.
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin elinde 'savcılık tarafından verilmiş bir yazılı emir olduğunu' gördüklerini ifade eden Ulufer, "Savcının yazılı emriyle arama ve gözaltı yapılması talep edilmekte. Savcılıkça verilen bu yazılı emir 'gecikmesinde sakınca bulunan' hallerde uygulanacak bir yöntemdir. Ancak gecikmesinde sakınca olacak bir durum olmamasına rağmen böyle bir usul uygulanmıştır. Normalde müvekkilimiz hakkında 8 Ocak'ta 'yurt dışına çıkış yasağı' verildiğine dair mahkeme kararı tebliğ edilmiş. Beş gün sonra 'gecikmesinden sakınca bulunan bir hal var' gerekçesiyle, müvekkilimiz mahkeme kararı olmadan, savcının yazılı emriyle gözaltına alınmak ve evinde arama yapılmak istenmiştir." dedi.
Şimdiye kadar bu tarz işlemlerin Sulh Ceza Hakimlikleri kararlarıyla yürütüldüğünü hatırlatan Ulufer, bu hakimliklerin 'proje mahkemeler olduğu, kapalı devre çalıştığı, sonradan hukuka aykırı şekilde kuruldukları' şeklinde eleştirildiğine dikkat çekti.
'KAPALI DEVRE ÇALIŞIYORLAR' DİYE ŞİKAYET ETİĞİMİZ SULH CEZA HAKİMLİKLERİ'NE DAHİ TAHAMMÜL EDİLMİYOR'
Gelinen noktada bunun da bir adım ötesine geçildiğini ve artık Sulh Ceza Hakimlikleri'nin de by pas edildiğini savunan Avukat Serkan Ulufer, "Doğrudan savcının yazılı emriyle 'gecikmesinden sakınca var' diye, evlerde gözaltı ve aramalar yapılıyor. Bu Türkiye'de hukuksuzluğun bir adım daha öteye geçtiğinin göstergesidir. Bugün gördük ki 'kapalı devre çalışıyorlar' diye şikayet etiğimiz Sulh Ceza Hakimlikleri'ne dahi tahammül edilmiyor. Ülkede hukuksuzluk bir adım daha öteye geçmiştir." şeklinde konuştu.
Hakim kararı olmadan insanların 'konut dokunulmazlığı hakkı ve kişisel özgürlüklerin' ihlal edildiğini ileri süren Ulufer, dosyanın içeriğine ilişkin ise bilgi alamadıklarını kaydetti. 'Gizlilik' kararı nedeniyle hazırlık dosyasından fotokopi alamadıkları gibi incelemelerine de izin verilmediğini aktaran Ulufer, şöyle devam etti: "Gizlilik kararı 'bir hakimlik tarafından verilmiş' değil. Bu konuda bize ibraz edilen birşey yok. Bize sadece sözlü olarak dosyada 'gizlilik' kararı olduğu söylendi. Hazırlık aşamasında bu şekilde zorluklar da çıkartılıyor. Dosyada fotokopi verilmemesi ve incelemeye müsaade edilmemesi konusu için Sulh Ceza Hakimliği'ne itirazda bulunduk. Savcılığın verdiği yazılı emir hususuna da itiraz ettik. Bunlarla ilgili Sulh Ceza Hakimliği'nin vereceği kararı bekliyoruz."
"PLANLI, PROJELİ ÇALIŞMALAR MAYIS 2015'TE BAŞLATILDI'
Bu arada Adana Emniyet Müdürlüğü, operasyonun 'Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanuna Muhalefet Suçunu İşleyen Şahıslara Yönelik' iddiasıyla yapıldığını duyurdu. Konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada şöyle denildi: "Adana Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince 'Resmi Belgede Sahtecilik, Kamu Kurumu Zararına Dolandırıcılık, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanuna Muhalefet, Örgüt Üyesi Olmak, Örgüt Yöneticisi olmak, Resmi Belgeyi Bozmak Yok Etmek veya Gizlemek, Nüfuz Ticareti' suçları kapsamında 20 Mayıs 2015 tarihinde başlatılan planlı projeli çalışmalar neticesinde ilimiz başta olmak üzere İstanbul ve Ankara illerinde eş zamanlı olarak düzenlenen operasyon neticesinde aralarında dönemin Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz'ın da bulunduğu 27 suç şüphelisi şahıs yakalanarak gözaltına alınmıştır. Olayla ilgili olarak tahkikat devam etmektedir." CİHAN