Denizli Devlet Hastanesi kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Opr. Dr. Muhammet Göçmen, zor bir dönem olan menopozun kadınların yaşamının üçte birini kapsadığını, bu sebeple bir hastalık olarak değil, doğal bir döngü olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'de menopoza giriş yaşının son yıllarda 46-48'e kadar düştüğünü ifade eden Opr. Dr. Göçmen, östrojen hormonunun bitmesiyle ortaya çıktığını belirterek, "Çikolata kisti, polikistik over sendromu, üreme organlarının radyasyon ışınına maruz kalması gibi sorunlar, normalden daha erken yaşta menopoza neden olabilir. 40 yaşından önce girilen menopoz, erken menopozdur ve her 100 kadından üçünde görülen ve nedeni çoğunlukla bilinmeyen süreçtir. Erken menopozu tetikleyen etkenlerin başında genetik faktörler, obezite ve sigara gelmektedir. Türkiye'de görülme sıklığı yüzde 3 olan erken menopozun teşhisi, menopoz döneminin kaliteli geçirilmesi açısından önemlidir. Çevre kirliliğinin artması, aşırı stres, sigara ve diğer faktörler nedeniyle erken menopozun görülme sıklığı giderek artırmaktadır." dedi.
Sıcak basması, uyku bozuklukları, anlık günlük duygu dalgalanmaları, konsantrasyon eksikliği gibi durumların menopozun belirtileri olduğunu aktaran Göçmen, "Cilt, kemikler, cinsel organlar da menopozdan etkilenir. Kolay yorulma, kemik erimesi bu dönemde en sık karşılaşılan sorunlardır. Cilt, vücudun en geniş yer kaplayan organıdır ve östrojene çok duyarlıdır. Böyle olunca menopozla birlikte çok hızlı ve geri dönüşümü olmayan sorunlar ortaya çıkmaktadır. Menopoz, psikolojik olarak da kadınlarımızı en çok rahatsız eden dönemdir. Kadınlarımızı rahatsız eden diğer bir büyük sorun da menopoza girmeleriyle kadınlıklarını kaybettikleri ve işe yaramayacakları hissine kapılmalarıdır. Bu konuda mutlaka psikolojik destek almaları gerekmektedir." diye konuştu.
Menopoz dönemiyle birlikte kalp rahatsızlıkları ve kemik erimesi, meme, rahim ve yumurtalık kanserleri gibi birtakım rahatsızlıkların görülebileceğini ifade eden Muhammet Göçmen, esas tedavinin eksilen hormonu yerine koymak olduğunu söyledi. Opr. Dr. Göçmen, şunları kaydetti: "Menopozdaki kadın, bir birey olarak ele alınmalı ve eksilen östrojen hormonu yerine koyulmalıdır. Menopoz dönemindeki kadın semptomlar açısından değerlendirilmeli, duruma göre beş yıl kadar hormon tedavisi uygulanmalıdır. Hormon tedavisi başka hastalıkları tetiklemesi açısından risk içeriyorsa bu süre kısaltılabilir. Menopozdaki kadın bireyselleştirilerek rahatsızlıkları yönünden tedavi edilmeli, multidisipliner yaklaşımla hayat kalitesi en üst düzeye çıkarılmalıdır. Unutulmamalıdır, menopoza giren kadın hasta olmadığını bilmeli, yaşam kalitesinin düşmesine izin vermemeli, gerektiğinde her türlü desteği almalıdır." CİHAN